TİMETÜRK I HABER MERKEZİ
Suudi Arabistan, Tahran'daki elçilik binasının ateşe verilmesinin ardından Pazar günü İran ile diplomatik ilişkilerini kestiğini açıkladı.
Krallığın Şii din adamı Nimr'i idam etmesinin ardından iki rakip ülke arasındaki kriz giderek tırmanıyor.
İranlı göstericiler Pazar günü Suudi elçiliğine saldırmış ve İran'ın dini lideri Hamaney, Nimr'in idamının ardından “kutsal intikam”ın başladığını açıklamıştı.
İki ülke arasındaki inişli çıkışlı ilişkilerin son yirmi yıl içinde izlediği seyir ise şöyle:
1987 Mekke Olayları
Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkiler 1987 yılının Temmuz ayında kopma noktasına geldi. Mekke şehrinde yaşanan çatışmalar sırasında 275'i İranlı olmak üzere 402 hacı hayatını kaybetti.
Göstericiler Tahran sokaklarına döküldü; Suudi elçiliğini kuşatırken Kuveyt elçiliğini ateşe verdi. Suudi diplomat Musa el Hamdi, Tahran'daki elçiliğin penceresinden kaçmak isterken pencereden düştü ve hayatını kaybetti. Riyad, Tahran'ı Hamdi'yi Suudi Arabistan'daki hastaneye nakletmekte yavaş davranmakla suçladı.
Nisan 1998'de Suudi Arabistan kralı Fahd, İran ile diplomatik ilişkilerin kesildiğini açıkladı.
1999 iyi zamanlar
Hatemi, 1997'de kazandığı ilk seçimin ardından Suudi Arabistan ile uzlaşma çalışmalarına başladı ve 1979 devriminden sonra yirmi senedir devam eden gergin ilişkilere bir son vermeye çalıştı.
Hatemi 1999 yılında Suudi Arabistan'a bir ziyaret gerçekleştirerek devrimden bu yana Arabistan'ı ziyaret eden ilk İran devlet başkanı oldu.
Kral Fahd, İran başkanı Muhammed Hatemi'nin 2001 yılında kazandığı seçim başarısını kutladı ve reformcu siyasetini desteklediğini belirtti.
2001 yılı Nisan ayında imzalanan güvenlik anlaşması iki ülke arasındaki ilişkilerin pekiştirilmesini sağladı.
2003 Bölgesel Rekabet
ABD'nin Irak'ı işgali ve Saddam Hüseyin'in devrilmesi ülkedeki Şii nüfusun güçlenmesine ve ülkenin İran'a karşı siyasetinde değişiklik olmasına sebep oldu.
İran'ın nükleer enerji çalışmaları Suudilerin Ahmedinejad yönetimindeki İran'ın Körfez'de nüfuzunu arttıracağı ve Şii halkları destekleyeceği korkusuna kapılmasına sebep oldu.
Ocak 2007'de Suudi Arabistan bir İranlı temsilciye İran'ın, Irak ve nükleer çalışmaları sebebiyle ABD ile çatışma halinde olmasından ötürü Körfez'i tehlikeye attığını söyledi.
2011 Arap Baharı
Suudi Arabistan, kitlesel protestoları bastırmak için Bahreyn'e asker gönderdi. Çoğunlukla Şiilerden oluşan muhaliflerin İran'la ittifak kurmasından çekiniyordu. İki ülke daha sonra İran'ı Bahreyn polisine karşı şiddeti körüklemekle suçladı.
WikiLeaks tarafından yayımlanan ABD diplomatik yazışmalarında, aralarında Kral Abdullah'ın da bulunduğu Suudi liderlerin Washington'a İran'ın nükleer çalışmalarının sonlandırılması ve gerekirse askeri güç kullanması yönünde baskı yaptığı görüldü.
Suudi Arabistan, Doğu Eyaleti'nde aralarında Nimr'in de bulunduğu Şiileri yabancı devletle yani İran'la iş birliği yapmakla ve fitne çıkarmakla suçladı.
Washington, İran'ın ABD'deki Suudi elçiyi öldürmek üzere plan yaptığı bir komployu açığa çıkarttıklarını açıkladı. Riyad, İran'ın bunun bedelini ödeyeceğini söyledi.
2012 Vekalet Savaşları
Suudi Arabistan, İran'ın müttefiki Esed'i devirmek için savaşan muhaliflerin en büyük destekçisi oldu. Riyad, Esed'i “soykırım” yapmakla İran'ı ise “istilacı güç” olmakla suçladı. Tahran ise karşılığında Riyad'ı “terörizm”i desteklemekle itham etti.
Mart 2015'te Suudi Arabistan Yemen'de İran'ın müttefiki Husilerin yönetimini ele geçirmesini engellemek için askeri harekat başlattı. Riyad, İran'ı milisler yoluyla darbe yapmaya çalışmakla suçlarken Tahran da Riyad'ı hava saldırılarında sivilleri vurmakla suçladı.
Aslı reuters'ta yer alan makale Melahat Kemal tarafından Timetürk için Türkçe'ye çevrilmiştir.