Yemen'deki Husiler, İran'ın desteğiyle 31 Ekim 2023'ten itibaren İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına tepki olarak Yemen açıklarında İsrailli şirketlere ait ticari gemilere el koyarak ve bazılarına dron ve füze saldırıları düzenleyerek faaliyetlerini sürdürmekte. ABD güçleri bu süreçte, Yemen'den atılan füzeleri ve kamikaze dronları birçok kez başarıyla imha ettiğini duyurdu.
Husilerin eylemleri sonucunda birçok denizcilik şirketi, Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı aldı. Küresel deniz ticareti güvenliğinin tehlikede olduğu gerekçesiyle ABD, 18 Aralık 2023'te bir grup ülkenin katılımıyla "Refah Muhafızı Operasyonu" adında çok uluslu bir deniz görev gücü oluşturdu.
31 Aralık'ta, Husilerin İsrail ile bağlantılı bir gemiyi ele geçirmeye çalıştığı Kızıldeniz'de, ABD helikopterleri tarafından Husilere ait 3 sürat teknesi ateş altına alındı. 10 Ocak'ta ise Husiler, İsrail'e destek verdiği iddiasıyla Kızıldeniz'de ABD'ye ait bir gemiyi füze ve kamikaze dronlarla hedef aldıklarını açıkladı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 11 Ocak'ta ABD ve Japonya'nın sunduğu karar tasarısını kabul ederek, Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarının derhal sonlandırılmasını talep etti.
Süveyş Kanalı, Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa rotayı sağlıyor ve küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sini bu güzergah üzerinden yönlendiriyor.
ABD ve İngiliz savaş uçakları, 12 Aralık'ta Yemen'in çeşitli bölgelerine hava saldırıları düzenleyerek Husilere karşılık verdi. Husiler, ABD ve İngiltere'nin saldırılarında 5 mensubunun öldüğünü açıkladı. 13 Aralık'ta ise ABD, Yemen'de Husilere bağlı hedeflere yönelik bir saldırı daha gerçekleştirdi.
ABD'nin Yemen'deki saldırıları, uzmanlara göre geniş bir çatışmaya girmek istememesi nedeniyle sınırlı etki bırakıyor. Uzmanlar, ABD ve İngiltere'nin, Husilerin Kızıldeniz'deki stratejik askeri noktalarını hedef aldığını belirtiyorlar. Ancak saldırıların önceden duyurulması, Husilere tedbir alma fırsatı sağlamış olabilir.
Yemenli siyasi analist ve yazar Yasin et-Temimi, ABD'nin çatışmayı genişletmek istemediğini gösteren adımlar attığını söylüyor. Yakup el-Atvani ise ABD ve İngiltere'nin Husilere yönelik saldırılarının etkisinin sınırlı olduğunu, Husilerin direniş kabiliyetinin 7 yıldır devam eden Arap Koalisyonu'nun hava saldırılarına karşı güçlü olduğunu belirtiyor.
ABD'nin saldırılarının Yemen'deki barış çabalarını karmaşık hale getireceği ve bölgesel çatışmalara neden olabileceği düşünülüyor. Suudi Arabistan ve Umman'ın Yemen hükümeti ile Husiler arasında arabuluculuk yaptığı, ancak son saldırıların barış sürecini olumsuz etkileyebileceği ifade ediliyor.
