“Libya hükümeti, Hafter’i müzakere masasına geri getirdi”
Türk Destekli Ulusal Anlaşma Hükümeti (GNA) kuvvetlerinin başarıları, Libya Ulusal Ordusu’nun (LNA) inatçı lideri Mareşal Halife Hafter’i askeri eylemden bir süre uzak durmaya, bunun yerine diplomatik yollarla çözüm aramaya ve müzakere masasına dönmeye itti.

Oluşturma Tarihi: 2020-06-07 09:49:47

Güncelleme Tarihi: 2020-06-07 09:49:47

Alex Kassidiaris

Türk Destekli Ulusal Anlaşma Hükümeti (GNA) kuvvetleri, ülke genelindeki yetkilerini güçlendirerek Libya'daki ilerlemelerini sürdürüyor.

Son zamanlardaki önemli GNA kazançları, Libya Ulusal Ordusu'nun (LNA) inatçı lideri Mareşal Halife Hafter'i askeri eylemden bir süre uzak durmaya ve bunun yerine diplomatik yollarla çözüm aramaya itti.

GNA'nın Stratejik Kazançları 

3 Haziran'da GNA kuvvetleri, Libya Ulusal Ordusu tarafından bir yıldan uzun bir süredir tutulan, Qasr Bin Ghashir'deki Trablus'un ana Uluslararası Havalimanı'nı yeniden ele geçirdi.

BM tarafından tanınan Trablus hükümetinin komutası altındaki Libya silahlı kuvvetleri, Libya başkentinin idari bölgelerindeki hayati noktaları yeniden ele geçirmek için büyük bir karşı saldırı operasyonu başlattı.

GNA, ülkede stratejik noktaları ele geçirerek, devam eden çatışmanın bozdu. Al-Watiya hava üssünün geçen ay yeniden ele geçirilmesinin ardından GNA Ordusu Çarşamba günü bir başka stratejik zafer daha kazandı.

Trablus'un doğusuna 8 mil uzaklıkta olan Mitiga Uluslararası Havalimanı'na güvenemeyeceği için,Trablus Uluslararası Havalimanı'nı güvence altına almak Trablus hükümeti için gerekli. Bu gelişme, GNA ordusunun operasyonel ve lojistik yeteneklerini önemli ölçüde artırıyor ve Libya Ulusal Ordusu için bir başka önemli başarısızlığı ifade ediyor.

4 Haziran itibariyle GNA, Ain Zara'yı ve Trablus'un güneyinde yer alan diğer önemli bölgeleri de kontrol ederek BM destekli hükümetin Trablus'taki egemenliğini pekiştirdi. Türkiye'nin, Başbakan Fayez al Sarraj'a verdiği destek bu ilerlemeler için hayati önem taşıyor ve LNA güçlerini çıkmaza soktu.

Ankara'da Sarraj, Moskova'da Maetig

Aynı zamanda, GNA tarafı sahada son zamanlarda stratejik kazanımlar elde etmeye çalışıyor. Geçtiğimiz aylarda inşa edilen, savaş alanında artan bir mevcudiyetle,(bu kazanımların en etkili sebebi Türk desteği) Trablus merkezli hükümetin üst düzey yetkilileri, askeri başarılarını, diplomatik ve politik başarılara dönüştürmeye çalışıyorlar.

Ulusal Anlaşma Hükümeti Başbakanı Fayiz es-Serrac, artan bu GNA başarıları arasında devam eden ateşkes görüşmeleri konusunda daha fazla koordinasyon için Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile 4 Haziran'da bir araya geldi.

Fayiz es-Serrac ve GNA yetkilileri, mevcut kırılgan bağlam ve ateşkes çabalarını göz önünde bulundurarak kamuya açık açıklamalarında mütevazı bir yaklaşım sürdürmek istese de, Türk tarafı bu kadar ihtiyatlı değil. Son zamanlarda yapılan bir televizyon röportajında Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus paralı askerleri tarafından desteklenen Hafter'in siyasi bir çözüm aramayacağını ve nihayetinde Türk destekli GNA kuvvetleri tarafından yenileceğini söyledi.

Ankara'nın Emelleri

Ankara, GNA'yı destekleyerek ve Libya'da kilit bir varlık oluşturarak kendi dış politika hedeflerini zorluyor. Bu zorlama, rakip komşular, yani Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır pahasına yapılıyor. Şimdiye kadar, Türkiye'nin bu yöndeki en önemli önceliği , Girit adasının güneyinde, Yunan ve Kıbrıs Rum EEZ'nin (münhasır ekonomik bölge) bazı kısımlarını kapsayan ve Atina ve Lefkoşa için sert bir fiili durum yaratan sondaj faaliyetlerinin başlamasıdır .

Aynı zamanda Ulusal Anlaşma Hükümeti Başbakan Yardımcısı Ahmed Maetig de, 3 Haziran'da Moskova'yı ziyaret ederek Trablus merkezli hükümetin müzakereleri yeniden başlatma niyetini açıkladı. Kırılgan ateşkes teklifi, büyük LNA kayıplarından sonra yakın zamanda tekrar ileri sürüldü. Sahadaki bu yeni durum ise taviz vermeyen LNA lideri Hafter'i taviz vermeye itti.

BM Destekli Görüşmeler

BM heyeti ile Hafter tarafındaki temsilciler arasındaki görüşmeler 3 Haziran'da gerçekleşti; BM sözcüsü Stephane Dujarric, her iki tarafın da doğru yönde ilerlediğine işaret eden son görüşmeler konusunda iyimser. Dujarric'e göre, tüm taraflar, BM ve uluslararası toplumun baskısı altında, çatışmanın kapsamını hafifletmek ve Libya halkının acılarına son vermek için adımlar atıyorlar.

BM, müzakere sürecinde en endişe verici faktörün her iki taraftan da silah ambargosunun ihlali olduğunu vurguladı. Bu ihlal, önceki aylarda çatışmanın artmasını sağladı ve şu anda durumu anında kontrolden çıkarabilecek önemli bir risk oluşturuyor. Ancak Dujarric, BM çabalarının yanı sıra, karşıt tarafların müzakere masasına geri dönüşünün (BM Şubat 2020 ateşkes planına göre) nihayet bir çözüm getirebileceğini açıkladı .

Fransız Endişeleri

En son olayları takiben, Libya alanındaki yabancı oyuncuların Türkiye ve Rusya olduğu ortada. Özellikle Rus jet avcı uçaklarının ülkede geniş çaplı konuşlandırılmasından sonra, (uluslararası tartışmalar ve ABD'nin eleştirileri arasında) Kremlin artık ülkedeki Rus ayak izinin fark edilmesini önemsemiyor. Askeri ve diplomatik araçların birleşimi ile Moskova, Rusya'nın Suriye'deki başarılı politikasının yanı sıra, incelendiğinde Akdeniz boyunca yavaş yavaş kayda değer bir varlık oluşturdu.

Kremlin ve Ankara'nın ayrı ayrı başardıkları başroller, görünüşe göre Libya'da çıkarları olan diğer yabancı aktörleri endişelendiriyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, geçtiğimiz hafta Libya'da, Suriye'deki oyunun tekrarlanma riskinin olduğu konusunda uyardı.

Le Drian'ın Libya'nın potansiyel “Suriyelileşmesi” konusundaki endişeleri, Libya'nın hala başarısız bir devlet olduğu düşünüldüğünde oldukça tartışmalıdır; Şam on yıl süren acı bir çatışmayı sona erdirmeyi ve devlet kurma sürecine geri dönmeyi başardı. Fransız endişeleri, Paris'in müzakere gücünün ve Libya'daki genel rolünün ciddi şekilde azaltılacağı bir senaryoda özetlenebilir.

Kaynak: https://www.insideover.com

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir.

Çeviri: Feyza Akyıl