Mafya içerikli dizilerin, izleyenleri yasa dışılığa özendirdiği fikrini yerle bir eden bir yapım var; Atv'nin Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ı...
Daha önce de defalarca yazdım. Eşkıya; mafyacılığın aileleri nasıl parçaladığını, hayatları nasıl söndürdüğünü, insan onurunu nasıl ayaklar altına aldığını son derece çarpıcı sahnelerle izleyenlerin adeta gözünün içine sokuyor.
Mafyacılar kim mi? Öldürülme korkusuyla arkasını duvara vermeden iki lokma yiyemeyenler... Sevdiklerinin mezarına sürekli toprak atmak zorunda kalanlar... Eşlerinin, çocuklarının, kardeşlerinin ölüm acılarıyla kalpleri kireç tutanlar...
Bu alemden kurtulsunlar diye genç yaşta evlendirip, yurt dışına göndermeye çalıştıkları çocukları havaalanı yolunda öldürülenler...
Mekanları sürekli deşifre olduğu için üç ayda bir ev değiştirmek zorunda kalanlar...
Tuvalete bile iki koruma eşliğinde gidenler... Çocuklarını okula dört fedai ile götürmeye mecbur kalanlar... Yakınlarının cenaze töreninde bile arabalarına bomba konulanlar...
Eşkıya'da birinci derece yakınını mafya hesaplaşmasına kurban vermeyen karakter yok gibi... Baş karakter Hızır Reis bile ağabeyini, iki eşini ve kızını kaybetti mesela... Onun gibi art arda evlendiği iki eşini ve kardeşini yitiren Emine, bu hafta Ömür'e nasıl bir hayata katlanmak zorunda olduklarını anlatmaya çalışırken şöyle dedi: "Bizimki, korkuyla ne zaman öleceğimizi beklemekten ibaret bomboş bir hayat..."
Hâlâ mafyaya özenen varsa, Emine'nin sözüne kulak versin.