Pakistan-Suudi Arabistan İlişkilerine Çin Müdahalesi
Çeviri-Analiz
Arapça Haber-Analiz sitesi Arap Postası'nda yayımlanan analizde, Çin'in Pakistan ile Suudi Arabistan'ın arasını açmaya çalıştığı için Pakistan-Suudi ilişkilerinde tarihi bir gerileme yaşandığına dikkat çekildi.
Kasım 2018'de Suudi Arabistan'ın finans sorunu yaşayan Pakistan için zaman zaman ayırdığı kredilerden en sonuncusu Kasım 2018'de 6,2 milyar dolar olarak açıklanmıştı. Pakette toplam 3 milyar dolarlık kredi ve 3.2 milyar dolarlık petrol kredisi bulunuyordu.
Bu açıklamanın ardından Riyad aniden 3 milyar dolarlık kredi miktarının iadesini talep etti ve Pakistan'ın Riyad ile ilişkilerini bozduğunu gerekçe göstererek 1 milyar doları iadesini istedi. Bu talebe ilave olarak ödemelerdeki ertelemeyi de kaldırarak İslamabad'a petrol satışını durdurdu.
İki ülke arasındaki krizin, Suudi Arabistan'ın Keşmir ile ilgili yaşanan son gerilimlerde Hindistan'ın yanında yer almasının ardından ortaya çıktığı ileri sürüldüğü analizde, Suud-Pakistan ilişkilerindeki tek rahatsız edici hususun bu olmadığı, asıl Pakistan'ın İslam dünyasında lider pozisyonu güçlenen Türkiye'nin Pakistan'a Keşmir meselesinde destek vermesi, ayrıca Malezya ile yakın ilişkileri de bir başka önemli gerekçe olarak gösteriliyor.
Çin'in Pakistan'a Desteği
Suud-Pakistan arasında tırmanan bunalım sonrası Çin müdahalesinin geldiği ifade edilen analizde, Çin'in Pakistan'ı İslam dünyasındaki rolünü yönlendirmeye çalıştığı ifade ediliyor. Suud-Pakistan ilişkilerinin bozulması Riyad'ın İslamabad'a Keşmir'deki desteğini çekmesinden önce başlamıştı.
Pakistan'ın Keşmir konusunu görüşmek üzere İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi'nin özel bir toplantı yapma talebini reddeden Suudi Arabistan, Pakistan'a Malezya'daki İslami zirveye katılmaması için baskı yapmıştı. Bunun üzerine Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmood Kureyşi'nin yaptığı sert uyarıların ardından iki ülke arasındaki ilişkilerde daha da kötüleşmeye başladı. Kureyşi şu ifadeleri kullanmıştı:
“Keşmir üzerine özel bir toplantı ayarlayamazsanız, o zaman Başbakan İmran Han'dan Keşmir konusunda bizimle birlikte olmaya ve ezilen Keşmirlileri desteklemeye istekli Müslüman ülkeleri bir araya getirmesini istemem gerekecek.”
Pakistan'ın Malezya'da düzenlenen uluslararası İslami liderler zirvesinden Suudi baskısı nedeniyle çekildiği geçen yılki Aralık toplantısında da kriz yaşandığının hatırlatıldığı analizde şu bilgiye yer verildi:
“Bu zirve dönemin Malezya Başbakanı Mahathir Mohamad'in ev sahipliğinde Kuala Lumpur'da yapıldı ve İslam dünyasındaki güncel konuları tartışmak üzere Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere onlarca dünya lideri katıldı. Ancak Erdoğan, Suudi Arabistan'ın Pakistan'a yönelik ekonomik tehditlerde bulunmasının Erdoğan, Suudi Arabistan'ın krallıkta çalışan dört milyon Pakistanlıyı ülkelerine iade etmekle ve Pakistan Merkez Bankası'ndan 3 milyar dolar çekmekle tehdit ettiğini söyledi.”
Suud-Pakistan İlişkisi Nasıl Bozulmaya Başladı?
Analizde, Pakistan-Suudi Arabistan ilişkilerinin bozulmasına bir başka ve daha köklü sebep olarak Pakistan'daki Suudi yardımı alan okullar hakkında şu değerlendirme yapıldı:
“Ekonomik zayıflığına rağmen Pakistan, Suudi Arabistan'ın güçlü bir askeri müttefikiydi. Ülkenin eski genelkurmay başkanı Tümgeneral Raheel Sharif, halen Suudi Arabistan liderliğinde 39 ülkeyi içeren İslam Askeri Terörle Mücadele Koalisyonu'nun komutanıdır ve Pakistan İslam dünyasındaki tek nükleer ülkedir. Ancak Riyad, Pakistan'daki bazı Taliban okullarını finanse ederek bu zihniyetin geliştirilmesinde önemli bir rol oynadığı için Suudi dostluğu Pakistan'da karşılık bulamadı. Sözkonusu okullara yıllık yaklaşık 100 milyon dolar miktarında yapılan mali destek, Pakistan'daki Taliban yanlısı yapıları güçlendirmeye devam etti. Pakistan, bu sebeple ekonomik ve insan kaybı bakımından ağır bir bedel ödedi. Pakistan Talibanı, ülke çapında yapılan saldırılarda güvenlik personeli de dahil olmak üzere binlerce Pakistan vatandaşını öldürdü. Bunun üzerine İslamabad, 2015 yılında Afgan sınırı boyunca kuzeybatı aşiret kuşağında tam ölçekli bir askeri operasyon başlatmıştı.”
İslamabad Boyun Eğmeyi Reddediyor
Pakistan'ın Türkiye, İran ve Malezya ile ilişkileri nedeniyle Suudi baskına karşı kararlı bir direnişe geçildiğine dikkat çekilen analizde, İslamabad'ın Suudi kredisini iade talebi hamlesinde bulunması üzerine stratejik ortağı Çin tarafından teşvik edildiği ifade ediliyor. Analiz şöyle devam ediyor:
“İslam Birliği Teşkilatı'nın "Malezya Zirvesi"nde ortaya çıkan Suudilere karşı tepki, örgütün mevcut 57 üye ülkesi arasında yeni bir bloğun kurulmasına yol açabileceği endişelerini saklı tutuyor. Tartışmalı geçen son zirvede, Keşmir topraklarının geçen yıl Hindistan tarafından ilhak edilmesine üzerine, İslam Konferansı Örgütü'nün cevabı “Bunu tartışacağız!" olmuştu.
Örgütün uluslararası birçok sorun karşısında yetersizliğinden ve Arap liderler tarafından etkili bir şekilde ele geçirilmesinden bıkmış olan birçok Müslüman ülke, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Müslüman dünyasının çıkarlarını savunmak için daha güçlü ve daha aktif olması gerektiğini hissediyor.”
Çin Neden Pakistan ve İran'ı Riyad'a Boyun Eğmemeye Teşvik Ediyor?
Çin'in Bir Kuşak Bir Yol projesinin ilan edilmesinden bu yana Asya'da gelişen ticari-ekonomik ilişkilerde Pekin'in İran'daki 400 milyar dolarlık Çin yatırımıyla birlikte Tahran'ın 25 yıllık stratejik ortaklık anlaşmasını tamamlamak üzere olduğuna dikkat çekilen analizde, İKT'nın mevcut liderliğinin ABD ile güçlü bağları olduğu düşünüldüğünde, Çin'in Müslüman dünyasında ilerleme kaydetmesi ve örgüt içinde ortaya çıkan yeni blok aracılığıyla etkisini genişletmesi için fırsatların değerlendirildiği ileri sürülüyor.
Öte yandan Çin'in büyük tepki çeken Doğu Türkistan'daki zulümlerine şu şekilde dikkat çekiliyor:
“Ancak şu sorular paradoksaldır: Yeni İslami blok ülkeleri, Çin'in Uygur Müslümanlarına yönelik zulmü sorununu gündeme getirecek mi, yoksa sessiz kalıp tekrar jeopolitik güç oyunlarının kurbanı mı olacaklar?”