AB Komisyonu, "Gönüllü İnsani Kabul Programı" adı altında, Türkiye'deki Suriyelilerin AB'ye kabulünü içeren bir tavsiye kararı sundu.
Metinde "Türkiye üzerinden Avrupa'ya düzensiz göç akışının azalması durumunda üye devletleri, Suriye'deki çatışmalar nedeniyle yerinden edilmiş ve uluslararası korumaya muhtaç kişileri Türkiye'den almaya davet ediyoruz. Schengen üyesi ülkeleri de buna katılmaya davet ediyoruz" denildi.
Metne göre, AB'ye kabullere, sadece 29 Kasım'da yapılan AB-Türkiye Zirvesi'nden önce Türk makamlarınca kaydedilmiş Suriyeliler başvurabilecek. Katılımcı devletler arasında sığınmacıların dağılımı, alım ve entegrasyon kapasitelerinin yanı sıra nüfus, GSYİH, geçmişteki sığınmacı başvuruları durumu ve işsizlik oranları esas alınarak yapılacak. Bu programdan yararlanan kişilere, bir yıldan daha az olmamak kaydıyla geçici koruma statüsü verilecek.
'ALINACAK KİŞİ SAYISI BELLİ DEĞİL'
Komisyon, alımlarda BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin tavsiyesi ve Türkiye'nin referansını esas alan hızlandırılmış bir süreç önerirken, kabul edilecek kişilerin kimlik, güvenlik ve sağlık kontrolleri yapılacak, mevcut aile bağları değerlendirilecek.
Kabul edilecek kişi sayısı ise BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin çalışma kapasitesi ve Türkiye'deki yerinden edilmiş kişilerin toplam sayısına göre aralıklarla değerlendirilerek belirlenecek. Eğer, AB'ye Türkiye'den gelen düzensiz göçte, dikkate değer bir azalma yoksa, program askıya alınabilecek.
JUNCKER: BÜYÜK KITA OLMANIN SORUMLULUĞU VAR
AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker da konuya dair bir açıklama yayımlayarak, "Büyük bir kıta olmak, beraberinde sorumlulukları da getiriyor. Üye devletlere, kendi kapasiteleri doğrultusunda, Suriye'deki şiddetli çatışmadan kaçan savunmasız insanlara geçici koruma sağlamalarını tavsiye ediyoruz" dedi.
Bu planın, Türkiye'de yaşayan yerlerinden edilmiş Suriyeli sığınmacıların korunması için adil bir şekilde sorumluluğu paylaşmaya yardımcı olacağını ifade eden Juncker, "Türkiye, bu talihsiz insanlara onurlu bir şekilde destek verme çabalarımızda önemli bir ortak. Bu insanların çoğu zaten Türkiye'nin koruması altında, bazıları da şimdi AB tarafından koruma altına alınacak" açıklamasını yaptı.