TIMETURK | HABER MERKEZİ
Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, Türkiye ve Rusya'nın çözüm adına gösterdiği çabayı takdir ettiklerini ancak İran'ın 'sözde garantör' ülke olarak süreçte yer almasından endişe duyduklarını söyledi.
Nauert, "İran'ın Suriye'deki faaliyetleri şu zamana kadar Suriye'de çatışmaların tırmanmasına neden oldu. Esad rejimine verilen sorgusuz destek, Suriyelilerin acısının artırdı" dedi.
BM CEPHESİNDEN AÇIKLAMALAR
Astana'daki çözüm görüşmeleri sırasında varılan mutabakatla ilgili Birleşmiş Milletler'den de bir açıklama geldi. Astana'ya gözlemci olarak giden BM'nin Suriye Temsilsici Steffan de Mistura, mutabakatı tansiyonun düşürülmesi yönünde olumlu bir hamle olarak değerlendirdi.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric da çatışmaların son bulması ve hayatların kurtarılması açısından son derece önemli bir uzlaşma sağlandığını söyledi.
MUHALEFETİN ve ESED REJİMİNİN İMZASI YOK
Astana'da varılan mutabakatta Suriyeli yetkililerin ve muhalefetten temsilcilerin imzası bulunmuyor. Mutabakat imzalandığı sırada görüşme salonunu terk eden muhalifler, Esed'e en büyük desteği veren ülkelerin başında gelen İran'ın mutabaktta yer almasına tepki gösterdi. Astana'da Suriyeli muhalifleri temsil eden Usame Ebu Zeyd, "Üç ülke arasında varılan bu mutabakatı desteklemiyoruz. İran'ın garantörlük yapmasına hepimiz onay vermiyoruz" dedi.
ÖSO komutanı Abdurrahim de İran'ın garantörlüğünü protesto etti. AA'dan Levent Kemal, Abdurrahim'in tepkisini Twitter hesabından şu şekilde duyurdu:
ÖSO komutanı Abdurrahim, Astana'da İran'ın garantörlüğünü böyle protesto etti. Abdurrahim: Meydanlarda görüşeceğiz!
'ÇATIŞMASIZLIK BÖLGELERİ' NEDİR?
Türkiye, Rusya ve İran'ın imzasını koyduğu mutabakat Suriye'de 6 ay süreyle 4 çatışmasızlık bölgesi ilan edilmesini öngörüyor. Bu çerçevede geçen ay kimyasal saldırının hedefi olan İdlib'in tamamı çatışmasızlık bölgesi ilan edilecek. Bu bölgeyi Lazkiye, Halep, Hama'nın bazı kesimlerinin de kapsayacağı açıklandı. İkinci bölge Suriye ordusunun son dönemde yoğun olarak hedef aldığı Humus'un kuzeyini kapsıyor. Üçüncü çatışmasızlık bölgesindeyse 2013'te sarin gazı ile kimyasal saldırının hedefi olduğu saptanan Doğu Guta ve Şam kırsalı yer alıyor. Dördüncü bölge Suriye'nin güneyindeki yer alan ve Esad karşıtı protestoların başlangıç noktası olan Dera ve Kuneytra'daki bazı bölgeleri içeriyor. Mutabakatın nasıl uygulanacağı henüz açıklanmadı. Ancak Rus basınında çıkan haberlere göre 3 ülkenin askerleri çatışmaların önüne geçmek için 24 saat devriye gezecek.
ERDOĞAN - PUTİN ZİRVESİNDE BELİRLENDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çarşamba günü (3 Mayıs 2017) Rusya'nın Soçi kentinde iki ülke ilişkilerinin normalleşmesi ve Suriye'deki son durumun ana gündem maddeleri olduğu bir görüşme yaptı. İki lider, Suriye'de güvenli bölge oluşturulması konusunu ele aldı ve İdlib civarında çatışmasızlık bölgelerinin kurulması üzerinde uzlaşmaya vardı.
Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Putin, çatışmasızlık bölgeleri konusunda nihai kararın Astana'da bir araya gelecek olan Suriye hükümeti ile muhalifler tarafından verilmesi gerektiğini açıkladı. Nitekim dün (4 Mayıs 2017) söz konusu anlaşma Astana'da onaylandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya dönüşü uçakta yaptığı açıklamada ise planın hayata geçirilmesi durumunda Suriye sorununun yüzde 50'sinin çözülmüş olacağını, ABD'nin de bu fikre sıcak baktığını söylemişti.