Al Jazeera'den Alper Altuntaş'ın haberine göre, Suriye Türkmenlerinin liderlerinden Samir Hafız, Tel Abyad çevresindeki 28 Türkmen köyünün PYD güçleri tarafından boşaltıldığını ve Hammam-ı Türkmen kasabasından kovulan 5 bin Türkmen'in çölde çaresizce beklediğini söyledi. IŞİD hiç olmazsa insanları kovmuyordu. 5 bin kovulmuş Türkmen şu an çölde ne yapacağını bilemez halde dolaşıyor” dedi. Hafız, Türkiye'nin Suriye'de güvenli bölge oluşturmasına da gerek olmadığını, yerel güçlere tesirli silahlar vererek bunun gerçekleştirilebileceğini de savundu.
“5 bin Türkmen çölde bekliyor”
Samir Hafız, PKK'nın Suriye kolu PYD'nin silahlı gücü YPG ile Tel Abyad'ı IŞİD'in elinden aldıktan sonra Arapları ve Türkmenleri bölgeden kovduğu haberleriyle ile ilgili de şunları söyledi;
“Arap ve Türkmenlerin kovulduğu haberlerinin hepsi doğru. PYD girdiği yerlerde bilhassa Türkmenlere ‘Gidin Türkiye'ye' diyorlar. ‘Durum düzelirse biz sizi çağırırız' diye muallak laflar ediyorlar. Ama, orada yaşayan, kendisine yakın Kürt ailelere dokunmuyorlar. Durum tehlikeli ise Kürtlere değil mi ? IŞİD ile PYD'nin arasındaki fark şu, IŞİD geldiği zaman halkı kovmuyor ama malına el koyuyordu. PYD ise hem malınıza el koyuyor hem de sizi oradan kovuyor. Evleri yıkıp tarım mahsullerini yakıyorlar. PYD Türkmen ve Arapları tehcir ediyor. PYD kendisine yakın olmayan Kürtlere de zulüm ediyor. Kürt dediğimiz zaman bütün Kürtleri genellemememiz lazım. Hammam-ı Türkmen kasabasından kovulan Türkmenler, 5-6 bin kişi, çoluk çocuk günlerdir çölde nereye gideceklerini bilmiyorlar. Hımbiz denen bir noktada bir grup var, sayıları 5 binden fazla. Hepsi Türkmen. “Nereye gideceğimizi bilmiyoruz” diyorlar. Rakkay'ya mı gidelim, Azez'e mi diye ortada bekliyorlar. Burada 28 Türkmen köyü boşaltıldı. Belki bu daha da artmıştır ama son aldığım bilgi bu. Bunlara sebep olan kişi emin olun ki PYD. IŞİD kimseyi kovmuyordu çünkü orada bir devlet kurmak istiyordu. PYD ise Kürt bölgesi oluşturmaya çalışıyor."
“Türkiye'nin Suriye'ye girmesine gerek yok”
Türkmen lider, Türkiye'nin Suriye topraklarına girerek bir güvenli bölge oluşturma ihtimaline ise temkinli yaklaşıyor. Daha kolay yöntemler olduğunu söylüyor:
“Güvenli bölge ya da tampon bölge meseleleri var. İkisine de ihtiyaç yok. Bize göre Türkiye'nin girmesine gerek yok. Türkmen gençlerinin çoğu bugün Türkiye'de. Suriye'de ve dışında olan gençlerimizin silahları yok ya da çok ilkel. Bize eğer gereken silahları verirlerse, konvansiyonel silahlardan bahsetmiyorum, ileri teknoloji silahları verirlerse, uçaksavar, tanksavar gibi, gerekeni biz yaparız. Hem IŞİD'i hem de PYD'yi durdururuz. Hiçbir genç Türkiye'de yaşamak peşinde değil. Bu silahları geri dönebilmek için istiyorlar. Türkiye'nin yapacağı her şeyi biz yapabiliriz. Biz namaza durduğumuzda sırtımızı Türkiye'ye yüzümüzü Kâbe'ye çeviriyoruz. Ama ne yapılacaksa çok çabuk karar alınmalı. Çok geç olmadan."
İdlib'te maaş sıkıntısı
Hafız, İdlib'in rejimin elinden alınmasının ardından ortaya çıkan maaş sıkıntısından ve bunun Halep'e sıçrama ihtimalinden de bahsediyor;
“Maaş sıkıntısı büyük. İdlib kurtarıldı. Burada 40 bin devlet memuru var. Eskiden aylıklarını zamanında alıyorlardı. Şimdi birden aylıkları kesildi. Zaten pahalılık birden bire fırladı. “Kurtarmasaydınız. Biz neyle yaşayacağız” diyorlar. Halep'te 150 bin kişi devletten aylık alıyor. Burası kurtarıldığında, burada da maaş kesilirse ne olacak? Benim mazot girişi ile ilgili sunacağım proje hem bu sıkıntıyı kesecek hem de gümrük vergisi sayesinde bu insanlara maaş verilebilecek. Yoksa ne hükümette para var ne de koalisyonda para var.”
