AB vatandaşları, 23-26 Mayıs'ta sandığa giderek yeni AP üyelerini seçecek. Aşırı sağın giderek güçlendiği kıtada Müslüman karşıtlığı, seçimler öncesi sadece söylem veya zaman zaman görülen saldırılarla sınırlı kalmayarak yasal düzenlemelere de yansıdı. Bu değişikliklerle İslamofobi, artık daha fazla hükümet politikalarına etki ederken Müslümanlar da seçim malzemesi haline getirildi.
Bunun en son örneklerinden biri, aşırı sağcıların iktidarda olduğu Avusturya'da görüldü. Seçimlerden sadece bir hafta önce Avusturya parlamentosu, ilkokullarda başörtüsü yasağını onayladı.
Sağ popülist Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve aşırı sağcı Özgürlük Partisinin (FPÖ) parlamentodan geçirdiği düzenlemeyle ilkokul öğrencilerine yönelik başın tamamen "dini ya da ideolojik bir kıyafetle" örtünmesi yasaklandı.
Yasada, “başın tamamı” vurgusu yapılarak, Yahudilikte kafanın bir kısmını örten “kipa” ve Sih inancına mensup çocukların saçlarını kapatmak için taktığı “patkanın” yasaklanmaması, yasanın Müslümanlara yönelik kurumsal ve sistemli ayrımcılığın en belirgin göstergesi olarak görüldü.
Müslümanların hedef alındığı düzenlemeyle, 10 yaşına kadar çocukların başörtüsü takmaları yasaklanırken, yasağa aykırı davranan ailelerin 440 avro para ya da iki haftaya kadar hapis cezasına çarptırılacağı ifade edildi.
FRANSA
Fransa'da ise Senato, hükümetin hazırladığı okul yasası kapsamında okul gezilerinde öğrencilere refakat eden annelerin başörtüsü takmasını yasaklayan maddeyi onayladı.
Merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisinin (LR) teklif ettiği madde, 100 "hayır" oyuna karşı 186 "evet" oyuyla kabul edildi. Yürürlüğe girmesi için Ulusal Meclis'te de onaylanması gereken düzenlemeyle okul gezilerinde laikliğin uygulanmasına ilişkin yasal bir boşluğun doldurmasının amaçlandığı savunuldu.
Fransa Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer ise, maddenin Danıştayın kararına aykırı olduğunu ve okul gezilerinin geliştirilmesine ilişkin pratikte birçok sorunu ortaya çıkaracağını söyledi.
Bu konuda bir yasanın yanlış olabileceğini ancak bu maddeyi savunanlara saygı duyduğunu belirten Blanquer, okul gezilerinde ebeveynlerin dini semboller taşımaması için elinden geleni yapacağını söyledi.
Fransa Camiler Birliği Başkanı Muhammed Moussaoui de, maddenin din özgürlüğüne aykırı olduğunu vurguladı. Moussaoui, milletvekillerine bu maddeyi kabul etmemeleri ve farklı inançlara sahip vatandaşlara eşit muamele edilmesini sağlama konusunda çağrıda bulundu.
DANİMARKA
Danimarka'da da aşırı sağın provokasyonları devam ediyor. Aşırı sağcı Sıkı Yön (Stram Kurs) lideri Rasmus Paludan, 22 Mart'ta parlamento önünde kılınan cuma namazını protesto için Kur'an-ı Kerim yaktı.
Paludan, Yeni Zelanda'da camileri hedef alan terör saldırılarını protesto etmek amacıyla Danimarka Parlamentosu önünde cuma namazı kılan Müslümanları provoke etmek istedi.
Polisin parlamento önüne yaklaştırmadığı Paludan ve yandaşları, cuma namazının kılındığı meydanın yaklaşık yüz metre yakınında eylemlerini gerçekleştirdi.
Danimarka Halk Partisi Milletvekili aşırı sağcı Martin Henriksen de, cuma namazı kılmak için parlamento önünde toplanan kalabalığı tahrik etti.
Henriksen, cuma namazının kılındığı alanda dolaşarak göstericilere sözlü tacizde bulundu.
Danimarka Parlamentosu Başkanı Pia Kjaersgaard da, parlamento önünde cuma namazı kılınmasına karşı olduğunu söyledi.
Aşırı sağcı Paludan, 14 Nisan'da ise Müslümanların yoğun yaşadığı başkent Kopenhag'ın Nörrebro semtindeki Blaagards Plads Meydanı'nda elinde tuttuğu Kur'an-ı Kerim'i havaya fırlattı.
Paludan'ın yaptığı provokasyon sonrasında olaylar çıktı. Çoğunluğu gençlerden kalabalık polise taş atıp konteynerleri ateşe verirken polis de kalabalığa karşı biber gazı kullandı.