The Hill'in haberine göre, medya özgürlüğünü ve gazetecilerin güvenliğini savunmak için 2019'da kurulan Media Freedom Coalition (Medya Özgürlüğü Koalisyonu) aracılığıyla yayımlanan bildiri; Avustralya, Avusturya, Kanada, Çekya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, İzlanda, İtalya, Japonya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Hollanda, Yeni Zelanda, Slovakya, İsviçre, Birleşik Krallık ve ABD tarafından imzalandı.
"Apple Daily gazetesinin zorla kapatılması ve çalışanlarının Hong Kong yetkilileri tarafından tutuklanmasıyla ilgili güçlü endişelerin" dile getirildiği bildiride, yasanın gazetecileri bastırmak için kullanılmasının, "Hong Kong'un yüksek derecede özerkliğini ve Hong Kong'daki insanların hak ve özgürlüklerini baltalayan ciddi ve olumsuz bir adım olduğu" vurgulandı.
Apple Daily'ye açılan davanın, Hong Kong'un kamusal yayınlar üzerindeki baskısı ve gazetecilere karşı son yasal işlemler başta olmak üzere ülkede artan medya sansürünün arka planına karşılık geldiği ifade edilen bildiride, "medyanın hükümetin politika ve eylemlerine ilişkin inceleme ve eleştirilerini ortadan kaldırabileceği" iddia edilen yeni mevzuata ilişkin endişelere de yer verildi.
Bildiride, “Basın özgürlüğü, uzun yıllar boyunca Hong Kong'un başarısının ve uluslararası itibarının merkezinde yer aldı. Hong Kong ve Çin yetkilileri, Çin'in uluslararası yasal yükümlülüklerine uygun olarak bu önemli hakka tam olarak saygı göstermeli ve desteklemelidir." denildi.
ABD Başkanı Joe Biden, Çin'i, Apple Daily'yi kapatması nedeniyle kınamış ve ulusun "bağımsız medyayı bastırma ve muhalif görüşleri susturma gücünü kullanmakta ısrar ettiğini" söylemişti.
APPLE DAİLY GAZETESİNİN EDİTÖRÜ VE 4 YÖNETİCİSİ GÖZALTINA ALINMIŞTI
Apple Daily gazetesi 23 Haziran'da yayın hayatına son verme kararı almıştı.
Ulusal Güvenlik Yasası kapsamında, Apple Daily gazetesinin editörü ve 4 yöneticisi, "dış güçlerle gizli anlaşma yapmak" suçlamasıyla 17 Haziran'da gözaltına alınmıştı. Gazete ile bağlantılı 3 şirketin 2,3 milyon dolar değerindeki mal varlığı dondurulmuştu.
Gözaltına alınan gazete yetkililerinin kefaletle serbest bırakılma talebi, 19 Haziran'da çıktıkları mahkemede reddedilmişti.
Çin'in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresi (UHK) Daimi Komitesinde 30 Haziran'da oy birliğiyle kabul edilen yasa, Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından da imzalamıştı.
Devleti yıkmaya teşebbüs, vatana ihanet ve ulusal güvenliği tehlikeye atan eylemleri yasaklayan yasa, Çin hükümetinin onayı sonrasında Hong Kong yerel hükümetinin resmi gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe girmişti.
Yasa, içeriği itibarıyla asıl olarak Haziran 2019'da suçluların Çin'e iadesini öngören yasa tasarısına karşı başlatılan ve yıl sonuna kadar yoğun kitle protestolarıyla sürdürülen hükümet karşıtı protesto hareketini hedef alıyor.
Yasa ile Çin medyasınca "Hong Kong'un vatan hainleri" olarak yansıtılan muhalif gazeteciler, iş insanları ve aktivistlerin ulusal güvenlik gerekçesiyle yargılanmalarının önü açılırken; bu kapsamda yasaklanan suçları işleyenlere 3 yıldan müebbete kadar hapis cezası verileceği belirtiliyor.