Pompeo, bölgedeki gelişmelere ve alınan vize kısıtlaması kararına ilişkin yazılı bir açıklama yayımladı.
Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki baskı politikalarına devam ettiğini belirten Pompeo, "Bu sebeple, Sincan bölgesindeki Uygur, Kazak, Kırgız ve diğer azınlık Müslüman guruplara uygulanan şiddet ve tutuklamalardan sorumlu olduğunu düşündüğümüz Çin hükümeti ve Komünist parti mensuplarına vize kısıtlaması getirdik." ifadesini kullandı.
Pompeo, bölgedeki gelişmeleri incelemeye ve buna paralel olarak kapsamlı adımlar atmaya devam edeceklerini vurguladı.
Çin'e, Sincan'daki tüm baskı politikalarını bitirmeleri çağrısında bulunan Pompeo, "ABD olarak, Çin Halk Cumhuriyeti'ni Sincan'daki baskı kampanyasına derhal son vermeye, keyfi bir şekilde gözaltına alınanları serbest bırakmaya ve yurt dışında yaşayan Çinli Müslümanları rahat bırakmaya çağırıyoruz. İnsan haklarının korunması çok önemlidir ve her ülke bu insan hakları yükümlülüklerine ve taahhütlerine saygı göstermelidir." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Ticaret Bakanlığı, dün, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki baskılara müdahil oldukları gerekçesiyle 28 Çinli teşekkülü, ticari kara listeye aldığını duyurmuştu.
Buna göre, kara listeye giren Çinli teşekküllerin, Washington yönetiminin onayı olmadan ABD şirketlerinden ürün satın alması yasaklanıyor.
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde eğitim merkezi adı altında faaliyet gösteren kamplar ile Uygurların kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyine üye 22 ülke, temmuz ayında Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Uygur Türkleri ve diğer azınlıklara yönelik muamelesinin eleştirildiği ve kitlesel gözaltıların durdurulması çağrısına yer verilen bir mektubu imzalamıştı.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün raporunda, son iki yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbir" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu ve siyasi bakımdan tehlikeli olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın toplama kamplarına gönderildiği belirtilmişti.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi. Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini geri çeviriyor.