ABD, kimden ve neden korkuyor?
Timetürk Editör Masası, Diriliş Postası yazarı ve Özgür-Der yöneticisi Hamza Türkmen'e verilen vizenin ABD tarafından gerekçesiz şekilde iptal edilmesinin gösterdiklerini değerlendirdi.

Oluşturma Tarihi: 2015-05-21 15:29:31

Güncelleme Tarihi: 2015-05-21 15:29:31

TİMETÜRK | HABER MERKEZİ

Editör Masası

2012 yılında, Mavi Marmara olayının üzerinden henüz iki yıl geçmişken şimdilerde Diriliş Postası'nın Genel Yayın Yönetmenliği görevini yürüten Hakan Albayrak, ABD tarafından oldukça ilginç bir muameleyle karşılaştı.

Bir grup Türk akademisyen tarafından 2010 yılında ABD'ye davet edilen Hakan Albayrak'a ABD önce vize vermedi. 2010 yılında yapılan vize başvurusuna hiçbir cevap vermeyen ABD Ankara Konsolosluğu, Mavi Marmara katliamından 14 ay sonra bir gün Albayrak'ı aradı ve eğer isterse ABD vizesini kullanabileceğini söyledi. Bunun üzerine vizesini alan Hakan Albayrak'a bir yıl sonra tekrar telefon geldi ve vizesiyle ilgili bir sorun olduğu gerekçesiyle Konsolos'un kendisiyle görüşmek istediği söylendi. Hakan Albayrak Konsolos ile görüşmek istemeyince bu kez kendisine vizesinin artık geçerli olmadığı deklare edildi.

Bir medeniyet geçmişi bulunmayan ve üç yüz yıllık bir devlet kültürü dahi olmadığı halde sadece silah kullanabildiği için dünyanın mütehakkim gücü haline gelen ABD'den nezaket yahut incelik beklemek elbette gereksiz. Ancak bir Konsolos'un vize için başvuruda bulunan birisiyle doğrudan görüşmek istemesi ve sırf vize başvurusunda bulunan kişi görüşmeyi kabul etmediği için vizenin iptal edilmesi herhalde elli yıllık bir devlet için bile normal olmasa gerek. Dünyanın tek kutuplu hale gelmesinden bu yana İslam'ı asıl tehdit olarak kabul eden Batı dünyasının içinde bulunduğu korkuyla ne kadar daha ayakta kalabileceği sorusu bu nedenle artık daha önemli. 

Diriliş Postası yazarı, aktivist ve sivil toplum kuruluşu yöneticisi Hamza Türkmen, ABD'de düzenlenecek bir programa katılmak için ABD'ye davet edildi ve bu davete istinaden ABD Ankara Büyükelçiliği tarafından kendisine verilen vize, ABD Sınır Polisi tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin iptal edildi. Haliyle Hamza Türkmen 'in bilet rezervasyonu da kullanılamadığı için geçersiz hale geldi.

Hamza Türkmen, check - in işlemini yaptırdığı esnada görevliler tarafından kendisine anlamsız, paranoyaklık göstergesi sayılabilecek cinsten sorular sorulduğunu söylüyor ve cevapların ABD tarafına iletildiğini, ABD tarafından gelen talimatla da kendisine ABD'ye giremeyeceğinin deklare edildiğini dile getiriyor.

Elbette ABD, Hamza Türkmen ve Hakan Albayrak başta olmak üzere Türkiye'de yazarlık yapan isimlerden tam olarak neden bu derece çekiniyor bilebilmemiz mümkün değil. Sonuçta bu tavır ABD'nin kendi korkularıyla ve paranoyasıyla ilgili. Ancak bu korkunun aynı zamanda bir 'medeniyet' ve bir 'devlet' olamamanın neticesi olduğunu söylemek mümkün. Büyükelçilik tarafından verilen vizeyi sınır polisinin iptal edebildiği bir devletin ne kadar ciddiye alınabileceği de elbette ciddi şekilde sorgulanmalıdır.

'Batı' olarak ifade ettiğimiz ve aslında bu kadarının bile insanlara çok şey anlattığı küresel sistemin; ABD'ye sadece saldırma, savaşma, öldürme ve ölme rolü biçtiği yönünde yazılan onlarca yazı var. Kendisi de Batı düşüncesinin parçası olan pek çok yazara göre; ABD bir 'akıl' değil ve sadece Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyi olarak tebarüz eden oluşumun askeri kanadı. Ancak itiraf etmek gerekir ki bu derece bir korkunun ABD'de oluşması hiç de kötü değil. Kimden ve neden korkacağını bilemeyecek kadar büyük panik eğer ABD'de oluştuysa bu aynı zamanda Müslümanların ABD'nin küreselleşme politikalarına karşı gösterdikleri duruşun etkilerini de göstermesi yönüyle de önemlidir. 

"Ümmet Coğrafyasında Vesayetten Kopma Süreci"nin konuşulması ABD'nin işine gelmiyorsa, ABD'de birileri bu konuları konuşacak cesarete sahipse, ABD de bu sinerjiyi fark ediyor ve bu fikri hareketlenmeden rahatsız oluyorsa en azından iyi giden bir şeyler olduğunu rahatlıkla söylebiliriz.

Kendi ürettikleri 'Tarihin Sonu' nazariyesinden yine kendileri korkuyorlarsa, kendi yazdıkları 'Medeniyet Çatışması' teorisi yine kendi vehimlerini büyütüyorsa, demek ki ABD'nin kendisinden daha büyük bir düşmanı da yok kendisinden daha büyük bir düşmana da ihtiyacı yok.