Suudi Arabistan, İran ile gerilimi yatıştırmak istiyor: Riyad-Tahran arasında doğrudan iletişim sağlandı
Eylül ayında yaşanan Aramco saldırı, Suudi Arabistan için dönüm noktası oldu. Yeni durumda hedef: ekonomiyi korumak.

Oluşturma Tarihi: 2019-12-13 22:28:43

Güncelleme Tarihi: 2019-12-13 22:28:43

TIMETURK | ÇEVİRİ
PINAR HİLAL BALTA

The Wall Street Journal'de Benoit Faucon, Summer Said ve Warren P. Strobel imzasıyla "Suudi Arabistan, İran ile gerilimi yatıştırmak istiyor" başlıklı bir makale yayımlandı.

DOĞRUDAN İLETİŞİM

Dün (12 Aralık) yayımlanan makalede Suudi Arabistan ve İranlı temsilcilerin, son aylarda doğrudan iletişim halinde oldukları belirtildi.

Ayrıca Suudi, Avrupalı ve ABD'li yetkililere göre Umman, Kuveyt ve Pakistan'daki aracıları vasıtasıyla da iletişim kurdular.

ANA KONU: TANSİYONUN DÜŞÜLMESİ

Bu yetkililer, iletişimin ana odağının Suudi Arabistan ve İran arasındaki tansiyonun düşürülmesi olduğunu söylüyor.

NELER YAŞANDI?

Haziran'ın 13'ünde Hürmüz Boğazı yakınlarındaki Suudi, BAE menşeili ve Japon petrol tankerleri vuruldu. ABD ve İran Suudi Arabistan'ı suçladı. İran, suçlamaları kabul etmezken, 14 Eylül'de Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'ya ait iki tesise saldırı düzenlendi. Saldırıyı Yemen'deki Husiler üstlendi. Fakat ABD ve Suudi Arabistan, İran'ı işaret etti.

The Wall Street Journal'a konuşan Suudi bir yetkili “14 Eylül saldırısı bir oyun değiştiriciydi” dedi.

Olayları Ekim ayında yaşanan bir başka saldırı takip etti. Bu saldırıda Suudi Arabistan'ın Cidde kenti açıklarında seyir halindeki İran bayraklı Sabiti adlı petrol tankerinde yaşandı. Tankerde iki ayrı patlama meydana geldi. İran'a göre saldırının arkasında "birkaç ülke" var.

SUUDİ ARABİSTAN'IN HUSİLERE İLİŞKİN ADIMI

Öte yandan Riyad, Yemen'de 2014'ten beri savaştığı İran destekli Husilerle uzun süredir yürüttüğü müzakerelerin de karşılığını kısa süre önce aldı. BM'ye göre İran ve Suudi Arabistan'ın çatışma bölgesi olması nedeniyle en kötü insani krizin yaşandığı Yemen'de, şimdi iki taraf da potansiyel çatışmaları en aza indirmek için bir çağrı hattına sahip.

Yemen'de 5 Kasım 2019 Salı günü, Yemen hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) desteklediği ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi arasında Riyad Anlaşması imzalandı.

Anlaşma, imzalar atıldıktan sonra en geç 30 gün içinde teknokrat bir hükümetin kurulmasını, 24 bakanlıktan 12'sinin güneylilere verilmesini, Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin 15 gün içinde Aden'e bir Emniyet Müdürü, 30 gün içinde de Ebyen ile Dali kentlerine birer vali atamasını içeriyordu. Fakat dağılım halen gerçekleştirilemedi.

Husiler konusunda ise gelişmeler yaşandı. Öncelikle anlaşmanın ölü doğrudu belirtildi. Fakat The Wall Street Journal'ın kaydettiğine göre anlaşmaya giden süreci, Eylül ayında tek taraflı ateşkes ilan ederek Husi güçleri başlatmıştı. Buna Suudiler, kısmi bir karşılık verdiler.

Bir üst düzey ABD'li yetkiliye göre son durum için “Realpolitiğin" sonucu. Çünkü Suudiler, sadece birden fazla cephede yaşadıkları zorlukları çözmeleri gerektiğini kabul etti.

İRANLI YETKİLİ: HUZUR ARIYORUZ

Washington'daki Suudi Elçiliği ve Riyad'daki Kraliyet Mahkemesi yorum talebine cevap vermedi.

İran'ın ABD'deki delegasyonu da aynı şekilde bir yorum talebine cevap vermedi.

GÖRÜŞMEYLE NE AMAÇLANIYOR?

Gazeteye konuşan bir Suudi yetkili, "Suudi Arabistan, İranlılara güvenmiyor. Riyad, gelecekte en azından olası saldırıları durdurmak için bir anlaşmaya varacağını umuyor" dedi.

SUUDİLER PARA DESTEĞİNDE BULUNABİLİR Mİ?

Gazetede bazı İranlı yetkililerin daha önce Suudi Arabistan'ın ekonomik bir yardım paketinde aracı olabileceği yönünde açıklamalarda bulunduğu belirtildi. Ayrıca ABD'nin Tahran'a "maksimum baskı" politikaları hatırlatıldı.