ABD: IŞİD'i yok edene kadar İncirlik'te kalacağız
ABD Büyükelçisi John Bass, IŞİD'i zayıflatmak ve nihayetinde yenilgiye uğratmak için ne kadar zaman gerekirse, o kadar İncirlik'te kalacaklarını söyledi.

Oluşturma Tarihi: 2015-09-03 13:51:38

Güncelleme Tarihi: 2015-09-03 13:51:38

ABD Büyükelçisi John Bass CNN TÜRK ekranında Doğan TV Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın sorularını yanıtladı. IŞİD mücadele ve Türkiye'nin hava operasyonlarına katılmasını değerlendiren Bass, Türkiye'nin IŞİD'e karşı yürütülen operasyonlara tam olarak katılmasının gerçekten önemli bir gelişme olduğuna ve bu korkunç terör örgütünün geriletilmesi ve nihai olarak yenilgiye uğratılması çabamıza önemli bir ilave katkı sağlayacağına inanıyoruz" dedi.

ABD ve diğer potansiyel koalisyon uçakları ve varlıklarının Türkiye'de konuşlanması olanağından da faydalandığını hatırlatan Bass, söz konusu varlıkların Suriye'deki hedeflere ulaşması için gereken zamanı büyük ölçüde kısaldığına ve böylelikle koalisyonun askeri harekatını yürütme kabiliyetinin arttığına işaret etti.

IŞİD OPERASYONU NEREDEN YÖNETİLİYOR?

Büyükelçisi Bass, operasyonel ayrıntılara girmeden şu bilgileri verdi:  Hava operasyonlarının genel koordinasyonu, Ortadoğu'da bulunan ABD Merkez Komutanlığı'na ait tesisten gerçekleştiriliyor. Ortaklar, koalisyona katılan ülkeler bu merkeze personel katkısında bulunuyorlar ve buna uygun teknoloji sayesinde koalisyonun tüm katılımcıları ve uçuş gerçekleştiren tüm uçaklar birbirleriyle irtibat halinde oluyor. Bu yolla, operasyonların güvenli, emniyetli ve sahada en fazla etkiyi yaratacak şekilde düzenlenmesini sağlıyoruz.

Elbette gerçekleştirdiğimiz diplomatik görüşmelerin ayrıntılarına açıkça girmiyoruz, ancak hem biz hem de koalisyonun diğer üyeleri, Esad rejiminin, kendisinin müdahale etmek istemediği bir terörist gruba karşılık vermek amacıyla Suriye hava sahasında faaliyetlerde bulunduğumuzu ve bu mücadeleyi yürütmek için söz konusu hava sahasında faaliyet göstermeye devam edeceğimizi anlamasını sağlamak için çeşitli önlemler aldık. Rejimin hava araçlarımızdan uzak durmasını bekliyoruz ve buna ilişkin olarak koalisyon hava araçlarını korumak adına almamız gereken önlemler var, ihtiyacımız olduğunda da bu önemleri kesinlikle alırız."

IŞİD'DEN ARINDIRILMIŞ BÖLGEYE KİM YERLEŞTİRİLECEK?

"Türkiye'deki beklenti, kamuoyundaki beklenti Cerablus ve Azez-Mera hattında 45 km derinliğinde bir temizliğin yapılması, IŞİD'den arındırılmış bir bölgenin oluşturulması ve buraya da bazı muhalif unsurların yerleştirilmesi" diyen Hande Fırat'ın "Türkiye'nin bu talebi karşılandı mı? 45 km derinliğinde bir hat, IŞİD'den temizlenecek ve oraya muhalif unsurlar mı yerleştirilecek?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:  

"Bence burada önemli olan bunu nasıl adlandırdığımız değil, sahada sağladığımız etki.  Ve şu anda, hem koalisyona hem de Türkiye'ye yönelik önemli bir güvenlik tehdidine en iyi şekilde cevap verebilmenin yollarını belirlemek üzere Türk hükümetindeki meslektaşlarımız ve özellikle ordularımızla birlikte çalışıyoruz. Söz konusu tehdit, az önce belirttiğiniz gibi IŞİD'in bu sınır bölgesini kontrol etmesi. IŞİD'i geriletmek ve yenilgiye uğratmak için göstereceğimiz çabanın başarısının, bu alanın temizlenmesi ve IŞİD'in terör faaliyetlerine devam edebilmek amacıyla Türkiye'den ve Türkiye üzerinden Suriye ve Irak'a insan, ekipman ve teknoloji kaçırmak için sınırdaki mevcudiyetini kullanmasına son verme kabiliyetimize bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bildiğiniz gibi, sahada faaliyet gösteren Suriyelilerin kendi topraklarının kontrolünü tekrar elde etmeleri, kontrolü sürdürebilmeleri ve IŞİD'i bu bölgenin dışına çıkarmalarına en iyi şekilde nasıl destek verebileceğimizi belirleme sürecinin tam ortasındayız ve bu karmaşık bir süreç. O nedenle, tekrar ifade etmek istiyorum, burada en önemli konu ulaşmaya çalıştığımız hedef, buna ne isim verdiğimiz değil."

İki ülkenin üzerinde çalıştığı konu bu askeri operasyona katılımını görmekten rahatsızlık duymayacağı çeşitli grupların kabiliyetlerini değerlendirmek. Elbette Suriye'de rejime karşı hareket eden ve ABD'nin desteklemediği, desteklemeyeceği ve yardım etmeyeceği bazı gruplar bulunuyor. Bu yüzden, bu operasyonun ayrıntıları üzerinde çalışırken kimi destekleyeceğimizle ilgili net bir anlayışa sahip olmamız önemli.  Türkiye bizim rahatsızlık duyacağımız bazı grupları önerebilir. Eğer böyle bir durum olursa, bu grubu desteklemeyeceğimizi ve söz konusu grubun operasyonlara katılımını desteklemeyeceğimizi açık bir dille ifade ederiz."

'MİSİLLEMELER KONUSUNDA OLDUKÇA HASSAS VE DİKKATLİYİZ'

"Türkiye bir şekilde bu operasyonun hemen ardından da açık ve net hedef olmaya başladığını ve bir askerin IŞİD tarafından şehit edildiğini, bir diğerinin ise kayıp olduğunu" ifade eden Hande Fırat, "Elinizde son bilgiler var mı ve Türkiye'ye bu konuda yardımlarınız ne çerçevede olabilecek ya da katkılarınız?" diye sordu.

"IŞİD'in savaşçıları taşıma, dünyanın diğer bölgelerinden savaşçı toplama ve bunları Türkiye ve diğer çevre ülkeler üzerinden çatışma alanına sokma kabiliyetiyle başa çıkmayı sürdürmek için yapmamız gereken çok iş var" diyen Bass, özetle şunları söyledi:

"Örgütün kendini finanse etme kabiliyetini azaltmayı sürdürmek ve insanları bir şekilde çeken bu korkunç ideolojiyle mücadele etmek için her birlikte yapmamız gerekenler var. Elbette Türkiye'nin burada kritik bir rolü var. Tüm bunları önceden önlemler alarak yapmak, IŞİD misillemelerine de bir ölçüde davet çıkarıyor. Bu konuda oldukça hassas ve dikkatliyiz. Türk emniyeti, istihbaratı ve diğer yetkililerle yakın çalışarak tehditlerle ilgili bize gelen bilgileri paylaşıyoruz ki,  herkesin ve her iki hükümetin, Türkiye'ye ve vatandaşlarına yönelik ilave tehditleri mümkün olduğu kadarıyla en aza indirgemek için birlikte çalışmalarını sağlayabilelim.

'IŞİD'E SON VERECEK GRUPLARI DESTEKLEMEYE YOĞUNLAŞIYORUZ'

IŞİD'in kontrolündeki alanın azaltılması ve örgütün zaman içinde yenilgiye uğratılmasında kritik öneme sahip.  Yalnızca hava saldırılarının hedefimize ulaşmamızı sağlayacağını asla söylemedik.  Mücadele aynı zamanda Irak halkının, Irak hükümetinin ve Suriye'de IŞİD'le savaşan oluşumların sahada etkin olmasına da dayanıyor.  Bunlar, onların ülkeleri; işgal edilen, IŞİD'in bu korkunç, vahşi hükmüne maruz kalan onların evleri, köyleri ve şehirleri. IŞİD'e  püskürtmek ve sonunda yenilgiye uğratmak için sahada harekete geçmek zorunda olanlar da onlar.  Bu örgütler sahadaki kritik mücadeleyi sürdürürken, biz de onlara destek olmak adına alabileceğimiz ve almakta olduğumuz çeşitli önlemleri konuşuyoruz.

Suriye ve Irak'ta IŞİD'le savaşan, gerileten ve IŞİD'in bölgedeki kontrolüne son verecek çözümü sağlayacak grupları desteklemeye yoğunlaşıyoruz.  Bunu gerçekleştiren, aşırılıkçı olmayan, ABD'ye tehdit oluşturmayan gruplara destek vereceğiz.  Bu destek, bu mücadele içerisinde yer alan çeşitli Suriyeli Kürtleri, Suriyeli Arapları ve Suriyeli Hristiyanları kapsıyor.  Bunun Suriye'de nihai başarımızın temel bir unsuru olduğu yönündeki inancımızı Türk hükümetine oldukça açık bir biçimde ifade ettik.

'ABD'NİN KÜRT KORİDORU OLUŞTURMA AMACI YOK'

ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde PYD'ye ait olacak bir Kürt koridoru oluşturma amacı yok.  ABD, Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyor, tıpkı Türkiye'nin ve Irak'ın toprak bütünlüğünü desteklediği gibi.  Suriye'yi parçalamak veya bu ülkenin içerisinden birden fazla siyasi oluşum yaratmak için buradaki mevcut çatışmayı kullananları, bu çatışmadan nemalananları desteklemiyoruz.   Askeri çözümü olmayan bu çatışmanın nihai çözümünün ise, Esad'ın yer almadığı ancak Suriye'nin tamamından sorumlu bir hükümete siyasi bir geçiş sağlanması olduğuna güçlü bir şekilde inanıyoruz.

Esad'ın Suriye'de bir geleceği olmadığına, yönetimin ve hükümetin parçası olmayı sürdürmeye dair tüm meşruiyetini kaybettiğine olan güçlü inancımızı sürdürüyoruz. Bu yüzden, Türkiye'nin de dahil olduğu müttefikler, ortaklar ve diğer ülkelerle birlikte yakinen üzerinde çalıştığımız konu, bu hedefe ulaşmanın en iyinin yolunun ne olduğu ve Suriye'de devam eden korkunç çatışmadan Esad'ın yönetiminde yer almadığı bir Suriye'ye geçişi gerçekleştirebileceğimiz bir noktaya nasıl gelineceği.

'ABD HÜKÜMETİ PKK İLE DİYALOG HALİNDE DEĞİL'

Türkiye'nin (sınırları) içerisinde yeniden başlayan çatışmayla ilgili soruları da yanıtlayan ABD Büyükelçisi John Bass, kısaca şu bilgileri verdi:

— Türkiye'nin, PKK'nın ülke sınırları içindeki saldırıları nedeniyle, çatışma ortamına geri döndüğünü görmek bizi tedirgin ediyor.  Ve Türk hükümetinin kendisini savunma ve sınırları içerisindeki teröre karşılık verme hakkını, güçlü bir şekilde desteklemeyi sürdürüyoruz. 

— Suriye'deki duruma gelecek olursak, belirttiğim gibi, IŞİD ile mücadele etme konusunda kararlı olan Suriyeli Kürt, Suriyeli Arap, Suriyeli Hristiyan gruplar ve bireylere, bu hedefe ulaşmak için ihtiyaç duydukları desteği sağlamaya yoğun bir şekilde odaklanmış durumdayız.  Suriye içindeki herhangi bir gruba, katılma ihtimalleri bulunan askeri operasyonlar konusunda vereceğimiz desteğin sınırı budur.

— ABD hükümeti PKK ile diyalog halinde değil.

— Çözüm sürecine sürece geri dönülmesi için buradaki ilk adım, mevcut çatışmanın son bulmasıdır.  Ve mevcut çatışmanın son bulması da, PKK'nın, en başta ihtilafın yeniden başlamasına sebep olan saldırılarını durdurmasıyla başlayacaktır.

TÜRKİYE HAVA OPERASYONLARINA NASIL KATILDI?

Bass: Temmuz ayının sonlarında IŞİD'in sınırdaki Türk askerlerine yönelik saldırısına karşılık olarak Türkiye'nin IŞİD'e karşı düzenlediği ilk saldırılardan sonra, Amerika Birleşik Devletleri ve koalisyon, koalisyon hava operasyonlarına tam anlamıyla entegre edilene kadar Türkiye'den çok sayıda ilave ve tek taraflı operasyon düzenlememesini istedi.  IŞİD'e karşı yürütülen hava mücadelesi karmaşık bir konu; çok küçük coğrafi bölgelerde uçuş gerçekleştiren çok fazla sayıda uçak var ve koalisyonun tüm üyelerinin bu uçuşları güvenle gerçekleştirebilmesi gerçekten önemli.  Daha önce de belirttiğim gibi, olabilecek en fazla etkiyi yaratabilmek için.  Bu nedenle, Türkiye'nin koalisyona tam katılım sağlayacağını açıkladığı Temmuz ayının sonundan, koalisyonun bir parçası olarak uçuş görevlerine başladığı geçen haftaya kadar, bu koordinasyonun detaylarını kararlaştırmak ve tüm orduların uyum içerisinde olduğundan emin olmak için birkaç haftalık bir süre gerekiyordu; burada amaç, Türkiye uçuşlara yeniden başladığında bunu güvenli ve etkili bir şekilde yapabilmesi ve koalisyonun toplu çabasına önemli katkılarda bulunabilmesiydi. Yani, IŞİD'e karşı gerçekleştirilen ilk saldırılardan sonra Türk ordusunun IŞİD'e karşı birkaç haftalık bir dönemde operasyon düzenlememesinin nedeni budur.

IŞİD'e karşı askeri operasyon yürütecek ABD ve diğer potansiyel koalisyon güçlerinin zaman içinde Türkiye'de hatırı sayılır büyüklükte bir varlığa sahip olacağını ve önemli katkılarda bulunacağını tahmin ediyoruz. Kurulacak yapı askeri harekatın nasıl gelişeceğine ve IŞİD'e karşı en etkili çözümün gerekliliklerinin ne olacağına bağlı olacak.  Süre konusunda ise; üstünde uzlaştığımız hedefe ulaşmak için, yani IŞİD'i zayıflatmak ve nihayetinde yenilgiye uğratmak için ne kadar zaman gerekirse, o kadar burada kalacağımızı düşünüyoruz.  O nedenle, bu konuya belli bir zaman dilimi açısından değil, belirlenen hedefler açısından yaklaşıyoruz.  Özetle, halihazırda İncirlik'ten yönetilen ciddi bir yapılanmamız var.  Bu yapılanmayı büyütme potansiyelimiz var ve önemli olduğunu düşündüğümüz ve gerçekleştirmemiz gereken hedeflere ulaşana kadar da bu yapıyı korumayı umuyoruz."