AB zirvesinde Almanya-Fransa arasında dönem başkanlığı için bilek güreşi
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından toplanan ilk AB liderler zirvesi, Birliğin yöneticilerini belirleme konusunda, Fransa ve Almanya arasında tam bir bilek güreşine sahne oldu.

Oluşturma Tarihi: 2019-05-29 13:32:41

Güncelleme Tarihi: 2019-05-29 13:32:41

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, geleneksel iki büyük grup Avrupa Halk Partisi grubu (PPE) ile Sosyalist grup S&D'nin salt çoğunluğu yakalayamaması, Almanya ve Fransa arasında tam bir liderlik yarışı başlattı. Zirve öncesinde hem Merkel ve Macron bir araya geldi, hem de her iki lider Konsey Başkanı Tusk ve diğer liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Ancak bu temaslar da bilek güreşinin zirveye taşınmasını engelleyemedi.

Amerika'nın Sesi'nin derlediği habere göre Avrupa Komisyonu başkanlığı için PPE Grup Başkanı Manfred Weber'in adaylığını destekleyen Merkel, zirve öncesinde yaptığı açıklamada, seçimlerin sonunda birinci grup olmayı başaran PPE'nin adayını Komisyon Başkanı olarak görmek istediklerini söyledi. Merkel, tüm AB'nin yeni yönetici isimleri üzerinde 20-21 Haziran zirvesine kadar uzlaşma olmasını umut ettiklerini de sözlerine ekledi.

DIŞARIDAN GELEN ADAYLAR REDDEDİLDİ

Bu arada zirve başlamadan hemen önce, Avrupa Parlamentosu'ndaki mevcut 3 grup, dışarıdan gelecek adayları reddettiklerini bildiren bir açıklama yaptı. Konsey Başkanı Donald Tusk'a iletilmek üzere ortak bildiri yayınlayan 3 büyük grup, PPE, Sosyalistler ve Yeşiller, " spitzenkandidat" prensibinden yana olduklarını duyurdu. Bu bildiriye, Macron'un partisinin içinde olduğu Liberal grup imza atmadı.

Konsey Başkanı Tusk, bildiriyi liderlerin bilgisine sundu. Ancak Macron, "AB Anlaşması çok açık. Bu konuda yetkiyi liderlere veriyor" diyerek bu inisiyatifi reddetti.

Zirve sonrası basın açıklaması yapan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, net bir dille, Merkel'le görüş ayrılığını dile getirerek, "Weber'in otomatik olarak başkan seçilmesine karşı olduğunu" söyledi. Macron, "Yeni bir Avrupa macerasıyla karşı karşıyayız. Seçimlerin bize verdiği ders ve mesajları çok iyi almalıyız. Artık iki partinin çoğunluğu yok. Dolayısıyla, Avrupa halkının yeni seçimine göre farklı bir yapı inşa etmeliyiz" dedi.

Macron, AB Komisyonu başkanlığı için, rekabetten sorumlu AB Komiseri Margrethe Vestager, Hollandalı AB Komisyon Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ve kendisi aday olmasa da kriterleri tam olarak yerine getirdiğini savunan Brexit müzakerelerini yürüten, Fransa eski Dışişleri Bakanı Michel Barnier'nin ismini öne sürdü.

Zirve'den bir gün önce Elysee Sarayı'nda Macron ile akşam yemeğinde bir araya gelen İspanya'nın sosyalist Başbakanı Pedro Sanchez de, Sosyalist grup mensubu Frans Timmermans'ın "en iyi aday" olduğunu söyledi.

376 SALT ÇOĞUNLUK ARANIYOR

Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından, AB Komisyonu, AB Konseyi, Avrupa Merkez Bankası ve Avrupa Parlamentosu başkanlıkları ile AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilciliği için seçim yapılacak. Bu seçim yapılırken de, büyük ve küçük ülke, Doğu ve Batı Avrupa, kadın-erkek dengesi ve adayların parlamentodaki ağırlıkları göz önünde bulundurulacak.

Bu makamlar için 28 üye ülkenin liderlerinin uzlaşması, ardından da bu isimlerin parlamentoda salt çoğunluk olan 376 oyun üzerine oy alması gerekiyor. Lizbon Anlaşması, AB kurumlarının yönetimin belirlenmesi hakkını "seçim sonuçlarını göz önünde bulundurmak" şartıyla liderlere bırakıyor. Liderlerin, 20-21 Haziran'da yapılacak AB zirvesi öncesi bir uzlaşmaya varması gerekiyor.