Müslümanların türbesine Hindu siyasetçi sahip çıkınca ortalık karıştı
Tüm inançlardan Hintlilerin uğrak yeri olan bir Sufi türbesi, yakın zamanda üst düzey bir siyasi liderin burayı yalnızca Hindular için 'özgürleştirmek' istediğini söylemesinin ardından ülkede gündem oldu.

Oluşturma Tarihi: 2024-01-29 20:39:50

Güncelleme Tarihi: 2024-01-29 20:49:06

BBC'den Cherylann Mollan, tartışmanın merkezinde bulunan türbe etrafındaki son gelişmeleri aktardı.

Kayalara oyulmuş 1.500 basamak süren tırmanışın ardından varılan bir tepede bulunan tarihi türbe, Müslüman Sufi bir şahsiyetin mezarı olarak biliniyor.

Ülkenin batısındaki Maharashtra eyaletindeki Mumbai'nin eteklerinde bir tepe üzerinde yer alan Hacı Malang dergahının, 700 yılı aşkın süre önce Hindistan'a gelen bir Arap dervişin mezarını barındırdığı söyleniyor.

Hindistan'daki diğer birçok Sufi türbesi gibi, dergâh da dini bir anlaşmazlığın merkezinde olmasına rağmen asimilasyon ve hoşgörünün sembolü olarak görülüyor.

Ziyaret ettiğimde hem Hindular hem de Müslümanlar, sufinin mezarına çiçekler ve Sufi geleneklerinde saygının sembolü olarak sunulan bir bez parçası sunuyorlardı. İnanışa göre "temiz bir kalple" istenen her dileğin yerine getirileceği düşünülüyor.

Dergahın yönetim kurulu, bu saygılı bir arada yaşama duygusunu yansıtıyor; mütevellilerinden ikisi Müslüman olsa da, türbenin esas koruyucuları Hindu Brahman ailesinden geliyor.

Ancak bu ayın başlarında Maharashtra Başbakanı Eknath Shinde, siyasi mitinglerinde onlarca yıllık bir iddiayı yeniden canlandırarak tartışmalara yol açtı. Geleneksel olarak dergah kabul edilen yapının Hindulara ait bir tapınak olduğunu ileri süren Shinde, burayı "özgürleştirmeye" kararlı olduğunu açıkladı.

Shinde, Hindistan'daki bazı önde gelen camilerin ve Müslümanların ait yapıların, yüzyıllar önce Hindu tapınaklarının yıkılmasıyla inşa edildiklerini iddia ediyor.

1980'lerde Shinde'nin siyasi danışmanı Anand Dighe, Hacı Malang dergahını Hindular adına "geri almak" için bir kampanyaya öncülük etmişti. 1996 yılında, dergahtaki Şiv Sena partisinden 20.000 işçiyi pooja (bir Hindu ibadet eylemi) gerçekleştirmeye yönlendirmişti.

O tarihten bu yana, yapıya Malanggad adını veren Hindu muhafazakarları, dolunay günlerinde dergahta pooja yapma uygulamasını sürdürdüler. Bu da zaman zaman Müslümanlar ve yerel halk arasında çatışmalara yol açtı.

Ancak siyasi gözlemciler, Shinde'nin tutumunun inançtan çok, politika ile daha çok ilgili olduğunu söylüyor. Dighe'nin geçmişteki kampanyası da Maharashtra eyaletindeki Hindu seçmenler arasındaki cazibesini artırmıştı.

Eski gazeteci Prashant Dixit, "Shinde, şimdi kendisini Maharashtra'nın 'Hindu kurtarıcısı' olarak konumlandırmaya çalışıyor" diyor.

Hindistan'ın en zengin eyaleti olan Maharashtra, ulusal seçimlerden ayrı olarak bu yılın sonlarında eyalet meclisi için oy kullanacak. Dixit, eyaletin kendine özgü siyasi ortamı göz önüne alındığında Hindu çoğunluğun desteğini sağlamanın Shinde için hayati önem taşıdığını söylüyor.

Maharashtra'daki seçimler genellikle Hindu milliyetçisi Şiv Sena ve iktidardaki Bharatiya Janata Partisi (BJP) ile merkezci Milliyetçi Kongre Partisi (NCP) ve Kongre arasında her biri kendi tabanına sahip dört yönlü bir yarışma olarak gerçekleşiyor.

Ancak Shinde için ayrı bir zorluk, 2022'de kendisinin ve destekçilerinin eski Şiv Sena blokundan ayrılmış olmaları.

Dixit, "Milletvekilleri parti değiştirebilse de çekirdek seçmenlerin sadakatlerini değiştirmesini sağlamak zor. Shinde, dergah meselesini gündeme getirerek, eski Şiv Sena'nın çekirdek seçmenlerinin duygularına hitap etmeyi ve Hindu oy bankasını sağlamlaştırmayı umuyor" diyor.

BBC'nin görüştüğü Hindu milliyetçiler, Shinde'nin yorumlarına karışık tepkiler verdi.

Örneğin Kushal Misl, Shinde'nin uzun süredir aklında olan şeyi dile getirdiğini düşünüyor: "Türbenin başlangıçta bir Hindu azizine ait olduğu, daha sonra Hindistan'daki istilalar sırasında Müslümanlar tarafından ele geçirildiği inancı."

Rajendra Gaikwad da benzer bir görüşü paylaşıyor ancak tartışmalardan rahatsız. Gaikwad, "Şu anda Hindistan'da olup bitenler çok kötü." diyor.

Her ay türbeye giden Abhijit Nagare, yapının hangi dine ait olduğunun kendisi için önemli olmadığını, kendisini orada huzur içinde hissettiği için ziyaret etmeyi sevdiğini söylüyor.

BBC'ye konuşan türbenin yönetiminden biri olan Nasir Han, tartışmanın türbeyi ziyaret eden insanların sayısında düşüşe yol açtığını söyledi. Han, "İnsanlar aileleriyle birlikte geliyor ve kötü niyetli kişiler tarafından rahatsız edilmek istemiyorlar." dedi.

Tartışma yerel işletmelere de zarar veriyor.

914 metre yükseklikteki tepenin üzerinde yer alan türbe, yıllar boyunca taşa ve kayaya oyulmuş evler, dükkanlar ve restoranlarla çevrili.

Han, orada hem Hindu hem de Müslüman yaklaşık 4.000 nüfusun yaşadığını söylüyor. Yerel halkın geçimini sağlamak için turizme ihtiyacı var ama bu zor bir yaşam.

Yerel halk, özellikle zorlu yaz aylarında içme suyu gibi temel ihtiyaçlara ulaşmakta zorlanıyor.

Yerel köy meclisi üyesi Eyyub Şeyh, "Suyun karneye bağlanması gerekiyor. Her aileye günde sadece 10 litre su veriliyor" diyor.

Tepede ayrıca uygun bir hastane, okul veya ambulans yok.

Sadece adının kullanılmasını isteyen Hindistan'ın yerli taşıma aracı tuk-tuk sürücüsü 22 yaşındaki Şeyh, "Eğitimli bir insan burada yaşamak istemez; onların yapacak hiçbir şeyi yok. Siyasetçilerin tek istediği oy almak için oyun oynamak. İnsanların ne istediği gerçekten kimsenin umurunda değil." diyor.

Bu duygu halk arasında çok sayıda insan tarafından da dile getiriliyor.

Şeyh, "Hindular ve Müslümanlar bu tepede yüzyıllardır uyum içinde bir arada yaşadılar. Bayramları birlikte kutluyor, ihtiyaç anında birbirimize destek oluyoruz. Başka kimse yanımızda durmuyor; öyleyse neden kendi aramızda kavga edelim ki?" diyor.

Kaynak: BBC