Avrupa Birliği (AB), Slovenya'da yapılan AB-Batı Balkan zirvesinde altı Batı Balkan ülkesi; Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Sırbistan ile başlatılan tam üyelik sürecinin arkasında olduğunu teyit etti.
AB liderleri uzun süren müzakereler sonrası söz konusu altı ülkenin yargı reformundan ekonomik reformlara bir dizi kriteri yerine getirmeleri halinde Birlik'e katılmaları konusunda anlaştı. Ancak 2030 yılında bu sürecin gerçekleşmesine dair bir hedef koyulmadı.
Zirve sonuç bildirgesinde AB'nin "genişleme sürecine ve Batı Balkanların Avrupa perspektifine yönelik açık desteğini yeniden teyit ettiği" kaydedildi.
Litvanya Başbakanı Krisjanis Karins "Burası bizim arka bahçemiz" derken Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz da bu görüşü destekleyerek "Eğer AB bu bölgeye gerçek bir perspektif sunmazsa, Çin, Rusya veya Türkiye gibi başka süper güçler, burada daha büyük bir rol oynayacak. Bölge coğrafi olarak Avrupa'ya ait ve Avrupalı bir perspektife ihtiyacı var" şeklinde konuştu.
DW Türkçe'nin haberine göre; Dünya Bankası verilerine göre Çin Balkan ülkelerinin dış ticaretinde sadece yüzde 8'lik bir paya sahip. Buna karşılık AB halihazırda Balkan ülkelerinin en büyük ticari ortağı konumunda bulunuyor. Ancak Çin Balkan ülkelerine büyük kapsamlı altyapı projeleri için finansman sunuyor. Rusya ise tarihsel bağları olduğu Balkan ülkelerinin AB üyeliğine karşı.
Salı akşamı Brdo Kalesi'nde bir yemekte bir araya gelen liderler AB'nin Çin, ABD ve Afganistan stratejisini masaya yatırmış, liderlerden bazıları dış politika stratejisinin önce AB'nin kendi içinde, yani Balkanlardan başlaması konusunda görüş bildirmişti. Fransa temkinli
Zirvede AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Balkan ülkelerine "aile" olarak seslenirken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un daha temkinli bir söylem benimsemesi dikkat çekti. Macron, Balkanların "Avrupa'nın kalbinde" olduğunu ve tam üyelik için bir yolu hak ettiğini söyledi.
Danimarka, Fransa ve Hollanda, Romanya ve Bulgaristan'ın 2007 yılında tam üye olması konusunda acele edildiğini savunarak bunun sonucunda İngiltere'ye yaşanan Doğu Avrupalı işçi göçü akınının birçok İngilizin AB karşıtı olmasına yol açtığını belirtti. 2030 hedefi kabul görmedi
AB dönem başkanı Slovenya'nın, Balkan ülkelerinin tam üyeliği için 2030 yılının hedef olarak belirlenmesi girişimi de kabul görmedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Hollanda Başbakanı Mark Rutte bunun için tarih belirlenmesinin birçok AB ülkesi için fazla ileri gitmek olacağını belirtirken, Merkel "Ben tarih koymaya inanmıyorum. Ben verilen sözlerin tutulmasına inanıyorum. Koşullar yerine getirildiğinde tam üyelik gerçekleşir" ifadelerini kullandı.
Gerek Macron gerekse AB Konseyi Başkanı Charles Michel, zirvede 27 üyeli birliğin 33 üyeye genişlemesinin karar alma süreçlerini daha karmaşık hale getireceği ve AB içinde reform ihtiyacı doğuracağını dile getirdi.