İngiliz Guardian gazetesi, darbeci Sisi rejiminin 9 muhalifini idam etmesinden iki gün sonra, Mısır'daki ünlü tatil beldesi Şarm el Seyh'te düzenlenen konferansına katılan Avrupalı liderleri suçlayarak, ağır eleştirilerde bulundu. Zirveye katılan AB liderlerinin iki yüzlü tavrından rahatsız olan gazete; insan haklarını hiçe sayarak, hukuk dışı kararlarla suçsuz insanları idam sehpasına gönderen, muhaliflere baskı uygulayan Mısır rejimine verilen desteğin
Sisi'ye meşruiyet sağladığını, bunun da çok yanlış ve çirkin olduğunu belirtti.
İŞKENCE VE VE İDAMLARLARDAN
SONRA DÜZENLENEN ZİRVE
Mısır'daki Arap-AB zirvesiyle ilgili The Guardian gazetesinde çıkan ilgi çekici haber şöyle:
Mısır, ülkenin eski avukat generali cinayetini itiraf etmek için işkence gördüklerini söyleyen erkeklerden birkaç gün sonra Avrupa Birliği ve Arap Ülkeleri Birliği'nin zirvesine ev sahipliği yapıyorlar.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, İngiltere Başbakanı Theresa May'ın da katıldığı konferansa eş başkanlık ediyor.
Etkinlik, türünün ilki olsa da, tarz olarak yeni değil.
İnsan Hakları izleme Örgütü, Mısır rejiminin son yıllarda uyguladığı insan hakları ihlallerinden çok sayıda kişi muzdarip oldu.
Avrupa ülkeleri ise yaşanan bu olumsuz gelişmeler konusunda, “sessiz diplomasi” politikası güderek, Sisi rejiminin hukuk dışı kararlarına ortak oluyor.
2013 yılında Sisi'nin askeri darbe ile iktidarı el koyduğundan beri, kaybolan imajını tazelemek için uluslararası meşruiyet ortamında kendine yol arıyor.
SİSİ'YE KARŞI ÇIKAN
ESKİ GENELKURMAY BAŞKANI
ÖLÜME MAHKUM EDİLDİ
Sisi, iktidarını sürdürmek için muhalefete karşı baskı politikaları uygularken; kolluk kuvvetleri de, işkence ve keyfi tutuklamalar ile muhaliflere gözdağı veriyor.
Geçen yıl yapılan seçimlerde Sisi'ye karşı durmaya çalışan Genelkurmay eski Başkanı Sami Anan, kısa bir süre önce ölüme mahkûm edildi.
Rejimin, insan hakları savunucuları ve işçi eylemcilerini hukuk dışı suçlamalarla cezalandırıyor. Rejim karşıtı muhalif gazetecileri tutuklatıyor; sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını ciddi şekilde kısıtlıyor.
SİSİ'NİN GÖREV SÜRESİNİ
UZATACAK ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Bu arada, Sisi'nin 2034'e kadar iktidarda kalmasına, ordunun yeni siyasi yetki vermesine ve yargı üzerindeki başkanlık kontrolünü artırmasına imkan sağlayacak anayasa değişiklikleri devam ediyor. Sisi'ye 2034 yılına kadar iş başında kalmasının yolunu açacak referandum, mart ayında yapılacak.
MAKRON, SİSİ'NİN KULAĞINA
FISILDIYARAK 'ÖVGÜDE' BULUNDU
AB liderleri ise; Mısır'da yaşanan hukuksuzluklara karşı görmezlikten gelerek, Sisi yönetimini bölgede ‘istikrar' kaynağı görüyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Makron da, kimsenin dikkatini çekmeyecek şekilde Sisi'nin kulağına fısıldıyarak, insan haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini hatırlatarak, övgülerde bulundu.
AB'NİN DERDİ GÖÇMENLERİN
DURDURULMASI
Toplantının gündemi mülteci göçü konusu. Mısır şu anda önemli bir geçiş noktası olmasa da; Kahire'nin-AB ülkelerinden alacağı bazı ekonomik faydalar karşılığında göçmen sayısını azaltmaya kararlı olduğu ve Avrupa'ya geçecek göçmenlerin durdurulması konusunda söz verdiği biliniyor.
Mısır'ın en büyük silahlarla donanmasını sağlayan Fransa ise, bu ülkeye silah satışı konusunda insan haklarının tepkisini çekmeyecek şekilde ikircikli bir politika izliyor.
MISIR HALKI, İYİ BİR
ANAYASA BEKLİYOR
Mısırlılar, daha yönetilmeye hak ediyor. Anayasa darbesinin, demokratik bir yönetim sisteminin ortadan kaldırması olduğunu biliyorlar. Çünkü Mısır halkı en iyi ve insan haklarına uyumlu bir anayasa bekleme hakkına sahipler.
Yolsuzluk, enflasyon ve işsizliğin yanı sıra devletin baskıcı ve hukuk dışı uygulamaları, halktaki hayal kırıklığı halini ateşledi.
Bay Sisi'nin yönetimi şu anda istikrarlı görünebilir; ancak rejimini güçlendirmek aptalca ve yanlıştır.”