TİMETURK | HABER MERKEZİ
Türkiye ile PKK arasındaki çatışmanın tekrar alev alması bölgedeki istikrarsızlığın daha kötüye gitmesi ve IŞİD'e karşı verilen mücadelenin gerilemesine sebep olacak.
Türkiye'nin güneydoğusunda ve Kuzey Irak'ta yenilenen Türkiye-PKK çatışması Suriye'nin kuzeydoğusuna yayılabilir. Burada dört yıllık savaş sürecinde kendini siyasi ve askeri açıdan geliştirip hakim güç haline gelmiş olan PKK bağlantılı YPG/PYD, IŞİD'e karşı mücadelede Batı'nın kilit müttefiki olmuş durumda.
Avrupa'nın Suriye'de IŞİD ile mücadele için Türkiye'nin ortaklığına ihtiyacı var. Ancak Ankara, Avrupa'nın endişelerine sürekli kararsız bir biçimde karşılık vermekte. Buna karşın YPG, kuzey Suriye'de IŞİD karşıtı hava saldırılarında Avrupa'nın karadaki güçleri olarak oldukça etkili bir ortak.
Kuzey Suriye'de etkili bir strateji kurmak için Avrupa'nın bu iki aktöre de ihtiyacı var. Ancak Türkiye ile YPG'nın kardeş kolu PKK arasındaki çatışmanın yeniden alevlenmesi aralarında yeni bir cephe oluşmasına sebep oluyor.
Türkiye-PKK arasındaki barış sürecinin aleyhine olan her durum, koalisyonun kuzey Suriye'deki kara gücü olan ve İslamcı olmayan tek müttefiki olan YPG'yi zayıflatır ve bu da IŞİD'e karşı koordineli bir savaş vermeyi zorlaştırır.
Türkiye-PKK barış sürecinin çökmesi Irak'ta PKK ile onun başlıca Kürt rakibi Türkiye destekli KDP arasında tansiyonun yükselmesine sebep olur. Bu durum da PKK ve bağlı gruplarını bölgesel patronları İran'a daha bağımlı hale getirir.
Avrupa böyle bir karmaşayı önlemek için Türkiye ile PKK arasındaki barış sürecinin yeniden başlatılması için azami diplomatik çaba göstermelidir. Bunun da ötesinde Avrupa devletleri ve AB, PYD/YPG ile grubun kontrolü olan bölgelerde IŞİD'in geri gelmesini engellemek için birlikte çalışmalıdır.
Avrupa PYD/YPG'nin Ankara ve Suriye'ye karşı yürüttüğü politikalar tam destek vermelidir.
ABD'nin hava saldırları ve YPG'nin istihbarat ve karadaki takibi sonucunda IŞİD Suriye'de önemli kayıplar vermiştir.
ABD hava desteği YPG'nin IŞİD karşısında başarılı olmasını sağlamakla beraber Suriye'nin Türkiye sınırının neredeyse tamamında kontrol elde etmesini de sağlamıştır.
PYD'nin başarısının arkasında Suriye rejimi ile saldırmazlık anlaşması yapmış olması yatmaktadır ki bu da IŞİD'le mücadeleye yoğunlaşmasına olanak sağlamıştır. Kontrolü olan bölgelere hizmet götürebilmek için devlet kurumlarından destek almıştır. Rejimin Kamışlı'da hâlâ güvenlik ve istihbarat güçleri bulunmaktadır. Bu anlaşma PKK ile İran ilişkisini de yansıtmaktadır ki İran PKK'yı Türkiye'ye karşı bir kart olarak kullanmıştır.
Cemil Bayık Suriye'deki savaşı “İran-Türk Savaşı” olarak tanımlamış. Ona göre bu savaşta Türkiye IŞİD'i destekleyerek Sünni kontrolünü yaymak istemekte. Bayık verdiği röportajda “Rojova'daki tüm kantonları yok etmek isteyen bir ülke, Türkiye'deki Kürt meselesini çözebileceğinden emin olmasın” dedi.
Avrupa iki amaç için çalışmalı
1- Türkiye ve PKK silahlı çatışmayı bırakmaya ikna edilmeli. Devamlı bir ateşkesin sağlanması için barış görüşmelerinin çerçevesi iki tarafın da mutabık kalacakları şekilde çizilmesi. PKK Türkiye topraklarından çekilmeli
2- PYD/YPG hali hazırda kontrolü altında bulunan bölgelerde daha yapıcı bir yok üstlenmeye teşvik edilmeli. Yoğunlukla Kürt olmayan bölgelere yayılmalarına sınır getirilmeli.
Barış sürecini yeniden başlatabilmek için Avrupa ülkeleri pro aktif bir biçimde Ankara'yı ziyaret etmeli, diplomatik mesajı iletmeli. Özellikle de kabine iki HDP'li Kürt bakan var iken bu yapılmalı
YPG'ye kontrolünde bulundurduğu bölgelerde, özellikle Tel Abyad ve Haseke'de, IŞİD'in geri gelme ihtimaline karşı destek verilmeli.
PYD, Suriye'nin geçiş sürecindeki müzakerelerde en baskın Kürt grubu olarak önemli bir rol oynayacaktır.
YPG'ye temel muharebe teçhizatı (postal, eldiven, gece görüş gözlüğü, koruyucu yelek), askeri eğitim verilmeli. Çünkü onlar IŞİD'in geri gelmesini engelleyebilir.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ecfr.eu) internet sitesinde Cale Salih tarafından kaleme alınan makale Melahat Kemal tarafından özetlenerek Timeturk içini Türkçe'ye aktarılmıştır.