Müslüman olup evlenecekti, Dubai'deki karakolda dövülerek öldürüldü
İngiliz vatandaşı Brit Lee Brown'ın Dubai'de bir polis karakolunda 'dövüldükten ve aç kaldıktan' sonra öldürüldüğü iddia edildi

Oluşturma Tarihi: 2022-11-01 20:53:57

Güncelleme Tarihi: 2022-11-01 20:53:57

39 yaşındaki Lee Brown'ın ölümüyle ilgili soruşturmada, İngiliz arkadaşları ailesini arayıp çektiği acıyı anlatırken ölümünü önlemek için gerekenin yapılmadığını bildirdi.

İngiliz turistin kötü şöhretli bir Dubai polis karakolunda dövüldükten ve aç kaldıktan sonra öldüğü öğrenildi.

Lee Brown'un ailesi Dışişleri Bakanlığı'nı suçlarken, yetkililerin ölümünü önlemek için yeterli çabayı göstermediğini söyledi.

Körfez eyaletindeki yetkililer ise Lee Brown'ın kendini sağa sola atarak darp ettiğini iddia etti.

Ancak mahkûm arkadaşları, polis tarafından dövüldüğünü, aç bırakıldığını ve yardıma ihtiyacı olduğunu, aksi takdirde öleceğini söylemek için ailesini aradıklarını belirtti.

MÜSLÜMAN OLUP EVLENECEKTİ

Lee Brown, 6 Nisan 2011'de Endonezya'daki kız arkadaşını ziyarete giderken Körfez ülkesi BAE'ye birkaç günlüğüne uğramayı planlamıştı.

Walthamstow Adli Tıp Kurumu'na göre, Lee Brown'ın kötü şöhretli Bur Dubai polis karakoluna götürülmeden önce kaldığı Burj Al Arab Oteli'nde bir hizmetçiye saldırdığı iddia edildi.

Mahkemeden talep edilmesine rağmen, BAE'deki yetkililerin polis karakolunda olay sırasında geçen zamanın hiçbir görüntüsünün ortaya çıkmadığı söylendi.

Doğu Londra'da yaşayan Lee Brown'ın seyahat etmeyi sevdiği, yaklaşık bir yıldır tanıştığı kız arkadaşıyla evlenmek için İslam'a geçmeyi düşündüğü öğrenildi.

Dünyanın dört bir yanına uçmak için bina, resim, dekorasyon işinde haftanın yedi günü para biriktirmek için çalıştığı öğrenildi.
Lee Brown hakkında yapılan bir tanık açıklamasında, otelde çalışmayan birinin içeri girip kendisini dışarı ittiği iddia edildi. Daha sonra odasına döndüğünde, odasına gelen 20 kişi tarafından dövüldüğünü ve sadece iç çamaşırıyla karakola götürüldüğü ifade edildi.

Lee Brown'ın 8 Nisan'da savcılığa götürüldüğü ve burada kendini yere attığı, sandalyelere atladığı, yüzünden, kolundan ve göğsünden yaralar aldığı iddia edildi.

Ardından, durumu kötüleşince dört gün gözaltında tutulduğu belirtildi.

TANIKLAR TELEFONLA BİLGİ VERDİ

11 Nisan akşamı erkek kardeşi Steve ve baldızı Susanne, gözaltına alınan başka bir İngiliz'den, Lee Brown'ın "çok kötü bir durumda" olduğunu ve gözaltında ölme riskiyle karşı karşıya olduğunu anlatan bir telefon aldı. Mahkûm onlara "Yardım almalısınız. Böyle giderse Lee ölebilir" dedi.

Lee Brown'ın alnındaki yara nedeniyle kan olduğunu ve hücre hapsinde kelepçelendiğini söyleyen tanıklar, "Polis tarafından çok kötü dövüldü, gerçekten kötü bir durumda. Yardım alın ve İngiliz Büyükelçiliği'nin derhal yardım istemesini sağlayın" tavsiyesinde bulundu.

Ertesi sabah saat 2 civarında aynı mahkûmun Susanne'ı arayarak şöyle dediği aktarıldı:

"Büyükelçiliği aradınız mı? Onu hücreye aldılar, fena halde dövdüler, yerde baygın durumda, yardıma ihtiyacı var. Dubai polisi onu çok kötü dövdü, ne beslendi ne su verildi, tek başına kelepçeli, ayak bileklerinde prangalar var, uyuyor gibi görünüyor ve bilincini kaybediyor. Burun yaralanmasından dolayı yüzünden ve göğsünden kan damlıyor ve kafasının şakak bölgesinde bir kesik var."
Fransız olan başka bir mahkûm ise, "Onun için yardım almalısınız, günlerdir bir şey yiyip içmedi" dedi.

Kayınbiraderi, her iki aramadan hemen sonra Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçti, ancak yetkililerin aileye karşı çok "soğuk" davrandığı iddia edildi.

Birkaç saat sonra bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi hapishaneyi ziyaret edip Lee Brown'un uyuduğu söylendi ve olay yerinden ayrıldıkları öğrenildi.

Lee'nin ölümünden günler sonra, Steve ve Susanne Dubai'ye uçtular ve orada uyumaya çok korktukları için geri dönmeden önce 24 saat içinde polis karakolunu, savcılığı ve oteli ziyaret ettiler.
Susanne mahkemeye yaptığı başvurusunda, bir polis karakolu yetkilisiyle görüşmelerinin "belirsiz ve tutarsız" olduğunu belirttiklerini, yetkiliyi görme taleplerinin geri çevrildiğini söyledi.

BAŞSAVCIDAN TUHAF AÇIKLAMA

Çifte, yetkilinin Lee Brown'un elleriyle kendi kendisini dövdüğünü gösterdiği, ancak görüntüleri görmek istediklerinde "çok bulanık" olduğu söylendi.

Aile, "oldukça çılgın" gelen "tuhaf bir sunum" yaptığı söylenen Başsavcı'yı da makamında ziyaret ettiler. Burada da görüntüleri izlemelerine izin verilmedi.

Bayan Brown şunları söyledi:

"Bana (ölümünden sonra) aleyhindeki kovuşturmanın reddedildiğini, sanki bunun için minnettar olmamız gerekiyormuş gibi, ölümden sonra da onu kovuşturmaya devam edebileceklermiş gibi, sanki mutlu olmamız gerekiyormuş gibi söylediler. Ardından sadece gitmemizi istediler. Onun ölümüne yol açan koşullar hakkında birçok cevaplanmamış soru var."

"DUBAİ BİZİ ENDİŞELENDİRİYOR"

"Onun korkunç hücre hapsi koşullarında dövüldüğüne, aç bırakıldığına ve ölüme terk edildiğine ve Birleşik Krallık'taki yetkililerin onun hayatını korumak için hiçbir şey yapmadığına inanıyorum. Eğer mahkûmlar aramasaydı, Lee'ye ne olduğu hakkında çok az şey bilinirdi. Dubai, tatil için gidilecek ülke, seyahat etmek için gerçekten güvenli bir yer olarak tanıtılması, bir aile olarak bizi gerçekten endişelendiriyor. Dost bir ülke, Afganistan gibi değil, onlarla ticaret yapıyoruz, yürürlükte anlaşmalar var, güvenli bir ülke. İnsanlar bir şeyler ters giderse çok az destek alacaklarının farkındalar mı bilmiyorum. Hiçbir tıbbi durumu yoktu ve Dubai'ye giderken ilaç almıyordu, ancak baldızına adli tabibte oteldeki sözde davranışları için tek güvenilir açıklamanın bir akıl sağlığı olayı olduğu söylendi.

Doğu Londra Nadia Persaud Bölge Adli Tıp Kurumu başkanlığında yürütülen jüri soruşturmasının sürmesi bekleniyor.

MetroUK