Kıdemli Uzman Muhammed Abdulmecid
Bazı Rus medya kuruluşları son iki haftadır daha önce görülmemiş bir yoğunlukla Esed, ailesi ve çevresine yönelik ağır eleştirilere yer vermektedir. Yapılan eleştirilerde yolsuzluk, Esed'in halk arasındaki popülaritesinin düşmesi, meşruiyetinin sorgulanması ve performansıyla ilgili halk nezdindeki hoşnutsuzluk gibi konular öne çıkmaktadır. Tartışmalara yol açan bu eleştirilerle ilgili bazı yorumcular, eleştirilerin yayımlandığı medya organlarını "itibarsız" olarak niteleyerek bu yayımların Rusya'daki karar vericilerle bir ilgisi olmadığını ve birtakım "saçmalıklardan" ibaret olduğunu ifade etti. Buna mukabil diğer bir kesim ise söz konusu medya organlarının Kremlin'e yakın olduğunun altını çizerek bu durumun aslında Esed'in davranışlarından dolayı Moskova'nın sabrının taşmak üzere olduğunu ve kendisine verilen desteğin sona ermekte olduğunu gösterdiğini ileri sürdü.
Rus medyasında Esed'e yönelik saldırıları Suriye ile ilgili son gelişmelerden bağımsız olarak değerlendirmemek gerekir. Nitekim bu saldırılar, rejimin ülkede geniş bir coğrafyada hâkimiyetini sağlayabilmiş olmasına rağmen ekonomik şartların gittikçe kötüleştiği bir ortamda gerçekleşmektedir. Bu saldırılar, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün Esed rejiminin sivillere yönelik kimyasal silah kullanmasıyla ilgili raporunun yayımlanması; tutsaklara işkence etmek ve onları öldürmek suçlarından iki rejim subayının Almanya'da yargılanması; Moskova ve Esed rejiminin koronavirüs salgınından dolayı yaptırımları hafifletmek yönündeki çabalarının sonuçsuz kalması ve Esed, destekçileri ve ortaklarıyla ilgili Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların ağırlaşmasına iki ay zaman kalması gibi gelişmeler yaşanırken gerçekleşti. Buna ilaveten Esed rejiminin müttefiki olan İran da 1979 İslam Devrimi'nden bu yana en kötü zamanlarını yaşamakta ve Esed'e yardım etme kabiliyetini yitirmektedir. Dolayısıyla bahsedilen saldırıları değerlendirirken yaşanan tüm bu gelişmelerin etkisini de dikkate almak gerekir.
Rus Medyasında Esed ve Çevresi Nasıl Yansıtılıyor?
Esed'e yönelik eleştiriler, Putin'e yakınlığıyla bilinen ve lakabı “Putin'in Aşçısı” olan güvenlik firması Wagner Grubu Kurucusu Yevgeniy Prigozhin'in Rus Federal Haber Ajansı'nda yayımlanan yazılarıyla başladı. Bu süreç Rusya'nın popüler gazetelerinden olan Pravda gazetesi ve Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyinde çıkan yazılarla devam etti. Bu haber ajansı peş peşe yayımladığı makalelerde Esed'in yolsuzlukla mücadeledeki başarısızlığını eleştirerek onu sadece bu konuda yetersiz bulmakla kalmadı aynı zamanda onun ekonomik sorunların artmasının asıl sorumlusu olduğunu da ileri sürdü. Bununla beraber yazılarda Esed'in süreci önümüzdeki dönemlerde yönetemeyeceğinden bahsedildi. Rusya'nın yardımlarını kendi çıkarları için kullandıkları, dolayısıyla had safhadaki yolsuzlukların iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğini olumsuz etkileyeceği de vurgulanan konular arasında yer aldı.
Rus Federal Haber Ajansı yayımladığı bir raporda Esed'in ekonomik sorunlar ve yolsuzluklardan dolayı halk desteğini büyük oranda kaybettiğini, bununla beraber ülkedeki şartları düzeltme konusunda da halkın artık kendisine güvenmediğini öne sürdü. Söz konusu haber ajansı bu bilgilerin “Ulusal Değerleri Koruma Vakfı” adında bir Rus kuruluşunun Esed rejimi kontrolündeki bölgelerde telefon üzerinden yaptığı bir anket araştırmasıyla elde edildiğini aktardı. 1.400 Suriyeli vatandaşın katılımıyla gerçekleşen bu çalışmaya göre vatandaşların %32'sinin gelecek yıl yapılacak seçimlerde Esed'in adaylığını desteklediği, %54'nün ise bu adaylığa karşı olduğu belirtildi. Ankete katılanların %40'ı Esed yönetiminin meşru olmadığını ifade etti. Esed'in performansı ise %41 oranında olumsuz değerlendirilirken sadece %33 oranında olumlu olarak değerlendirildi. Katılımcıların % 71'i yönetim düzeyindeki yolsuzluğun ülkedeki en büyük sorun olduğuna ve kötü ekonomik koşulların asıl nedeninin yaptırımlar olmadığına inanmaktadır. Esed rejimine yönelik eleştirilerin devamında ise başka bir makalede Suriye halkı ciddi sorunlarla mücadele ederken Esed'in, eşi için 8 milyon dolarlık bir tablo satın aldığı bilgisi aktarıldı.
Rusya Dışişleri Bakanlığına yakın Uluslararası İlişkiler Konseyi, 17 Nisan'da Rusya'nın eski Şam Büyükelçisi Aleksandr Aksenyonok tarafından kaleme alınan bir yazı yayımladı. Rejimin karşıya karşıya olduğu en büyük zorluğun terörizm değil ekonomi olduğuna dikkat çekilen yazıda, Suriye'deki savaş sonrası yeniden yapılanma projelerinin uygulanması için şartların henüz sağlanmadığı ileri sürüldü. Yazar, rejimin mevcut tavrı devam ederken yeniden yapılanmanın imkânsız olduğunu hatırlatarak Rus hükûmetine Suriye'nin geleceği ve rejim yetkililerinin kaderi hakkındaki tutumunu gözden geçirme çağrısında bulundu. Bu doğrultuda başka bir yorumcu da Rusya'nın Suriye'nin ekonomisine el atması ve terörizmi yendiği gibi yolsuzluğu da yenmesi gerektiğini vurguladı.
Pravda gazetesi Esed'in ailesini, akrabalarını ve özellikle de kardeşi Maher ve kuzeni Rami Mahluf'u hedef aldı. Gazetede yayımlanan makalelerde Mahir Esed, Saddam'a uygulanan uluslararası yaptırımları delmeye yardım etmek için 1 milyar dolar rüşvet alan ekonomi teröristi olarak nitelendirildi. Üstelik Lübnan'ın eski Başbakanı Refik el-Hariri suikastında parmağı olduğu ifade edildi. Bir başka makalede Esed rejiminin güvenlik nedenleriyle birkaç doğal gaz kuyusunu kapattığı ve son iki hafta içinde DEAŞ'a karşı askerî operasyonlar gerçekleştirdiği yönündeki iddialar yalanlandı. Gazeteye göre Esed rejimi bu iddialarla elektrik kesintilerinde yaşanan artışı gerekçelendirmeye çalışmaktadır. Böylece yetkililerin kesintilerdeki çıkarlarını örtbas etmeyi amaçlamaktadır. Bazı makalelerde Esed rejiminin DEAŞ ile olan ilişkilerinden ve bu örgütten petrol satın alındığından da bahsedildi.
Eleştirilerin Amacı Nedir?
Rus medya kuruluşlarının Esed rejimi ile ilgili eleştirilerini dile getirmesi ilk kez yaşanan bir durum değildir. Ancak son zamanda gelen ağır eleştiri dalgasının öncekilerden farklı olarak organize bir şekilde gerçekleştiği görülmektedir. Putin'in Beşşar Esed'e karşı takındığı aşağılayıcı tavrını anımsatan son makalelerin Kremlin'e yakın medya kuruluşlarında yayımlanması önemlidir. Zira bu durum her ne kadar Rus hükûmetinin resmî duruşunu yansıtmasa da Kremlin yeşil ışık yakmadan bu makalelerin yayımlanması mümkün değildir. Bu saldırıların arkasındaki bazı nedenler birkaç madde hâlinde açıklanabilir.
Buradaki en önemli nokta iki ülke arasında yapılan ekonomik anlaşmaların hayata geçememesidir. Rus yönetimi rejimdeki yolsuzluğun farkındaydı. Ancak yolsuzlukla beraber Esed'in bununla mücadele konusundaki yetersizliğinin Rusya'nın son yıllarda elde ettiği kazanımları kaybetmesine yol açma ihtimali Rusya tarafını ciddi anlamda kaygılandırmaktadır.
Rusya'nın geçen yıl Esed'e yaptığı yolsuzlukla yüksek düzeyde mücadele çağrıları ciddiye alınmamış ve rejimin bu yöndeki girişimleri de daha çok gösteriş amaçlı olmuştur. Bununla birlikte Esed, Rusya'ya bazı tavizler vermede yavaş davranmış olabilir. Dolayısıyla Rus medyası üzerinden gerçekleşen son saldırıların amacı Esed'i önceki anlaşmalara uymaya ve özellikle salgın krizinin neden olduğu koşullar ve petrol fiyatlarındaki görülmemiş bir düşüşün ardından Rusya'ya daha fazla taviz vermeye zorlamak olabilir.
Suriye dokuz yıl süren savaştan sonra viraneye dönüşmüş bir vaziyette ve AB, ABD ve Körfez ülkelerinin yardımı olmadan Rusya tek başına bu ülkeyi yeniden inşa etme kapasitesine sahip değil. Bu nedenle hedeflerinden biri, bu ülkelerin ve AB'nin savaş sonrası dönemde Suriye'deki imar projelerine katılmalarını sağlamak olan Rusya, bu durumun ancak Suriye'de siyasi alanda yapısal reformların yapıldığı takdirde gerçekleşmesinin mümkün olduğunun farkındadır. Ayrıca Moskova, İran'ın Suriye'deki rolünün azalmaması ve Suriye konusunda üzerinde anlaşılan siyasi bir çözüme ulaşılmaması hâlinde, yeniden yapılanma sürecine diğer ülkelerin katılmayacağını da bilmektedir. Dolayısıyla Rusya'dan gelen tepkiler, Esed rejimine İran'ın rolünü azaltması ve yabancı sermayeyi çekmek için yapısal reformlar gerçekleştirmesi konusunda yapılan baskılar olarak okunabilir.
Saldırıların bir diğer amacı rejimi İdlib'deki Rusya ile Türkiye arasında yapılan anlaşmaya uymaya zorlamak olabilir. Moskova, Esed'in İran ve bazı Arap ülkelerinin kışkırtmasıyla İdlib'de bu anlaşmayı tehlikeye atacak hamleler yapmaya niyetli olduğu konusunda endişelidir.
Rusya'dan gelen eleştirilerin ardından İran'ın, Moskova'nın Esed'e yönelik tutumunda değişikliğe gittiği ve Esed'in Suriye'den çıkarılması konusunda anlaşmaya vardığı yönündeki endişeleri arttı. Nitekim İran Dışişleri Bakanı Zarif'nin koronavirüs salgını sırasında Şam'a yaptığı ziyaret bu açıdan değerlendirilebilir. Ziyaretin amacı Esed rejimi ve bazı Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerde yaşanan son gelişmeler hakkında bilgi edinmenin yanı sıra Rusların Esed rejimini desteklemeyi durdurması hâlinde Tahran'ın Esed'i desteklemeye devam edeceği mesajını iletmekti.
Sonuç
Moskova, Suriye'deki çıkarlarının güvence altına alınması koşuluyla Esed'den desteğini çekebilecek duruma gelmiştir. Rusya son zamanlarda Esed'in ülkedeki krizi yönetme, yapısal reformları gerçekleştirme ve yolsuzlukla mücadele konularında ciddi bir iradeye sahip olmadığı sonucuna varmış gibi görünüyor. Nitekim Rus medyasının Esed'e yönelik son saldırıları Moskova'nın rejime karşı güvensizliğinin göstergesi olarak okunabilir. Buna rağmen bu saldırılar, Putin'in yakın gelecekte Esed'i desteklemeyi bırakacağı anlamına da gelmemektedir. Bu noktada halkın ülke yönetimine katılmasına rıza göstermeyen Esed rejiminin artık destekçilerinin kararlarına tam olarak boyun eğmesi gerektiğini söylemeye gerek yok. Rusya, Esed'in kendi taleplerine tam olarak teslim olmasından daha azını kabul etmeyecektir.
Kaynak: https://www.iramcenter.org/
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak verilmiştir. Bu makalede yer alan görüşler yazarına aittir.