İranlı General Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis'in 3 Ocak'ta ABD güçlerince öldürülmesi, bölgede yeni bir krizin fitilini ateşledi.
Saldırı sonrası ardı ardına en yüksek perdeden intikam açıklamaları yapan İran, bu sabah ABD'nin Irak'taki Ayn el-Esed Hava Üssü'nü onlarca balistik füzeyle vurduğunu duyurdu.
Siyasi uzmanlar, AA muhabirine, İran ile ABD arasında gittikçe artan gerilimi ve Körfez ülkelerine muhtemel etkilerini değerlendirdi.
KATAR'IN ARA BULUCULUK ÇABALARI
Katar Üniversitesi Körfez Araştırmaları Direktörü Mahcub ez-Zuveyri, Süleymani suikastı sonrası Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin Tahran'a gerçekleştirdiği ziyaretin gözden kaçırılmaması gereken önemli bir olay olduğunu belirtti.
Bin Abdurrahman'ın Süleymani'nin öldürülmesinden hemen sonra 4 Ocak'ta Tahran'a taziye ziyaretinde bulunduğuna işaret eden Zuveyri, Katarlı bakanın İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Meclis Başkanı Ali Laricani ile görüştüğünü hatırlattı.
ABD-İran geriliminde Katar'ın rolüne dikkati çeken Zuveyri, "Sadece birkaç ülke ara buluculuk yapabilir. Avrupa sessiz. Rusya ve Çin, ABD'nin Süleymani'yi hedef alan saldırısına tepki gösteriyor. Bu meseleye el atan yalnız Katar var." dedi.
Katar Dışişleri Bakanı Bin Abdurrahman, Tahran ziyaretinin yanı sıra son birkaç gün içinde ABD, Fransa ve Türkiye dışişleri bakanları ile de telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
KÖRFEZ GÜVENLİĞİNE ETKİSİNİ KONUŞMAK İÇİN HENÜZ ÇOK ERKEN
Zuveyri, Süleymani suikastının Körfez güvenliğine etkisini konuşmak için henüz çok erken olduğunu söyledi.
Süleymani'nin ölümüyle sonuçlanan saldırı sonrası yaşanacak gelişmeler bakımından çeşitli ihtimallerin öne çıktığını belirten Zuveyri, bunları "İran'ın sert bir karşılık vermesi, ABD'nin yeni bir saldırı düzenlemesi veya müzakere kapısının açılması" şeklinde sıraladı.
Zuveyri, "Şu anda durumun çok belirsiz olduğunu düşünüyorum, korku ve panik havası hakim. Körfez güvenliğine etkisini konuşmak için henüz çok erken." diye konuştu
"İran sert bir retorik kullanarak ABD'den intikam alacağını söylüyor." diyen Zuveyri, Tahran'dan gelen açıklamaları "ara buluculuk çabaları kimden gelirse gelsin ABD'ye yönelik bir misillemeden çekinmeyeceği" şeklinde okuduğunu söyledi.
İRAN SİYASİ KAZANÇ ELDE ETMEYE ÇALIŞIYOR
Zuveyri, İran'ın yaşanan gelişmelerden siyasi kazanç elde etmeye ve kendini mağdur göstererek tüm dünyada sempati toplamaya çalıştığını savundu.
ABD'nin ise beklemekten fazla yapacak bir şeyi olmadığını ileri süren Zuveyri, İran'ın bir intikam veya misilleme saldırısı yapmaması için bu süreçte Washington'dan Tahran'a olumlu mesajlar gönderebileceğini ileri sürdü.
İRAN, ABD MÜTTEFİKİ KÖRFEZ ÜLKELERİ ÜZERİNDEN DE WASHİNGTON'A CEVAP VEREBİLİR
Arap Siyaset Forumu'nda araştırmacı olan Celal Selami, İran'ın sadece Irak değil ABD müttefiki Körfez ülkeleri üzerinden de Washington'a cevap verebileceğini belirtti.
İran'ın ABD müttefiki ülkelerin enerji nakil gemileri veya limanlarını hedef alabileceği görüşünü dile getiren Selami, "Tahran yönetimi, İran'ın etkili olduğu ülkelerdeki ABD büyükelçiliklerine de saldırı gerçekleştirebilir." dedi.
Bu senaryo dahilinde Köfrez ülkelerinin enerji ve iç güvenliğinin hedefte olduğuna dikkati çeken Selami, "İran'ın muhtemel hedefleri Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi, Yemen ve Bab'ul Mendeb bölgesine yakın petrol tesisleri olabilir." dedi.