AB Temsilcisi Mogherini: İran'la nükleer anlaşmayı yerinde tutacağız
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Mogherini, ABD'nin aldığı İran'la nükleer anlaşmadan çekilme kararının ardından Avrupa'nın pozisyonuna ilişkin, 'Avrupalılar olarak, bu anlaşmayı yerinde tutmaya devam edeceğiz' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2018-05-12 08:31:59

Güncelleme Tarihi: 2018-05-12 08:31:59

İtalya'nın Floransa kentinde Avrupa Üniversite Enstitüsü tarafından Vecchio Sarayı'nda düzenlenen “Birlik Ülkeleri: Avrupa'da Dayanışma” konferansında konuşan Avrupa Birliği (AB) Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, dünyanın kaos, yayılan krizler, ihtilaflar ve meydan okumalara sahne olduğunu belirtti.

Gerginlikleri zapt etmek ve tıpkı İran'la nükleer anlaşma konusunda yapmakta kararlı oldukları gibi çalışan mekanizmaları korumak konusunda akılcılık, sakinlik, öngörülebilirlik, saygı ve diyaloğun en çok ihtiyaç duyulan şeyler olduğunu ifade eden Mogherini, şunları söyledi:

“Bağırma, aşağılama, zorbalık ve sistematik olarak yok etmenin mevcut olduğu günümüz dünyasında, değişime ihtiyacımız var. Değişimin sırrı da enerjimizi eskiyi yok etmeye değil yeniyi inşa etmeye harcamaktan geçiyor. Bu yok etme dürtüsü bizi iyi bir yere götürmüyor, yüzleşmek zorunda olduğumuz sorunlardan birini bile çözmüyor. Aksine, ihtilaflara yenilerini ekliyor. Gerçekten çıkar yol sağlayan şey, kazan-kazan çözümleri inşa edebilmek için sabırlı, saygılı, mantıklı ve alçakgönüllü şekilde anlaşma sanatı."

Ortak sorunlara ortak çözümler gerektiğinin altını çizen Mogherini, meydan okuma tavrının iş birliğine dönüşmesi için de güçlü bir AB'ye ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Geçen sene AB'nin 60. kuruluş yıldönümünde üye ülkelerin kendi ulusal çıkarları birlikten geçtiği için taahhütlerini yinelediğini anımsatan Mogherini, birliğin ortak güvenlik ve savunma alanlarında da önemli gelişmeler kaydettiğini belirtti. Mogherini, bu sebeple de gelecek AB bütçesinin bir kısmını savunma alanına ayırmak istediklerini söyledi.

Üye ülkelerin ortak projelere katılma, birlik ve bütçe sağlama, ulusal karar alma süreçlerini hızlandırma ve bilgi paylaşımı taahhüdünde bulunduğunu vurgulayan Mogherini, “Bugün çok geniş perspektifte güvenlik meseleleriyle karşı karşıyayız. Sadece hep birlikte, vatandaşlarımızı korumak ve barışı inşa etmek için ihtiyacımız olan kapasiteye ulaşabiliriz.” diye konuştu.

Sivil kapasitenin de artırılmasına odaklandıklarını anlatan Mogherini, bu çerçevede hem sivil ve askeri misyonlara finansman sağlayacak hem de uluslararası ortakları destekleyecek Avrupa Barış Aracı'nın oluşturulması önerisinde bulunduğunu aktardı.

"BÖLGENİN GÜVENLİĞİ İÇİN İRAN'LA NÜKLEER ANLAŞMAYI DEVAM ETTİRECEĞİZ"

Konuşmasının ardından Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin editörlerinden Klaus Dieter Frankenberger'in sorularını yanıtlayan Mogherini, İran'la nükleer anlaşmaya ilişkin bir soruya cevaben şu ifadeleri kullandı:

“İran'la nükleer anlaşmanın korunması için elimizden geleni yapma sorumluluğumuz ve görevimiz olduğunu düşünüyorum, ki gerçekten fazla şey yapabiliriz. Bir yıldan fazla süredir ABD yönetimindeki dostlarımıza bu anlaşmanın ikili bir anlaşma olmadığını, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarından biri olduğunu ve bütün dünyaya ait olduğunu söylüyorum. Bunun sonucu olarak da hiçbir ülke tek başına anlaşmayı bozamaz veya geri alamaz. Çünkü diğer taraflar anlaşmanın içinde kalmaya devam ediyor. Uluslararası toplumun bu konuya verdiği tepki ve cevaptan anlaşılıyor ki, neredeyse oy birliğiyle, anlaşmanın bütün olarak devamı ve uygulanması destekleniyor. Avrupalılar olarak biz, bu anlaşmayı yerinde tutmaya devam edeceğiz. Bölgemizin güvenliği için anlaşma çerçevesindeki bütün taahhütlerimizi yerine getireceğiz ve diğer taraflara da kendi taahhütlerini yerine getirmeye devam etmeleri için yardım edeceğiz.”

Bu anlaşma olmazsa ortaya çıkacak güvenlik tehdidinin “devasa ve yok edici” boyutta olacağının altını çizen Mogherini, dünyanın ve Ortadoğu bölgesinin asla istemediği şeyin “nükleer bir silahlanma yarışı” olduğunu vurguladı. İran'la çözülmesi gereken diğer meselelerin de anlaşmanın bütün olarak uygulandığı bir temele dayanması gerektiğini belirten Mogherini, aksi takdirde olası herhangi bir projenin inandırıcılığının olmayacağını dile getirdi. Mogherini, anlaşmanın korunmasının Körfez bölgesinde yeni gerginliklerin oluşmasının önlenmesi açısından da çok önemli olduğunu söyledi.

ABD-AB ortaklığının ne kadar güçlü olduğu sorusuna Mogherini, Amerikalıların da son dönemde ABD'nin dış politikasıyla ilgili ikiye bölündüğünü düşündüğü yanıtını verdi. Mogherini, Mevcut ABD yönetimiyle bazı noktalarda fikir ayrılıkları bulunsa da Avrupa ve ABD'yi hem tarihin hem de ekonomik ilişkilerin birbirine sıkı şekilde bağladığını belirtti.

Avrupa'nın karşı karşıya olduğu en sorunlu meselelerin Afrika ve Suriye olduğuna dikkati çeken Mogherini, Afrika'nın karşılaştığı demografik, ekonomik ve güvenlikle ilgili meydan okumaların Avrupa'yı da yakından ilgilendirdiğini ifade etti.

Suriye meselesinde de küresel bir liderliğin eksikliğinin görüldüğünü söyleyen Mogherini, BM'yle birlikte hem insani hem de diplomatik olarak bu boşluğu doldurmaya çalıştıklarını, krizin BM bünyesinde diplomatik olarak çözülmesi gerektiğini ancak bu noktada da veto sorunun ortaya çıktığını vurguladı.