ABD, 17 yıl önce bugün Irak'a girdi
Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık öncülüğünde oluşturulan koalisyon 17 yıl önce bugün (20 Mart 2003) Irak'a girdi.

Oluşturma Tarihi: 2020-03-20 13:00:16

Güncelleme Tarihi: 2020-03-20 13:00:16

TIMETURK | HABER MERKEZİ

ABD ve İngiltere öncülüğündeki koalisyon güçleri 17 yıl önce bugün Irak'a yönelik işgale başladı. İşgalden önce ambargo uygulanan Irak'ta, ekonomik, kültürel ve toplumsal anlamda büyük tahribatlar yaşandı. Irak'ta 13 yıl boyunca uygulanan ağır ambargo nedeniyle ülke altyapısı büyük zarar gördü, vatandaşlara yönelik hizmetlerde ciddi aksamalar meydana geldi. Ambargodan sonra ise yine ABD ve ona destek veren İngiltere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kararını beklemeden Irak'ı işgal etmek için düğmeye bastı.

"ÖZGÜRLÜK OPERASYONU"

Irak'a "istikrar ve demokrasi" getirileceği vadedilen operasyona "Irak'ı Özgürleştirme Operasyonu" adı verildi. Ancak bu askeri müdahale çıkartılan mezhepsel savaş ve terör eylemlerinden dolayı yüz binlerce sivilin hayatını kaybetmesi, milyarlarca doların harcanması ve son olarak IŞİD'in ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Ayrıca Irak'ta sonu gelmeyen siyasi istikrarsızlık başladı.

İŞGALİN HAZIRLIĞININ EN BİLİNEN YALANI: NÜKLEER ve BİYOLOJİK SİLAHLAR GELİŞTİRDİLER

ABD ve İngiltere, Irak'ın işgali için diğer ülkelerin desteğini alabilmek adına dönemi Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in toplu ölümlere sebebiyet verebilecek nükleer silahlar geliştirdiği iddialarını ortaya attı. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush, 2001-2003 yıllarında bu iddialar üzerinde bir dosya hazırlatarak Irak işgalini yasal bir statüye kavuşturma mücadelesine girdi. ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, 5 Şubat 2003'te BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, "Saddam Hüseyin'in biyolojik silahlara sahip olduğundan hiç şüphe yok ve daha fazlasını üretebilecek kapasiteye sahip" iddiasında bulundu.

İddiaların aksine, BM Silah Denetleme Komisyonu Başkanı Hans Blix, 14 Şubat 2003'te hazırladığı raporda, Irak'ta incelemelerde bulunan ekibin herhangi bir biyolojik silah bulamadığını açıkladı. ABD ve İngiltere, Irak'ın işgali için BMGK'ye yeterli deliller sunamadı. Bunun üzerine iki ülkenin öncülüğünde kurulan koalisyon gücü BMGK'den onay çıkmadan işgal kararı aldı. Bu kararla, Irak'ın işgaline uydurma bahanelerle girişilmesinin yanı sıra BMGK'nin devre dışı bırakılması nedeniyle uluslararası hukuk da çiğnendi.

17 MART 2003: SADDAM HÜSEYİN ve AİLESİNE 48 SAAT SÜRE VERİLDİ

ABD Başkanı Bush, 17 Mart 2003'te Saddam Hüseyin ve ailesine 48 saat içinde ülkeyi terk etmeleri, aksi takdirde askeri müdahaleyle karşı karşıya kalacakları uyarısında bulundu.

19 MART 2003: OPERASYON BAŞLADI

Bush, bu çağrıdan tam 2 gün sonra 19 Mart'ta ABD ve ona destek veren koalisyon güçlerinin Irak'a karşı askeri operasyon başlattığını duyurdu.

9 NİSAN 2003: ABD BAĞDAT'TA KONTROLÜ SAĞLADI

Irak'a giren güçler kısa süre içinde, 9 Nisan'da başkent Bağdat'ta kontrolü sağlayıp, Firdevs Meydanı'nda yer alan Saddam Hüseyin heykelini onlarca vatandaşın gözü önünde devirdi.



1 MAYIS 2003: SADDAM HÜSEYİN KAÇTI, İDDİALARI

Bu sıralarda Saddam Hüseyin'in 35 yıl hüküm sürdüğü Bağdat'ı bırakıp başka yere geçtiği iddiaları gündeme geldi. 1 Mayıs'ta dönemin ABD Başkanı Bush, "Irak'ta savaşın büyük bölümünün bittiği" yönünde açıklama yaptı.

16 MAYIS 2003: BAAS MENSUPLARININ TAMAMI KAMU İŞLERİNDEN ÇIKARILDI

16 Mayıs'ta Irak'ta Geçici Koalisyon Yönetimi'nin başkanlığını yapan Paul Bremer, Baas Partisi mensuplarının kamuda görevlerini sürdürmelerine yasak getirdi ve orduyu lağvetme kararı aldı.

22 MAYIS 2003: BM İŞGALE ONAY VERDİ

Operasyonlar henüz yer yer devam ederken, BM Güvenlik Konseyi, 22 Mayıs'ta ABD ve İngiltere'nin Irak'ı işgal etme hakkını tanıyan bir karar çıkardı.

13 ARALIK 2003: SADDAM HÜSEYİN TİKRİT KENTİNDE YER ALTINDA YAKALANDI ve İDAM EDİLDİ

Ülkenin tamamını ele geçiren koalisyon güçleri, 13 Aralık 2003'te Saddam'ı doğduğu Tikrit'te yer altında gizlenirken yakaladı.



AİLESİ ve BAAS MENSUPLARINA NE OLDU?

Saddam'ın ailesinden ve Baas rejiminden birçok üst düzey yetkili Ürdün'e kaçarak iltica etti.

NİSAN 2004 EBU GUREYB'TEN İLK FOTOĞRAFLAR BASINA SIZDI

Nisan 2004'te ABD güçlerinin Bağdat'taki Ebu Gureyb Hapishanesi'nde tutuklu bulunan Iraklılara uyguladığı çeşitli işkence fotoğrafları medyaya yansıdı. Irak ve dünya gündemini sarsan söz konusu durum, ülke kamuoyunu işgalin yol açacağı tahribat ve kaos ortamının acı gerçeğiyle karşı karşıya bıraktı.











HAZİRAN 2004: YÖNETİM IRAKLILARA TESLİM EDİLDİ

28 Haziran 2004 tarihinde ABD, yönetimi Iraklılara teslim ederek, geçici yönetim lağvedildi ve Bremer, ülkeyi terk etti.

OCAK 2005: Şİİ ARAPLAR İKTİDARA GELDİ

Irak'ta Sünni Arapların boykot ettiği ilk genel seçimler 30 Ocak 2005'te yapıldı. Bu seçimler, Şii Arapların iktidarı ele geçirmesine neden oldu.

Ülke ayrıca tarihinde ilk defa Kürt Cumhurbaşkanıyla (Celal Talabani) tanıştı.

2005: IKBY'NİN ÖZERKLİĞİ TANINDI

Ülkede 2005 yılında ise federal anayasa kabul edildi ve Kürtlere "Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi" adlı yönetim şekli tanındı.

OCAK 2006: İÇ SAVAŞ/MEZHEP SAVAŞI BAŞLADI

Petrol zengini ülkede işgalle birlikte fitillenen mezhepçilik, kısa süre içerisinde iç savaşa dönüştü. 22 Ocak 2006'da, Bağdat'ın kuzeyindeki Sammara'da Şii imamlarının mezarının havaya uçurulmasıyla sivillere ağır bedeller ödetecek Şii-Sünni mezhep savaşının başlangıcını oluşturdu.

MEZHEPÇİ POLİTİKALARIYLA BİLİNEN NURİ EL MALİKİ İKTİDARA GELDİ

Daha sonra mezhepçi politikalarıyla anılacak Nuri el-Maliki 20 Mayıs 2006'ta hükümetini kurduğunu açıkladı.

30 ARALIK 2006: SADDAM HÜSEYİN KURBAN BAYRAMI SABAHI İDAM EDİLDİ

Saddam Hüseyin, yaklaşık 3 yıl boyunca yargılandıktan sonra 30 Aralık 2006'da Kurban Bayramı sabahı idam edildi.



OCAK 2007: ABD IRAK'A 20 BİN EK ASKER GÖNDERDİ


Dönemin ABD Başkanı, 10 Ocak 2007'de, şiddetin durmadığı Irak'a 20 bin ek asker gönderme kararı aldı.

ŞUBAT 2009: OBAMA ASKERLERİ ÇEKECEĞİNİ SÖYLEDİ

27 Şubat 2009'da ise dönemin ABD Başkanı Barack Obama, askerlerinin 2011 sonunda Irak'tan çekileceğini açıkladı.

MAYIS 2011: İNGİLİZ ASKERLERİ AYRILDI

İngiliz askerleri 22 Mayıs 2011'de, ABD askerleri ise aynı yıl 18 Aralık'ta Irak'tan ayrıldı.

IRAK UZUN SÜRE DIŞARIYA GÖÇ VERDİ

Maliki'nin 8 yıllık başbakanlığı döneminde, yaşanan mezhepsel savaş ve terör eylemleri, ülkeyi adeta kan gölüne çevirdi. Şiddet yorgunu binlerce Iraklı, yaşanan güvensiz ortamdan kaçarak, başka ülkelere sığınmak zorunda kaldı.

2003-2011 BİLANÇOSU: 100 BİN SİVİL ÖLDÜ

Irak Sağlık Bakanlığı'nın verileri üzerinde çalışma yapan bağımsız "Iraqcountybody" organizasyonuna göre, Irak'ta 2003-2011 yıllarında çatışmalardan kaynaklı 100 binin üzerinde sivil, 4 bin 500 ABD ve 179 İngiliz askeri hayatını kaybetti.

2018'DE GÜNCELLENEN ÖLÜ RAKAMLARI: 200 BİN

Aynı organizasyonun verilerine göre, 2018'e kadar hayatını kaybeden sivillerin sayısı 200 bine ulaştı.

ABD'NİN IRAK'A GETİRDİĞİ 'DEMOKRASİ': MEZHEP SAVAŞI

Mezhep savaşının 2006-2008 yıllarında şiddetli yaşandığı Bağdat'taki Hayfa Caddesi sakinlerinden taksi şoförü Abdulvahid İbrahim (67), AA muhabirine açıklamasında, "Mezhepçilik ve mezhep savaşı ABD işgaliyle geldi. Hayfa Caddesi ölüm caddesi olarak anılmaya başlandı. Burada sivillerin ölümü zirveye ulaştı. Oğlum Ömer'i de burada yaşanan mezhep savaşında kaybettim" dedi.

Bremer döneminde Irak'ın büyük tahribata uğradığını dile getiren İbrahim, "ABD'liler buradan gidince biraz nefes alabildik ancak istediğimiz düzeyde bir istikrar söz konusu değil. Bağdat'taki kamu binalarında, sokak ve caddelerde ABD'liler döneminde yerleştirilen bazı beton bariyerler kaldırılıyor ama eski günlerimize kavuşmamız zor. ABD'liler, gittikleri her yeri dağıtırlar. ABD'liler asla istenmez ve onlarla politika da yapılmaz, yapılmaması da lazım" değerlendirmesinde bulundu.

20 MART 2003 SABAHI YAŞANAN İKİLEM: BU BİR İŞGAL Mİ, SADDAM'DAN KURTULUŞ MU?

Iraklılar, 20 Mart 2003'ün "işgal mi, yoksa Saddam rejiminden kurtuluş mu?" sorusu ve ikilemi arasında kalıyor. Söz konusu tarihin 35 yıllık Baas rejiminden kurtuluş olarak sayanların karşısında ezici çoğunluk ise bunun bir "işgal" olduğu kanaatini taşıyor.

Bağdatlı Mustafa Muhammed Haşim de, "20 Mart 2003 Irak'ı kurtarma değil, işgal ve ülkeyi tahrip etme tarihidir" diyerek, "ABD işgaliyle ülke ve halkımız büyük zarar ve tahribata uğradı. Amcamın oğlu ve birçok tanıdığımı mezhep savaşında kaybettim. Hayat standartlarımız ekonomik ve sosyal anlamda bozuldu. Eskiden nispeten daha iyi bir yaşam sürüyorduk. Yaşatılanlar bizi 'eski dönem daha iyiydi' demeye sevk ediyor. Gün geçtikçe hayat şartları daha da kötüleşiyor. 2003 öncesi ambargo vardı ama bugün mumla aradığımız güvenlik durumu daha iyiydi. İşgal bize mezhepçilik, savaş ve tahribattan başka bir şey getirmedi" ifadelerini kullandı.

Iraklı siyasi analist Ali Süheyl de, "ABD, Saddam rejimini yıkarak, Irak'a demokrasi ve hür bir yaşam getireceğini iddia etti. Ancak, bu hiçbir şekilde gerçekleşmedi. Irak'ta şuan özgürlük diye bir şey yok. ABD, Irak'a sahte demokrasi getirdi. Irak'taki hakim partiler (Şii) seçim sonuçlarını çok rahat şekilde maniple edebiliyor" dedi.

"Irak'ta ABD'nin vadettiği iyi bir yaşam yerine yoksulluk ve giderek kötüleşen durum söz konusu" diyen Süheyl, Irak'ın ekonomik ve diğer alanlarda dış ülkelere bağımlı hale getirildiğini anlattı. Süheyl, "Irak, kaosa örnek verilen ülke konumunda bulunuyor. Herhangi bir Arap ya da Avrupa ülkesinde halk ayaklanmaları yaşandığında, 'Irak gibi olmaktan korkuyoruz' şeklinde ifadeler duyuyoruz" diye konuştu.

İŞGALİN BIRAKTIĞI DİĞER GERÇEK: IŞİD TERÖRÜ

Mayıs 2014'te yapılan ikinci genel seçimlerde, hiçbir grup hükümeti kurma çoğunluğunu elde etmese de, Irak halkı, ikinci Şii iktidarıyla karşılaştı. Irak'ta başbakanlığa Maliki'nin partisinden daha ılımlı politikacı olarak bilinen Haydar el-İbadi getirildi. "IŞİD işgali" ve ardından gelen "ekonomik kriz", çiçeği burnunda başbakan ve ülke halkının karşılaştığı en zor imtihanlar arasında yer alıyordu.

Irak'ta işgalin neden olduğu çatışma, kaos, idarecilerin yolsuzluğu ve mezhepçi siyaseti nedeniyle terör örgütleri ülkede kolay bir şekilde yuvalanıp faaliyet göstermeye başladı. Irak'ta Sünnilerin çoğunlukta olduğu bölgelerde hızla yayılan terör örgütü IŞİD, 10 Haziran 2014'te ülkenin en büyük ikinci kenti Musul'u hiçbir direnişle karşılaşmadan kolayca ele geçirdi.

ABD'nin 3 yıl öncesinde terk ettiği Irak'ta büyük yıkımlara yol açan IŞİD, ülkenin üçte birine tekabül eden Musul, Enbar, Salahaddin vilayetleriyle Diyala ve Kerkük'ün bir kısmında hakimiyet sağladı.

Irak güçleri, girdiği amansız savaşta Salahaddin kent merkezi Tikrit'i 2015 yılında ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava saldırıları desteğiyle IŞİD'dengeri aldı. Irak yönetimi, 2016'da da Enbar'a bağlı Felluce'de kontrolü yeniden sağladı.

Ülkenin en büyük ikinci kenti Musul ise 9 ay süren operasyonlar sonucu Temmuz 2017'de IŞİD'in elinden alınabildi. IŞİD'le en yoğun savaşın yaşandığı Musul, "hayalet kent" olarak ele geçirildi.

Irak Başbakanı İbadi, 18 Aralık 2017'de bilançosu çok ağır olan askeri operasyonlar sonucu IŞİD'in ülkedeki varlığının ortadan kaldırıldığını duyurdu. Örgütün varlığından dolayı çoğunluğu Sünnilerden oluşan 5 milyonluk bir iç göçmen dalgası yaşandı. Musul, Enbar ve Salahaddin vilayetlerinde bedeli 80 milyar doları bulan büyük yıkımlar meydana geldi. Bunun yanında on binlerce sivil hayatını kaybetti.

IRAK BÖLÜNMENİN EŞİĞİNDE

Irak'ta işgalin yol açtığı bunca olumsuzlukların içerisinde, ülke bir de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) eski Başkanı Mesut Barzani'nin 25 Eylül 2017'de "bağımsızlık referandumuyla" ayrılmanın eşiğine geldi. Irak merkezi yönetimi bunun üzerine aynı yıl Ekim ayında Kerkük ve tartışmalı bölgelere askeri güç kaydırarak, oralarda 14 yıllık Kürt Peşmerge varlığına son verdi.

Yaşananlar üzerine siyasi olarak yalnızlaştırılan Mesut Barzani, 29 Ekim'de bölgesel yönetimin başkanlığını bıraktığını açıkladı.

ABD ASKERLERİ, 2014'TE IŞİD İLE GERİ DÖNDÜ

Obama'nın 2011 sonunda açıkladığı geri çekilme kararına rağmen, IŞİD'e karşı savunmasız ve etkisiz kalan Irak ordusu ve Peşmerge güçlerine destek amacıyla 2014 yılında ABD askerleri tekrar Irak'a döndü.

ABD Savunma Bakanlığı'ndan Aralık 2017'de yapılan açıklamaya göre, ülkenin çeşitli bölgelerinde askeri üsleri yer alan ABD'nin Irak'ta yaklaşık 5 bin 200 askeri bulunuyor. ABD askerleri doğrudan çatışmalara girmek yerine daha çok askeri danışman statüsünde görev yapıyor.

ABD'nin, 2003'ten bu yana Irak'ta 9 askeri üssü bulunuyor. Irak'ın Erbil şehrinde ise 2 askeri üssü mevcut. Harir Hava Üssü, ABD için stratejik öneme sahip olan Harir, IŞİD tehdidinin çok az olduğu bir bölge olması nedeniyle aynı zamanda güvenli bir üs. Stratejik açıdan ise ABD'nin Irak'ın kuzeyinde Suriye sınırına en yakın askeri üssü konumunda.

Uluslararası Erbil Havalimanı'nda bir askeri üssü bulunuyor.

İNGİLTERE'NİN 400 ASKERİ PERSONELİ HALEN ÜLKEDE

İngiltere'nin Irak'ta askeri üssü bulunmuyor. Hali hazırda ülkede 400 askeri personeli var.

FRANSA'NIN 300 ASKERİ PERSONELİ IRAK'TA

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa'nın Irak ve Suriye'deki askeri operasyonlarının devam edeceğini belirtmişti. Fransa'nın şu an 300 askeri personeli Irak'ta.

TRUMP: KİTLE İMHA SİLAHLARI ASLINDA YOKTU

ABD Başkanı Donald Trump, 9 Ekim 2019'da Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "ABD, Orta Doğu'da polislik ve çatışmaya 8 trilyon dolar harcadı. Binlerce yüce askerimiz öldü ya da ağır yaralandı. Diğer taraftan milyonlarca insan hayatını kaybetti. Orta Doğu'ya girmek, ülkemizin tarihinde alınan en kötü karardır" ifadelerini kullandı.

ABD'nin, kitle imha silahları denilen yanlış ve artık hatalı olduğu ispatlanmış dayanakla savaşa girdiğine işaret eden Trump, "(Kitle imha silahları) Hiç yoktu. Şimdi yüce askerlerimizi ve ordumuzu yavaşça ve dikkatlice eve getiriyoruz. Odağımız büyük resimde. ABD, hiç olmadığı kadar büyük" değerlendirmesinde bulundu.