Moskova Devlet Diplomasi Ensitüsü (MGIMO), Avrasya Stratejileri danışmanlık ajansı ile birlikte 'Uluslararası belirsizlik 2019' başlıklı bir konferans düzenledi.
Konferans kapsamında dünyanın farklı ülkelerinden uzmanlar bu yıl yaşananlar ve gelecek yıl hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Konferansta asıl vurgulanmak istenen konu ise uluslararası ilişkilerdeki belirsizlikti.
MGIMO'dan siyaset bilimi uzmanı, Doçent Andrey Suşentsov konferansta yaptığı konuşmada "Sınır ötesi kilit olayların çok karmaşık olduğu, bir paydada birleştirilmesinin çok zor olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bu olaylar zincirinde kaybolmamak için farklı temelleri olan analistlerin yorumlarını karşılaştırma yöntemini seçtik. Bu analistler belirsizliği ortadan kaldırıp geleceği daha öngörülebilir kılmak için parametreler oluşturuyor" dedi.
'TÜRKİYE BAĞIMSIZ BİR ÜLKE OLDUĞUNU GÖSTERDİ'
Suşentsov açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
"Bu yıl ayrıca 'yalancı belirlilik' anlayışını da geliştirdik. Bunlar bizim önyargılarımız ya da eleştirmeye, sorgulamaya dahi çalışmadığımız inançlarımızın sonucu oluşuyor. Özellikle de bu yalancı belirginlikler bizi krizlere götürüyor. Sözgelimi 2015'teki Rusya-Türkiye krizi… Rusya'da Türkiye'nin Moskova ile ilişkilerde askeri alanda sınırlı davranışlar sergileyen diğer NATO ülkeleri gibi sıradan bir ülke olduğu düşünülüyordu. Moskova güç kullanımı durumunda Ankara'nın neleri riske atacağını bildiğini düşünüyordu, çünkü ikili ilişkilerde birçok krizi deneyimlemişti. Ancak Türkiye'nin stratejik bakımdan müstakil, kendi kendine yetebilen, askeri anlamda da siyasi sinyaller vermek için bağımsız davranabilen bir ülke olduğu ortaya çıktı."
"Peki bunları nasıl yorumlamalıyız?" diye soran Suşentsov, "Bu NATO'nun provokasyonu mu, yoksa Türkiye'nin stratejik bakımdan müstakil oluşu mu? Bu sorulara hızlıca cevap vermek mümkün değil. Ancak kritik ve sınırdaki durumlarda belirsizliği azaltmak ve gelecek hakkında beyin fırtınası yapmak amacıyla uluslararası analistlerle bir araya geliyoruz" ifadelerine yer verdi.
'HARİKA BİR STRES TESTİYDİ'
Rusya ile Türkiye arasındaki krizin Avrupa-Atlantik güvenliğinde harika bir stres testi olduğunu kaydeden Suşentsov, "Bu kriz birdenbire çıkıverdi. Herkes Baltık Denizi'nde durumun gerginleşmesini bekliyordu. Aniden de kimsenin beklemediği siyah bir kuğu geldi" dedi.
'SON 30 YILIN EN TEHLİKELİ KRİZİYDİ'
2015'teki kriz döneminin son 30 yıldır yaşanan en tehlikeli kriz dönemi olduğuna dikkat çeken Suşentsov "Bu Ukrayna krizinden de tehlikeli, gerçekten yerel, bölgesel hatta belki de dünya çapında bir boyut kazanabilecek bir krizdi. Bölgede Rus-Türk çatışması eğiliminde olabilecek başka krizler olması da durumu zorlaştırıyordu. Ancak nihayetinde ileriye doğru adım atıldı ve iki tarafın da krizden yana olmadığı anlaşıldı. Yine de gerçek gerçektir ve göz önünde bulundurulmalıdır" dedi.