‘ABD, Kuzey Suriye'deki Kürt devleti uğruna PKK'yı Türkiye'den çıkarmak için iş birliğine gidebilir'
Türkiye ve ABD'nin Menbiç konusunda anlaşmasının olası olduğuna işaret eden eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı Pekin 'ABD, Suriye'de PYD aracılığıyla kurmak istediği federal devleti garantilemek için Sincar operasyonu ve PKK'lıların Türkiye'den tasfiyesi dahil her adımı atabilir' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2018-03-21 20:46:36

Güncelleme Tarihi: 2018-03-21 20:46:36

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) Afrin şehir merkezinde kontrolü sağlamasının ardından gözler, Suriye'nin Menbiç şehrinde askeri varlığını sürdüren ABD'ye çevrildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir süre önce sarf ettiği "Afrin'den sonra Menbiç'i teröristlerden arındıracağız. ABD Menbiç'i boşaltırsa, bu iş çok daha kolay olur" sözleriyle operasyonun bir sonraki hedefinin Menbiç olacağına işaret etmiş; Erdoğan'ın açıklamaları hem Ankara hem Washington'dan bir dizi açıklamayı tetiklemiş, Ankara'nın "ABD ile Menbiç konusunda anlaştık" sözleriyse ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert tarafından yalanlanmıştı. Konuya ilişkin son açıklama Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan geldi. Çavuşoğlu "Suriye'nin özellikle Münbiç ve Fırat'ın doğusunun huzura kavuşması konusunda bir anlayışa vardığımızı söylüyoruz. ‘Anlayışa vardık' dedik ‘anlaşmaya vardık' demedik" ifadelerini kullandı. Peki Türkiye'nin başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı'nın bir sonraki hedefi, Türkiye'nin PKK ile bağlantısı sebebiyle ‘terör örgütü' olarak gördüğü PYD'nin yanı sıra ABD'nin bulunduğu Menbiç olur mu? Uzmanlar konuyu Sputnik'e değerlendirdi.

‘ABD'NİN PLANI PYD'Yİ MENBİÇ'TEN GÖNDERMEK'

Eski Genelkurmay İstihbarat Dairesi Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Sputnik'e yaptığı değerlendirmesinde "Türkiye'nin ÖSO ile birlikte Afrin'i kontrolü altına almasının ardından, ABD yetkilileri Menbiç'le ilgili çok dikkatli ifadeler kullanıyor. Ancak bana göre plan, PYD'nin Menbiç'ten çıkarılması ve oranın halkının bölgeye geri dönüşünü sağlayacak şekilde bölgenin güvenliğinin Türkiye ve ABD tarafından sağlanması. ABD, PKK/PYD'yi yumuşatmayı amaçlayan açıklamalar yapmasına rağmen, büyük ihtimalle Fırat'ın doğusundaki düzenini muhafaza edebilmek için Türkiye'yle, Menbiç'in kontrolünün YPG'den alınması konusunda anlaşmaya varacaktır" dedi.

ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde bulunan ve Fırat'ın batısından Irak'a kadar olan bölgeyi PYD aracılığıyla kontrol etmeyi amaçladığının altını çizen Pekin "ABD, orada federal devlet veya federal devlete bağlı federe yapıyı kurmaya çalışıyor. ABD, bunu yapmak için nasıl Afrin'de dikkatli davrandıysa, Menbiç'te de dikkatli davranacaktır. Neticede ABD'nin kırmızı çizgisi, Fırat'ın doğusu" ifadelerini kullandı.

‘ABD, SİNCAR'DAKİ PKK'YA YÖNELİK OPERASYON NİYETİNDE'

ABD'nin planları arasında Türkiye ve Irak'la anlaşma sağlayarak Sincar'a yönelik bir operasyon gerçekleştirmek olduğunu savunan Pekin "ABD'nin Irak'la anlaşarak PKK'yı Sincar'dan göndermek gibi bir planı da var. Çünkü ABD, PKK isminin gündemden düşmesini istiyor. Washington hatta Türkiye'deki PKK'lıların silahsızlandırılarak ülkeden çıkarılması için bile Türkiye'yle iş birliği yapabilir; yeter ki Fırat'ın doğusundaki bölgede meşru bir düzen sağlayabilsin. ABD böyle yaparak Türkiye'ye ödün vermiş gözükse de; Barzani'nin kurduğu Kürt oluşumu ve yeni kurulacak Kürt oluşumu dahil toplam 900 kilometrelik bir alanda Kürt oluşumu oluşmasını sağlayacak. Bu da Türkiye'nin bekası açısından büyük tehdit" dedi.

Pekin "ABD, zaman ihtiyaç duyduğu için bir takım bölgelerden ödün veriyor. Türkiye'nin de zamana ihtiyacı var; çünkü bu şartlarda Fırat'ın doğusuna giremez. Şayet girerse ABD'yle karşı karşıya gelir. O yüzden Türkiye, bazı şartların oluşmasını bekleyecek gibi görünüyor. Hem operasyona hazırlanması hem de böyle bir operasyonun gerçekleşmesi için şartların olgunlaşmasına ihtiyacı var. Türkiye ittifaklara önem vermeli. Ancak çeşitli taraflarla kurduğu ittifaklarda da şartlar değişebilir. Rusya-Türkiye-İran-Suriye ittifakı ne kadar devam edebilir? Yarın öbür gün tarafların menfaatlerinde ayrışmalar olabilir mi? Bunlara bakılmalı. Örneğin şu anda Suriye'nin bütünlüğünü korunması şeklinde bir amaç takip ediliyor. Ancak uzun bir süreçten bahsediyoruz. ABD'nin ne Fırat'ın doğusundaki Kürt oluşumundan ne de Doğu Guta ve Golan Tepeleri'ne komşu olan bölgede tampon bölge oluşturma planında vazgeçmeyeceği ortada. ABD'nin dışişleri bakanı değişimi de bunları gösteriyor. ABD'nin dünyaya yönelik daha sert bir politika izleyecek olması son derece olası" dedi.

‘TÜRKİYE'NİN BEKASINI KORUMAK İÇİN İYİ BİR HESAP YAPMASI ŞART'

ABD'nin Ortadoğu'daki asıl amacının "İran'ı çevrelemek" olduğuna işaret eden Pekin "ABD'nin hedefinde İran var. Bu kapsamda nükleer anlaşmaya uymamak, İran'a yönelik ambargoyu muhafaza etmek, Azerbaycan'da muhalif hareketleri kışkırtmak ve İran'ın içinde muhalif hareketler yaratmak gibi hamlelerini sürdürüyor. Aynı şekilde Rusya'yı da çevrelemeye çalışıyor" dedi.

ABD'nin Ortadoğu'daki amaçlarına ulaşmak için Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve İsrail'le birlikte hareket ettiğine işaret eden Pekin "Türkiye için asıl sorun, böyle bir savaş içerisinde kendini nasıl konumlandıracağına yönelik soru işaretleri. Mesela Türkiye, NATO üyesi ama ABD, Türkiye'nin bölünmesini sağlayacak çalışmalar içerisinde. O zaman Türkiye hala NATO'da kalacak mı? Yoksa Avrasya'ya mı geçecek? Burada savunma ve ekonomi alanlarındaki karmaşık ilişkilere bağlı bir denklem mevcut. Türkiye iki tarafla da önemli ticari ilişkiler içerisinde" dedi ve şöyle devam etti:

"Türkiye bir yandan ABD'den F-35 alıyor; öte yandan da Rusya'yla ilişkileri de oldukça derinlikli. Oradan doğal gaz, petrol alıyoruz; nükleer santral yaptırıyoruz; orayla ihracatımız var. Ayrıca Rusya'dan çok sayıda turist geliyor. Türkiye bana göre bu iki taraf arasında çok iyi diplomatlarla denge sağlayabilir. Bazıları ise Türkiye'nin artık kesin bir karar vermesi gerektiği görüşünde. Ancak ne olursa olsun Türkiye'nin bekasını nasıl koruyacağının hesabını çok iyi yapması şart."

‘15-20 YIL DAHA BÖLGEDEN KİMSE ÇIKAMAYACAK'

Ortadoğu'daki karmaşık denklemin uzun süre daha çözüme kavuşmayacağına değinen Pekin "Görünen o ki, önümüzdeki 10-15 yıl boyunca kimse bölgeden çıkamayacak. Bu süre zarfından Türkiye'nin doğru ittifakları kurması şart. Türkiye bu süreçte ne yapmalı? PYD'yi bir kenara atıp doğrudan Arap ve Kürt aşiretlerle ilişki mi kurmalı? Bunlar hep doğru şekilde planlanmalı" dedi.

Pekin "ABD'nin de amacı kendisine taşeronluk yapacak, İsrail'in güvenliğini sağlayacak, İran'ı çevreleyecek bir devlet kurmak. Afrin ve Menbiç'in terörist unsurlardan temizlenmesi kısa vadede Türkiye için zorunluluk. Türkiye belki o bölgede asıl çoğunluk kimse onun yönetime gelmesini kabullenir. Böyle yaparsa da Fırat'ın doğusunda oluşabilecek PYD konsantrasyonunu baştan engellemiş olur" diye ekledi.

‘UZUN VADEDE ABD TÜRKİYE'YLE İLİŞKİLERİNİ PYD İLE İŞ YÜRÜTMEK İÇİN FEDA ETMEYECEKTİR'

Konuyu Sputnik'e değerlendiren bir diğer isim ise ABD Uzmanı Özdemir Akbal oldu. Türkiye ve ABD arasında süregelen Menbiç gündemine ilişkin Akbal "Buradaki konu, iki müttefikin birbirinin stratejik çıkarları açısından bölgeye yönelik olarak farklılaşma süreci. Türkiye Cumhuriyeti'nin son dönemki stratejik çıkarlarıyla, PYD terör örgütüne uzun süredir destek veren ABD'nin son dönemki stratejik çıkarları birbiriyle çelişir durumda. ABD, PYD terör örgütüne Suriye'deki eli kolu olması için ciddi bir yatırım yapmış durumda. Türkiye'nin başlattığı harekât da ABD'nin çıkarlarını engelliyor" ifadelerini kullandı.

Süreçte Türkiye ve ABD arasındaki diplomatik görüşmelerin önemine işaret eden Akbal "2-3 hafta önce teknokratlar seviyesinde gerçekleştirilen temaslarda Türk tarafının, önceliklerinin ABD ile birlikte hareket edilmesi olduğunun ve ABD'yle hareket ederken kontrolün iki ülke arasında kurulacak olan ortak mekanizmada olması gerektiğinin altını çizdiği çeşitli kaynaklar tarafından ortaya kondu. Bakan Çavuşoğlu'nun açıklaması da bu mekanizmanın kurulması konusundaki mutabakata atıfta bulunuyor. Zira ne Münbiç'te neler olacağı ne de Afrin'in akıbetine ilişkin detaylar henüz netleşmedi. ABD tarafının da ‘anlaşmaya varmadık' lafıyla kastettiği bu" dedi.

Akbal "Kanaatimce, Afrin sonrası operasyonda Türk-Amerikan iş birliğini Münbiç'e yansıması ve PYD'nin Münbiç'teki etki alanının daraltılması Türk-Amerikan iş birliğinde bir dönüm noktasını oluşturabilir. Son tartışmalarda ABD Dışişleri Bakanlığı'na atanacak olan Mike Pompeo'nun kişisel özellikleri çok ön plana çıkartılsa da devletlerin ve uluslararası sistemin sistemik yapısı ve baskıcı unsurları bu kişisel özellikleri geride bırakılmasını gerektirebilir. Her ne kadar ABD'nin IŞİD ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk gibi isimler ‘PYD kurumsallaştırıldı' gibi ifadelerde bulunduysa da ABD'nin Suriye'de PYD eliyle bir stratejiyi yürütmesiyle, geleneksel ortaklık ve müttefiklik içinde olduğu Türkiye'yle ilişki yürütmesi arasında kıyaslama dahi yapılamaz. ABD, bu gerçeği göz önünde bulundurmak zorunda kalacak" diye konuştu.

ABD ve Türkiye'nin asgari ortak noktalarda buluşarak anlaşmasının olası olduğuna işaret eden Akbal "Demokratik Suriye Güçleri (DSG) olarak tanımlanan ve içlerinde PYD'nin de bulunduğu ama muhtemel anlaşmanın ardından PYD unsurlarının sayısının azaltılmaya çalışılacağı bir yapının oluşturmasını öngörüyorum. ABD eğer yeterli derecede ağırlığını koyar bu olası anlaşmayı kendi menfaatiyle çelişmez görürse, çatışmasız bir tahliye sürecine tanıklık ederiz. Ancak uzun vadede ABD ve Türkiye'nin çıkarları buluşacaktır. Ancak bu sürecin Münbiç üzerinden açıklığa kavuşmasını beklemek çok güç. Menbiç'te de kısa vadede çözüm üretmek çok zor. Ancak sonradan düzeltilebilecek prensip kararlar alınabilir " diye ekledi.