ABD yönetiminden yetkililer, 7 Ekim'de Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın saldırılarından bu yana İsrail'in Gazze'ye saldırılarını "meşrulaştıran" söylemler takınıp bu ülkeye "sonsuz" destek verirken, sivil ölümlere ve hastaneler dahil sivil altyapıları hedef alan saldırılara ilişkin İsrail'i kınamak bir tarafa eleştirmekten bile kaçındı.
7 Ekim'deki saldırılardan bu yana İsrail'in 11 binden fazla kişinin ölümüne neden olan Gazze'ye saldırılarını durdurması için nüfuzunu kullanmayan ABD yönetimi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin elini rahatlattı.
ABD'DEN İSRAİL'E AÇIK ÇEK
ABD Başkanı Biden, 7 Ekim'de yaptığı yazılı açıklamada, İsrail'in "meşru müdafaa hakkı" bulunduğunu savunarak, "İsrail hükümeti ve halkına tüm desteği sağlamaya hazır olduğumuzu belirttim." ifadesini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da 8 Ekim'de ABC televizyonuna yaptığı açıklamalarda, "İsrail'in kendini savunma hakkı" olduğunu vurgulayarak, Gazze'ye girmesi ihtimaline karşı İsrail'e şu sözlerle arka çıktı:
"İsrail'in Gazze'de ne yapabileceği ya da yapamayacağı konusuna girmek istemiyorum. Öyle ya da böyle, bunun (Hamas saldırısı) bir daha olmaması için önlemler almalılar. Hiçbir ülkenin korku ve olasılıklar içinde yaşaması beklenmemeli. Şimdi, teröristlerin sınırı geçip, insanların evine girip, onları sokak ortasında öldürüp, bazılarını sürükleyip esir aldıkları gerçeği var. Bu tüm demokrasiler için tahammül edilemez bir şey. İsrail bunun bir daha yaşanmaması için elinden gelen her şeyi yaptığı adımlar atmalı."
ABD, ASKERİ YARDIMLAR İLE İSRAİL'E DESTEK ÇIKTI
Biden, İsrail'in Gazze'de saldırıları devam ederken 10 Ekim'de Beyaz Saray'da yaptığı konuşmada, İsrail'in Gazze'ye saldırılarını eleştirmek bir yana buna destek çıkan açıklamalarda bulundu.
İsrail'in Hamas saldırılarına "karşılık verme görevi" olduğunu belirten Biden, "Şu noktada çok açık olmamız lazım. İsrail'in yanındayız. İsrail'in vatandaşlarını korumak, kendini savunmak ve bu saldırıya yanıt vermek için neye ihtiyacı varsa bunu sağlayacağız." dedi.
ABD'nin İsrail'e askeri yardımlarını sürdüreceğini vurgulayan Biden, "Şehirlerini ve vatandaşlarını savunurken İsrail'in, kritik (askeri) varlıklarının tükenmediğinden emin olacağız." yorumunu yaptı.
BİDEN, İSRAİL'İN İDDİALARINA GAZETE HABERLERİ ÜZERİNDEN SAHİP ÇIKTI
Biden, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına destek vermek adına, teyit edilmediği halde Hamas'ın bebeklerin başını kestiği iddialarını dillendirdi, üstelik buna dair "kanıtlar" gördüğünü söyledi.
Joe Biden, 11 Ekim'de Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, "Amerikalıların orada neler olduğunu görmesi önemli. Bu işi uzun süredir yapıyorum. Teröristlerin çocukların kafasını kestiği teyit edilmiş görüntüleri göreceğimi hiç düşünmemiştim." ifadelerini kullandı.
Ancak daha sonra Beyaz Saray yetkilileri, Biden'ın buna dair herhangi bir kanıt görmediğini açıkladı.
BLİNKEN'DAN İSRAİL'E "ABD VAR OLDUKÇA KENDİNİZİ SAVUNMAK ZORUNDA KALMAYACAKSINIZ" MESAJI
Blinken, Gazze'de ölenlerin sayısının 500'ü çocuk, 276'sı kadın olmak üzere 1537 kişiye ulaştığı 12 Ekim'de İsrail'i ziyaret etti.
Burada Gazze'de öldürülen çocuk ve siviller hakkında hiçbir yorumda bulunmayan Blinken, Netanyahu ile görüşmesinde, ABD'nin İsrail'in yanında olduğunu sıklıkla vurguladı.
Blinken'ın buradaki konuşmasında, "Bugün sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak da buradayım." demesi ve Gazze'deki insani dramı göz ardı etmesi dikkati çekti.
Öte yandan Blinken, "İsrail'e net bir mesaj getirdim. Kendinizi savunabilecek kadar güçlü olabilirsiniz. Ancak ABD var oldukça hiçbir zaman bunu yapmak zorunda kalmayacaksınız çünkü biz her zaman yanınızda olacağız." ifadesini kullandı.
BİDEN HASTANE SALDIRISININ ERTESİ GÜNÜ GİTTİĞİ TEL AVİV'DE İSRAİL'E ARKA ÇIKTI
ABD Başkanı Biden, İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'nde el-Ehli Baptist Hastanesi'ne düzenlediği saldırıdan 1 gün sonra 18 Ekim'de Tel Aviv'e gitti.
Saldırıya ilişkin herhangi bir kınama yapmayan Biden, buradaki açıklamasında "Gazze'deki dünkü hastane patlamasından dolayı çok üzüldüm ve çok öfkelendim. Benim gördüğüme göre, bunun sorumlusu siz değil, diğer ekip." diyerek elinde bunu ispat eden bir kanıt olmamasına karşın İsrail'i aklamaya çalıştı.
Biden'ın Tel Aviv'i ziyaret ettiği 18 Ekim'de Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 3 bin 478 kişinin öldüğünü, 12 binden fazla kişinin yaralandığını duyurdu.
ABD'DEN "İSRAİL'E KIRMIZI ÇİZGİ ÇEKMEYİZ" AÇIKLAMASI
Öte yandan, ABD'li yetkililerin İsrail'e sivil ölümleri ve savaş suçları konusunda "kırmızı çizgi çekmemesi" ve İsrail'in saldırılarını ısrarlı bir biçimde kınamaktan kaçınması da dikkati çekiyor.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, 10 Ekim'de Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, İsrail'e karşı ABD'nin bir kırmızı çizgisi olup olmayacağına ilişkin, "Ben, kırmızı çizgiler çekmek, uyarılarda bulunmak ya da birilerine ders vermek için burada değilim." dedi.
15 Ekim'deki NBC yayınında da İsrail'in Gazze'de yasaklı beyaz fosfor bombası kullandığı iddialarına ilişkin ise Sullivan, "Benim görevim kırmızı çizgiler çekmek değil." diye konuştu.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby de Gazze'deki ölü sayısının 3 bin 38'i çocuk, 1726'sı kadın ve 414'ü yaşlı olmak üzere 7 bin 326'ya çıktığı 27 Ekim'deki açıklamasında, ABD'nin İsrail için "kırmızı çizgisi" olmadığını söyledi.
Kirby, Gazze'deki ölü sayısının 4 bin 324'ünü çocuk, 2 bin 823'ünü kadınların oluşturduğu 10 bin 569'a çıktığı 8 Kasım'da da "kırmızı çizgimiz yok" söylemini sürdürdü.
"İSRAİL'E VERİLEN SİLAHLARIN KULLANIMINA SINIR KOYMUYORUZ"
Bu arada, ABD'nin İsrail'e silah desteği aktif olarak sürerken, ABD bu silahların kullanımı konusunda İsrail'e sınır koymadı.
Pentagon Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, Gazze'deki ölü sayısının 8 bini aştığı 30 Ekim'de İsrail'e verilen silahların sivillere yönelik kullanımı sorulunca, şu yanıtı verdi:
"İsrail'in kendisine verilen silahları nasıl kullanması gerektiğine ilişkin sınır koymuyoruz. Operasyonlarında bunları nasıl kullanacağı tamamen İsrail ordusuna bağlı. Biz herhangi bir kısıtlama getirmiyoruz."
ABD SÖYLEMLERİNİ GÖZDEN GEÇİRENE KADAR 10 BİNE YAKIN KİŞİ ÖLDÜ
ABD yönetiminin İsrail'e en başta verdiği "koşulsuz desteğe" ilişkin söylemleri, Gazze'de 10 bine yakın kişinin ölmesinin ardından kısmi olarak değişmeye başladı.
Blinken, 3 Kasım'da İsrail'e yaptığı ikinci ziyarette Gazze'de ölen siviller konusundaki söylemlerinde İsrail'e üstü kapalı hatırlatmalar yaptı ancak bu tarihte Gazze'de yaşamını yitirenlerin sayısı 10 bine yaklaşmıştı.
Buradaki konuşmasında Blinken, "İsrail'in Hamas'a karşı askeri operasyon yürütmeye hakkı olduğunu ancak bunu yaparken sivillerin korunması gerektiğini" vurguladı.
Pentagon Sözcüsü Singh 7 Kasım'daki açıklamasında, İsrail'e doğrudan bir eleştiride bulunmaktan kaçındı ancak ABD'den alınan silahların uluslararası insancıl hukuka uygun kullanılması gerektiğine dikkati çekti.
Blinken, 10 Kasım'da Yeni Delhi'de yaptığı açıklamada, "Şu ana kadar çok fazla Filistinli öldürüldü, son birkaç haftada çok fazla (sivil) zarar gördü. Onların zarar görmesini engellemek ve insani yardımın ulaşımını azami düzeye çıkarmak için mümkün olan her şeyi yapmak istiyoruz." ifadesini kullandı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan da 12 Kasım'da katıldığı programda İsrail'in Gazze'deki hastane saldırılarına ilişkin, "ABD, hastanelerde, masum insanların, hastaların hedef olduğu çatışmalar görmek istemiyor ve bu konuda İsrail Savunma Kuvvetleri ile istişarelerde bulunduk." dedi.
Ancak ABD yönetiminin bu söylem değişikliği İsrail üzerinde herhangi bir etki göstermezken, bugün Gazze'de 7 Ekim'den bu yana yaşamını yitirenlerin sayısı 11 bin 240'ı aştı, bu kişilerin en az 4 bin 630'unu çocuklar ve 3 bin 130'unu kadınlar oluşturuyor.
ABD, ATEŞKES ÇAĞRISI YAPMADI, İSRAİL'İ KINAMADI
Gazze'de yaşanan sivil can kayıplarına rağmen ABD hala net şekilde "ateşkes" çağrısı yapmayı reddediyor.
Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı sözcüleri ise buna gerekçe olarak "Ateşkes Hamas'a yarar sağlar" tezini kullanıyor.
Öte yandan, İsrail'in saldırılarında 11 binden fazla sivilin yaşamını yitirmesine, hastaneler dahil sivil altyapının hedef alınmasına rağmen hala ABD yönetiminden İsrail yönetimine eleştiri ya da kınama gelmiyor.
ABD, BÖLGEYE 2 SAVAŞ GEMİSİ GÖNDERDİ
Öte yandan İsrail'e yıl başından 7 Ekim'e kadar yaklaşık 3,8 milyar dolar yardım sağlayan ABD yönetimi, o tarihten sonra İsrail'e gönderilen askeri desteğin maliyetine yönelik net rakam vermedi.
Wall Street Journal gazetesi, 31 Ekim'de Biden yönetiminin, İsrail'e 320 milyon dolarlık bomba gönderilmesi konusunda Kongre'ye bildirimde bulunduğunu iddia etti.
ABD yönetimi, 7 Ekim'den bu yana bölgeye 2 savaş gemisi gönderdi, 2 bin askerini de gerekli durumda konuşlandırmak üzere hazır bekletiyor.
BİDEN, KONGRE'DEN İSRAİL İÇİN 14 MİLYAR DOLAR İSTEDİ
Öte yandan Biden yönetimi, Kongre'den İsrail'e 14 milyar dolar yardım yapılması için talepte bulundu.
ABD Temsilciler Meclisi, İsrail'e 14,3 milyar dolarlık yardımı öngören yasa tasarısını onayladı. Ancak bu tasarıda, paranın ABD Gelir İdaresi bütçesinden kesilmesi talep ediliyor ve Biden dahil Demokratlar bu tasarıya karşı çıkıyor.