Trump’ın maskesini düşüren yazı: Müslümanlara saldırılınca sessizliğe bürünüyor
Beyaz Saray’ın mesajı açık: Müslüman Amerikalılara karşı terörü asla kınamayacak.

Oluşturma Tarihi: 2017-08-11 18:19:24

Güncelleme Tarihi: 2017-08-11 18:19:24

TIMETURK | ÇEVİRİ

Konu ne olursa olsun, Donald Trump çok konuşan biri. Allah bilir, üç seçim kampanyası yöneticisi, eski ve mevcut Beyaz Saray personel şefi bu konuda onu kaç kez uyarmıştır! Nitekim Twitter hesabını bırakmasını için adeta yalvardılar. Cumhuriyetçi Parti kampanya yöneticilerinin, seçimin yaklaştığı günlerde Trump'tan telefonunu kendilerine teslim etmesini istediklerine dair dedikodular bile çıktı.

Ancak Trump tutarsız, hakaretlerle ve yalanlarla dolu tweetler atmaya devam ediyor. Kendisine kişisel ve politik açıdan ne kadar zarar verirse versin, geri alınamayacak tweetleri ülkeyi ne hale sokarsa soksun, artık şurası açık: "Trump suskunluğa bürünmeyecek. Bir konu hariç. ABD 45. Başkanı, süregelen bir trajedi hakkında yorum ya da kınama yapmamayı sürdürecek, dolayısıyla sessiz kalacak:bu trajedi Müslüman Amerikalılara karşı giderek artan nefret suçları."

Cumartesi gününün erken saatlerinde Minnesota'da, beyaz ırkın üstünlüğü savunan ırkçı grupların yaptığı tahmin edilen saldırıda, bir camide bomba patlatıldı. Yirmi Müslüman Amerikalı içerideydi. Sadece masumları araç olarak kullanmak açısından değil, aynı zamanda Müslüman Amerikalılara "burada istenmiyorsunuz" mesajı vermesi yönünden de bu saldırı her açıdan terör tanımına uyuyor. Bu, Amerikan topraklarında yapılmış bir terör eylemi. Minnesota Valisi Mark Dayton da bunu belirtti ve "Eğer eylemi yapan ve kurban olan taraflar tersine çevrilse, bu eyleme terörist saldırı denecekti. Ve öyle, bu bir terör eylemi" açıklamasını yaptı.

TRUMP SESSİZLİĞİ

Peki, halkı bu kaygı ve öfke döneminde yatıştırmakla mükellef olan ABD başkanı nerede? Ortada yok, tek kelime etmiyor. Tweet atmıyor. Olan biteni gizlice izliyor. Trump'ın Minnesota'daki cami saldırına ilişkin en ufak bir kınama dahi yayınlamaması, Amerika'daki Müslüman vatandaşlara yönelik terör eylemlerine üstü kapalı destek verdiğini anlamına geliyor.

Trump, işi başından aşkın olan bir başkan da değil. Ofisteki ilk 200 gününde şimdiye dek 47 kez golf oynadı, dahası; John Harwood'un gözlemlediği üzere, Minnesota'daki saldırının ardından bir düzine, hatta daha fazla tweet attı. Bu tweetlerin her biri, başkalarını tanımlamaya yönelik şu kelimelerden oluşuyordu: "sahte" , "şarlatan" "tam anlamıyla beceriksiz", "yalan söyledi" , "düzenbaz" , "çocuk" , "bebek."

Bu, Trump'ın Müslümanlara yönelik saldırılarda, saldırganları kınamadığı ya da Müslümanlara destek çıkmadığı ilk vaka değil. Ocak ayının sonunda Quebec City'de, Trump destekçisi olduğu belirtilen biri, bir camiye girip altı Müslümanı kalaşnikofla soğukkanlılıkla öldürdüğünde Trump hiçbir şey söylememişti.

Haziran ayında, Londra'daki Finsbury Park'ta beyaz ırkın üstünlüğünü savunan gruba mensup biri kamyonetini Müslümanların üzerine sürdüğünde, Trumpsessiz kaldı.

Seçim günü, Hristiyan aşırıcılar Kansas'ta Somalili Müslümanlara yönelik geniş çaplı saldırı planladıkları için tutuklandıklarında, Trumpsessiz kaldı.

Trump'ın hava savaşı Suriye ve Irak'ta 2,000'den fazla sivili öldürdü, Trump yine sessiz kaldı.

Kısa ve öz şekilde anlatmak gerekirse, Müslümanlar öldürüldüğünde Trump'tan ses çıkmıyor, ama bir Müslüman bir Batılıyı öldürünce kendisi "radikal İslam" ve "İslami terörizm"den dert yanıyor.Trump'ın Amerika'sında kurbanlar arasında ayrım yapılıyor: bazıları değerli, bazıları değersiz.

Trump, mayıs ayında bir trende meydana gelen olayda, Müslüman olduğu tahmin edilen kadınları taciz eden bir kişiyi durdururken bıçaklanarak öldürülen iki iyi niyetli insanın öldürülmesini kınadı. Ancak, Arap Amerikan Vatandaşlık Hakları Başkanı NasserBeydoun'unMiddle East Eye'ye yaptığı açıklamada belirttiği üzere "Bunun bir önemi yok. Orası onun seçim bölgesi. Nefret saçıyor. Başkanlığı nefret üzerine kurulu, bu nedenle atacağı bir tweet hiçbir şeyi değiştirmeyecek." (…)

AŞIRICILARIN GÜÇLENDİRİLMESİ

Şu anda Amerika adına tehlikeli bir noktadayız. Müslümanlara yönelik şiddet son 10 yılda zaten yeterince artmışken, Trump'ın başkanlığa adaylığını açıkladığı 2015'ten sonra zirve yaptı. Amerika İslami İlişkiler Konseyi'ne göre, Müslümanları hedef alan nefret saldırıları 2014 ile 2016 arasında yüzde 584 arttı.

Trump'ın adaylığı ve başkanlığı, Müslümanlara karşı şiddet eylemleri gerçekleştirmek isteyenleri harekete geçirdi ve güçlendirdi. Bu aşırı sağcılar fikirlerini; Müslümanları, İslam'ı ve mültecileri şeytan gibi gösteren Başkan'dan alıyor. Bir zamanlar Amerikan sosyal ve politik hayatında marjinal olan bu yapılar artık merkezileşmeye başladı ve sınırları zorlamaktan korkmuyorlar. CNN'nin henüz geçtiğimiz günlerde yaptığı habere göre, ABD'de ayda ortalama dokuz camiye saldırılıyor.

Ağır silahlı aşırı sağcı paramiliterler şimdi açıkça ve aktif olarak Trump yanlısı adayları ve yetkilileri ülke çapında destekliyor. Aralarında OathKeepers ve Three Percenters'ın da bulunduğu bu milis organizasyonlar, karşılık olarak Cumhuriyetçi Parti yetkilileri tarafından kucaklanıyor.

Vanderbilt Üniversitesi'nde sosyolog olan AmyCooter, TheTrace'e konuştu: "Aşırı sağcılar yeni düşmanlar arayan Başkan'ı kutsarken, Trump üzerinden bir partizanlık düşüncesi yaratan birtakım eyaletler ve yerel yöneticiler, bu milisleri güçlerini artırmanın bir yolu olarak görebilir."

Bu milisler Müslümanlara karşı oluşturulan nefrette önemli rol oynadı. Camilere karşı silahlı protesto gösterileri düzenlediler ve sürekli olarak sosyal medyada Müslümanlarla alakalı komplo teorileri yaydılar. Şimdi de açıkça ve aktif olarak ana akım politikada yerlerini aldılar.

ABD Başkanı olarakTrump, bütün Amerikalıların güvenliği ve refahından sorumludur. Sadece sevdiği ya da politik görüşlerinin yakın olduğu Amerikalıların değil. Müslümanlara karşı şiddet artarken sessiz kalmak, Müslüman Amerikalıların güvenlik ve refahını riske atmaktır.

Kaynak: CjWerleman, Middle East Eye