Taiz'in merkezindeki Cemal Caddesi'nde düzenlenen etkinliğe yüzlerce kişi katıldı.
Kutlamada, Yemen bayrakları ve Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'ye ait posterlerin yanı sıra, "Şubat devrimi zulüm, baskı ve zorbalığa karşıydı", "Şubat devrimi kökleşmiş irade ve kırılmayı kabul etmeyen bir ruhtur" yazılı pankartlar taşındı.
Kutlama Hazırlık Komitesi Başkanı Muhammed Mehyub, AA muhabirine, "Bugün Taiz'deki tüm siyasi parti mensupları, devrimciler ve gençler, ülkedeki meşru yönetime karşı başlatılan Husi darbesinin son bulması ve devrimin tüm hedeflerinin gerçekleşmesi gerektiğini vurgulamak için toplandı" dedi.
Bugün toplanan kalabalığın, "Şubat devriminin hala devam ettiği anlamına geldiğini" belirten Mehyub, Husiler ile onlara destek veren güçlerin karşısında yer alan halk direnişinin devrimin hedeflerine ulaşması bağlamında bir uzantı olduğunu söyledi.
Kutlamayı düzenleyenlerden Nureddin el-Mensuri de "Bugünkü bu kalabalık, darbenin son bulması ve devrimin hedeflerine bağlı kalınması gerektiğini vurgulamak için sokaklara çıktı" diye konuştu.
NEDİR?
Tunus'ta 2010 yılı sonunda bir seyyar satıcının kendini yakmasıyla başlayan gösteriler kısa sürede Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki birçok ülkede onlarca yıllık diktatörlüklere karşı bir halk hareketine dönüşmüştü.
"Arap Baharı" adı verilen bu süreçte Yemen'de de halk 11 Şubat 2011'de 33 yıllık Ali Abdullah Salih yönetiminin son bulması için sokaklara dökülmüştü.
Başkent Sana'dan başlayan ve kısa sürede tüm ülkeye yayılan ayaklanmalar, Salih'in Aralık 2011'de yetkilerini yardımcısı Abdurabbu Mansur Hadi'ye devretmesiyle sonuçlanmıştı.
Fakat bahar, kısa süre sonra burada da kışa döndü.
Bir süre sonra İran'ın desteklediği Şii Husiler, isyan etti. Devrik lider Salih yanlılarıyla hareket eden Husilerin başkent Sana'nın yanı sıra bazı kentleri ele geçirmesi sonrasında Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi, Suudi Arabistan'a sığındı.
Hadi, Aden'i 'geçici merkez' ilan etmiş ve bazı ülkeler de diplomatik temsilciliklerini burada sürdüreceği yönündeki açıklamalarda bulunmuştu.
Bu gelişmelerden sonra Husilerin Aden'e doğru harekete geçip, kentteki bazı stratejik noktaların denetimini ele geçirmesi üzerine Hadi yönetimi, Arap Birliği ve uluslararası topluma acil askeri müdahale çağrısında bulunmuştu. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon 26 Mart'ta Husilere yönelik hava harekâtı başlatmıştı.
Operasyona Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan Körfez ülkelerinin yanı sıra Fas, Sudan, Ürdün ve Mısır da katılmıştı.