Obama, Putin: Şah-Mat
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Obama'nın BM Genel Kurulu'nda stratejileri ve temel yol haritaları belirlendi

Oluşturma Tarihi: 2015-10-03 15:32:40

Güncelleme Tarihi: 2015-10-03 15:32:40

TİMETURK | HABER MERKEZİ

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in BM Genel Kurulu'ndaki konuşması sertti; ya egemen devletler tüm terör türlerine karşı geniş bir koalisyonda bir araya gelecek ve BM bildirgesinde kutsanan devlet olma hakkına saygı gösterilecek ya da kaos çıkacak.

Bu BM Genel Kurulu, Obama yönetiminin kamuoyunu yanıltıcı haberlerinin artık işe yaramadığını gösterdi. Gerek Obama'nın gerekse Putin'in BM konuşmalarını dinlemek oldukça yorucuydu. Putin ciddi bir küresel devlet adamı gibi ve Obama ekran karşısındaki sınavda başarısız olan bir numaracı gibi davrandı.
Putin'in konuşmasının temel noktaları, endüstrileşmiş Batı'dan ziyade ana izleyici kitlesi olan Global Güney tarafından kolayca anlaşılabilir nitelikteydi.

1) Renk devrimleri – ya da tek renkli devrimler- ithali artık son bulmuştur.
2) Devlet olma hakkı önceliğinin alternatifi kaosdur. Bu Suriye'deki Esed sisteminin son derece problematik olabileceğini ancak mahallede oynanan tek oyunun bu olduğuna işaret etmekte. Bunun alternatifi ise IŞİD barbarlığıdır. Tıpkı NATO'nun “özgürleştirdiği” Libya'da olduğu gibi burada da itimat edilicek “ılımlı muhalefet” yoktur.
3) BM – çatlaklı yapısına rağmen- hatalı, reelpolitik jeopolitik çevremizdeki barış ve güvenliğinimizin yegane garantörüdür.

Mitlerin Yıkılışı

Washington 2011'de kendi Arab Baharı mitine inanmıştı. Tunus ve Kahire'nin ardından Şam'ın da bu parlamaya kapılacağını iddia ediyordu.

Washington çevreleri “ılımlı muhalifler”in güç kazandığı mitine inandılar.

Suriye'de bugün yaşanan trajedi, siyasi ve dini, Suriyeli, bölgesel ve evrensel çok karmaşık bir güç savaşının neticesidir.

IŞİD birkaç savaş kazanmış olabilir ancak bütün “Suriye-Irak”ı kontrol edemeyecek.

Kanseri yenmek için tek bir seçenek var: Amerika, Rusya, İran, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın içinde bulunduğu gerçek bir koalisyon tarafından gerçek bir askeri operasyonun yürütülmesi.

Ancak Washington kendisinin kontrol edemediği bir koalisyona asla katılmaz.

Bu yüzden muhtemel yol haritası, Obama ve Putin'in Newyork'ta 90 dakika üzerinde tartıştıkları şekilde iki başlı koalisyon olarak çıkacak gibi: Harekatları biri ABD ve biri de Rusya tarafından idare edilecek ancak karada “koordinasyon” olacak.

Buna rağmen Moskova, BM tarafından usulünce onaylanmış geniş kapsamlı bir koalisyon için mücadele veriyor olacak.
Görev oldukça zorlu. “Suriye-Irak” yeniden yapılandırılmak zorunda olacak.

Bu da bütün Iraklıların onaylayacağı bir Irak demek olur ki bunu İran'sız gerçekleştirmek imkansız. Ve bütün Suriyelilerin kabul edeceği bir Suriye demek olur ki bu da İran ve Rusya olmadan yapmak imkansız.

Washington evvel emirde bu iki seçeneği hayata geçirmeyi başaramayacak. Kaos İmparatorluğu'nın uzmanlık alanı ulus inşaası değil, ulusları parçalamaktır.

Ejderhanın Yenilişi

Gorbachev, Atlantik'ten Pasifik'e uzanan bir Avrupa oluşturmak amacıyla Sovyetler Birliği'nin Avrupa ailesine eklemlemek istemişti.

Ancak Sovyet sonrası Rusya bile aileye davet edilmedi. Olan şey NATO'nun Sovyetler'den kalan yerleri sömürgeleştirmesiydi.

Gorbachev Batı'nın barış hisselerini Rusya ile paylaşacağını hayal etti. Ancak Rusya'nın eline bunun yerine neo liberal şok verildi – Soğuk Savaş'ın kaybedini muamelesi göre aşağılanan bir toplum.

Putin döneminde Rusya, AB ile stratejik ortaklığı tekrar denedi. Sergey Lavrov'un 2011'e kadar Rus modernleşmesini bir Avrupacılık projesi olarak eleştirdiğini hatırlayanınız var mı?

Ancak Putin 2007'de oyunu değiştirdi. Açık bir biçimde iki kutuplu “düzen”le mücadeleye hazırdı. Yavaş ama emin adımlarla Rusya jeopolitik ilgi odağı haline geldi.
Putin Newyork'ta Yeni Dünya Düzeni'nin ayırt edici özelliklerini ortaya koydu. Bu hakiki bir metindi, Baba Bush'un Sovyetler'in dağılmasının ardından uydurduğu gibi bir “vizyon” metni değildi.

Devlet egemenliklerine saygı duyulan, yaptırımların anlamsız olduğu, NATO'nun sonsuz biçimde yayılmadığı adil bir dünya düzeni olacaktı.

Elbette şeytan ayrıntılarda gizlidir. Örneğin eğer IŞİD'e karşı koalisyona BM şekil ve destek verecekse, bu Sünni ve Şiilerin bir arada yaşayacakları bir formül gerektirecekti.

Yakın zamanda Brüksel, AB'nin Rusya'nın liderliğini yaptığı Avrasya Ekonomik Birliği ile etkileşime sokmak için içindeki düşmanlıkları yatıştırmak zorunda kalacak.
Kesin olan şu ki Kaos İmparatorluğu, Kuzey Afrika ve Güneybatı Asya'dan Rusya'nın batı sınırlarına kadar her yeri alt üst etmiş durumda.

Putin ise bu korkunç karmaşa içindeki kaos ejderhasını yenmeye ve Kaos İmparatorluğu'nun entrikaları bertaraf etmeye uğraşıyor. Ya kullandığı kılıç BM. Endişeye mahal yok; şah-mat olmuş neoconlar, neo liberal muhafazkarlar ve “yardımsever” emperyalistler yaşadıkları inmeyi gizlemekte zorlanıyor.

Pepe Escobar'ın Sputniknews'te yayımlanan makalesi TIMETURK için Melahat Kemal tarafından Türkçe'yeobama aktarılmıştır.