ABD'de yayınlanan bir raporda, Çin'in, işgali altında bulundurduğu Doğu Türkistan'daki tutuklama kamplarında Müslüman Uygur halkına karşı korkunç suçlar işlediği ortaya çıktı.
Çin rejiminin, sözde ‘organ nakli turizmi' perdesi altında, Uygur Türkleri dahil çok sayıda Müslümanın tutulduğu toplama kamplarında ve hapishanelerde infaz edilen tutukluların organlarının “helal” ürün kapsamında başta Suudi Arabistan gibi zengin Körfez ülkelerine sattığı ortaya çıktı.
Çin'de organ satıldığı iddiasını ortaya atan Enver Tohti, kendisinin 1995 yılında infaz edilen bir Uygur Türkünün organlarının alınma operasyonuna katıldığını da iddia etti.
Araştırmacı gazeteci CJ Werleman'ın olayla ilgili sorularını cevaplayan Tohti, elinde kesin bir delil olmadığını, ancak doğrulanmamış ikinci el kaynakların olduğunu belirtti.
Tohti'ye göre Çin, oluşturduğu organ veritabanı ile uygun organlara sahip kişileri kolaylıkla belirliyor.
Werleman, Suudi Arabistan gibi organ bağışı oranı yüksek olmayan bir ülkede iki yıl gibi bir sürede 412 kişiye organ nakli yapıldığına dikkati çekerek, söz konusu iddialara işaret ediyor.
Suudilerin “helal”organ almak için özellikle Müslümanlara ait organlara yoğun ilgi gösterdiği de kaydediliyor.
Zengin Suudilerin kara marketler aracılığıyla ihtiyaç duydukları organları yüksek meblağlar ödeyerek aldıkları ifade ediliyor. Avrupa Birliği Halk Sağlığı ve İnsan Hakları Komisyonu'nun raporuna göre sağlıklı bir böbreğin kara borsa fiyatı 165 bin dolar civarında.
Araştırmacı gazeteci CJ Werleman tarafından kaleme alınan ve yayınlanan raporda, Çin'de yaşanan olayın canlı şahidi bir baş cerrah olan Enver Tohti'nin konuşmalarına yer verildi.
“Beni, infazı gerçekleştirilen kişinin karaciğer ve böbreklerini çıkarmak için
Urumçi Meydanı yakınlarındaki bir odaya çağırdılar.”
Çin Ölüm Mangası'nın sağ göğsüne ateş ettiği kişinin ölmediğini fark eden cerrah Tohti'ye göre bu yöntemin amacı, anestezi uygulamamış bir kişiden, kişinin organlarını çıkarması için zaman vermektir .
Bir Uygur mahkûmun infazı , Tohti'nin ilk kez tanık olduğu ve Çin'deki insan organı toplama programını bilmeden katıldığı 1995 yılında gerçekleştirildi .
2013 YILINDA ÇİN'DEN KAÇMAYI BAŞARDI
Tohti, bir İngiliz gazetesine 2013 yılında yaptığı açıklamada, yıllar sonra bu uygulamaların Uygurlara karşı sistematik olarak uygulandığını söyledi.
Üç yıl sonra, Doğu Türkistan'daki nükleer silah testlerinin Uygurlar arasında kanser oranlarında keskin bir artışa neden olduğunu açıkladıktan sonra Çin'den kaçmayı başardı ve 1998'de bir İngiliz medya prodüksiyon şirketinin nükleer radyasyon üzerine ‘İpek Yolu'nun Ölümü - ya da İpek Yolu'ndaki ölüm başlıklı bir belgesel hazırlamasına yardım etti.
Tohti geçen ay, Radio Free America of America'ya yaptığı açıklamada , Müslümanları Uygurların organlarını satın alan ana müşterilerin zengin Suudiler olduğuna inandığını söyledi .
Dr. Faisal Shaheen, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE), Arabian Business dergisinin, 2012-2014 yılları arasında Çin, Mısır ve Pakistan'daki ‘kara borsalar'dan böbrek nakline ihtiyacı olan zengin Suudi hastaları için çok sayıda insan organları aldığını söyledi.