ABD Başkanı Donald Trump, bugün yaptığı açıklamada, “Yaklaşan başkanlık seçimlerini kazanırsam İran ve Kuzey Kore ile hızlı bir şekilde anlaşma yapacağım” dedi.
Washington ile Tahran arasındaki ilişkilerde kriz, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin 3 Ocak'ta Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında kendisini hedef alan ABD füze saldırısı sonucu öldürülmesinin ardından şiddetlendi.
Tahran, ABD güçlerinin Irak'ta kullandığı iki üssü, yani Anbar Valiliğinde “Ayn el Esad” ve Kuzey Irak'ın Erbil kentindeki “Harir”i hedef alarak yanıt verdi.
Süleymani suikastı ve İran'ın tepkisi, ABD Başkanı'nın Tahran'a ekonomik yaptırımları yeniden uygulamaya koymasının yanı sıra, Trump'ın nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamasından önce geldi.
Amerika Birleşik Devletleri, İran'a uygulanan silah ambargosunu uzatan yeni bir karar taslağını Güvenlik Konseyi'ne sunmayı planlıyor.
ABD tasarısı, "İran'ın Eylül 2019'da Suudi Arabistan'a yönelik saldırısını, "Hürmüz Boğazı'ndaki ticari gemilere yönelik saldırıları" ve Washington'un Tahran'a atfettiği diğer suçları kınamayı öneriyor.
Washington ve Pyongyang arasındaki ilişkilere gelince, zaman zaman bir yükselişe ve söz savaşına tanık oluyorlar; ancak Trump, 9 Haziran'da Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile böyle bir toplantının yararlı olabileceğine inandığı için başka bir görüşme yapmaya hazır olduğunu duyurdu.
Kendisine uygulanan yaptırımların hafifletileceğine dair herhangi bir işaret olmaması nedeniyle hayal kırıklığına uğramış görünen Kuzey Kore yönetimi, geçtiğimiz haftalarda Amerika Birleşik Devletleri ile tekrar görüşme niyetinde olmadığını açıkladı.
2018 yılında Kuzey Kore ve Amerika Birleşik Devletleri, iki ülke tarihinde eşi görülmemiş bir olayda 3 ikili görüşme gerçekleştiren Trump ve Kim Jong Un'un açıklamalarının tonunda önemli bir değişikliğe neden olan Kore Yarımadası'ndaki gerginliği çözmek için doğrudan müzakerelere başladı; ancak iki taraf arasındaki ilişkiler daha sonra gerginliklere sahne oldu.
2019'un sonlarında askıya alınan müzakere sürecinde ise kaydedilen bir ilerleme yok.
Ayrıca kamuoyu yoklamaları, ABD başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti'den aday olan Joe Biden'ın Başkan Trump'ın önünde olduğunu gösterdi.
ABD Başkanı Trump'ın, Demokratik destekli posta oylaması nedeniyle Kasım ayında cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybedeceğinden korktuğunu ifade ettiğine dikkat etmek önemlidir.
Cumhuriyetçi Başkan Trump, bu oy pusulasının yaygın bir dolandırıcılık nedeni olabileceğini defalarca ve kanıt olmaksızın iddia ederek, posta yoluyla oy pusulasına olan güveni zayıflatmaya çalışıyor.
Koronavirüs salgınının, Kasım ayında posta anketlerine olan bağımlılığı artırması bekleniyor.
Kaynak: Ajanslar
Çeviri: Feyza Akyıl