Yerli Amerikalıların çocuklarının zorla alıkonulduğu yatılı okullar hakkında ilk defa yapılan federal araştırmada, şu ana kadar 53 farklı alanda 500 mezar yeri belirlenirken yetkililer, sayının artabileceğini ifade etti.
İçişleri Bakanı Deb Haaland yaptığı basın açıklamasında, "Bu çocukların her biri kayıp bir aile üyesi ve korkunç sistemin bir parçası olarak hayatlarını kaybettiği için bu dünyadaki amacını gerçekleştiremeyen bireyler." ifadesine yer verdi.
Kendisi de Kızılderili bir aileden gelen Haaland, "Kızılderili yatılı okul politikalarının sonuçları yürek burkucu ve inkar edilemez. Yerli halkların büyümeye ve iyileşmeye devam edebilmesi için bu politikaların kalıcı mirasına hitap etmek benim önceliğim." dedi.
İçişleri Bakanlığının konuya ilişkin raporunda, Amerikan yerlilerinin çocuklarını asimile etmek amacıyla açılan 400'den fazla okulun, 19. yüzyılın başlarından başlayarak, Kızılderililerin topraklarından sürülmesiyle aynı zamana denk gelen 150 yıl boyunca çalıştığına işaret edildi. Kendi dilini konuşana kırbaç cezası
Rapora göre, çoğu Oklahoma, Arizona ve New Mexico'da olmak üzere 37 eyalet veya bölgede faaliyet gösteren okullarda, Kızılderili çocuklarının kendi dillerini konuşmaları yasaklandı, onlara İngilizce isimler verildi, saçlarını kısaltmak ve zorla çalıştırılmak da olmak üzere sistematik kimlik değiştirme metodolojileri uygulandı.
Raporda, bu okullarda yetişen ve hayatta kalan Kızılderililerin, çocukların kendi dillerini konuşması veya kültürlerini uygulaması durumunda, hücre hapsi, aşağılama, kırbaçlama, yiyecek vermeme, tokatlama ve kelepçeleme gibi yöntemlerle cezalandırıldıkları iddiası da yer aldı.
İçişleri Bakanlığı, bu okullarda yetişip de hayatta kalanların hikayelerini anlatmasına ve kalıcı bir sözlü tarih koleksiyonu oluşturmasına olanak sağlamak için ABD genelinde bir yıl boyunca bir proje yürütecek.
Bakanlık, belirli veya belirsiz mezarlarda gömülü çocukların adlarını, yaşlarını ve kabile bağlantılarını içeren ikinci bir rapor hazırlayacağını duyurdu.