ABD ordusu, büyük kentlerde savaşa hazırlanıyor
Pentagon, savunma şirketlerinden mega kentlerde savaşmayı mümkün kılan kesintisiz haberleşme, güvenli GPS, makine-insan entegrasyonu sağlayan teknolojileri geliştirmelerini talep etti.

Oluşturma Tarihi: 2018-10-27 07:54:30

Güncelleme Tarihi: 2018-10-27 07:54:30

ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı İleri Teknoloji Araştırma Projeleri Departmanı'nın (DARPA) devlet siparişleri sitesinde yayınlanan ve ‘beyin fırtınası' çağrısında bulunulan belgede, Pentagon'un bugün düşman sahasında eşit güce sahip bir orduya karşı zafer kazandıracak teknolojilere sahip olmadığı belirtildi.

NAVİGASYON VE İLETİŞİM

Pentagon'un belgesinde, ABD ordusunun çeşitli yoğunluktaki çatışmalarda üstünlük sağlamaya yarayan ve hem düzenli bir ordu ile, hem de cephe hatlarının belli olmadığı arazide düzensiz silahlı oluşumlarıyla çatışmalarda üstünlük sağlayabilecek devrim niteliğinde teknolojilere ihtiyaç duyduğu kaydedildi.

Bu kriterlere uyan ve Pentagon tarafından olası rakip olarak görülen ülkelerin listesi fazla uzun olmayıp, Kuzey Kore, Çin, İran ve Rusya'yı içeriyor.

DARPA'nın tespitine göre ABD Silahlı Kuvvetleri'nin zayıf noktası, yoğun ve çok katlı yapıların ve gelişmiş altyapının bulunduğu megakentlerde savaşmayı sağlayan güvenilir teknolojilerin olmayışı.

Pentagon'un ihale belgelerinde bu durum şu ifadelerle paylaşıldı:

"Askeri operasyonun başarısı, ABD'de bulunan komuta merkezlerinden dünyanın farklı bir yerindeki askere, tüm seviyelerde güvenilir ve güvenli iletişim ve küresel konumlandırmaya bağlı. Amacımız, nerede olursa olsun, askerlere olabildiğince hızlı ve güvenilir bir şekilde doğru bilgi verebilmeyi öğrenmek ve aynı zamanda rakibi böyle bir olanaktan yoksun bırakmak. İletişimin kullanılabilirliğini, kapsamını ve direncini arttıracak yeni sistem kavramlarına ve teknolojilerine ihtiyaç duyuyoruz."

DARPA yetkilileri, Pentagon'un yabancı topraklardaki büyük kentlerde savaşmak için GPS'e bağlı olmayan, elektronik harp ve baskılama araçlarının etkisine dayanıklı teknolojilere ihtiyaç duyduğunu vurguluyor.

İSTİHBARAT VE GÖZETİM

Belgelerde ayrı bir kalem olarak ABD askerlerinin bulundukları durumun anlayabilmesini kolaylaştıran teknolojilerin orduya getirilmesine ihtiyaç olduğu belirtiliyor.

DARPA, örneğin sivil kalabalığın içinde düşmanın silahlı askerlerini ayırt edebilmesi, yoğun trafikte askeri araçları hızlıca fark edebilmesi, binada ateş edilen gizli bir noktayı saptayabilmesi için hedefleri otomatik olarak tanıyabilen orijinal teknolojilere ve yeni bilgiişlem algoritmalarına ilgi duyuyor. Bu görevin yerine getirilmesi için kullanılacak teknik araçlar, kentlerde birçok yerde bulunan video gözetim kameralarındaki bilgileri analiz edebilme gibi yerel altyapı unsurlarının ABD'nin lehine kullanabilmesi gerekiyor.

Ayrıca ‘çeşitli koşullara kolaylıkla adapte edilebilen ucuz gözetim araçları yaratmak için' sivil teknolojilerin ordu ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde adapte edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Burada muhtemelen istihbarat toplama ve gözetim için serbest satışta olan insansız hava araçları (İHA) söz konusu. Tek bir ağ içinde bir araya getirilen bu İHA'lar kısıtlı harcamalarla kentlerin belli başlı bölgelerini gözetim altında tutmaya ve ihtiyaç duyulduğunda askeri hedeflere saldırmaya imkan tanıyabiliyor.

"SİSTEMLERİN SİSTEMİ" KÜRESEL AĞ

DARPA'nın belgesinde, ABD ve müttefiklerinin askerlerini, askeri teçhizatı, uçakları, İHA'ları, uyduları ve diğer keşif ve saldırı araçlarını savaş alanında bir bütün haline getirebilen yüksek hızlı küresel bir ağ olan ‘Sistemlerin Sistemi' (System of systems) maddesi de ön plana çıkıyor.

DARPA, çok sayıdaki İHA'larının ve nispeten sınırlı sayılı askeri birliklerin (standart silahlı cephe arkasından sınırlı destekli 200'e kadar kişinin bulunduğu gruplar) tek bir merkezden yönetilmesi durumunda sayıları katbekat fazla olan düşman birlikleri karşısında başarılı bir şekilde savaşabileceklerini vurguluyor.

DARPA'nın ‘beyin fırtınası' yoluyla üretilecek çözümler için seçtiği maddeler, Amerikalıların gelecekteki savaşlarda son teknolojiye göre silahlandırılmış ve çok sayıda hafif İHA'nın desteğiyle hareket eden küçük askeri birliklerin üzerine bahis yaptığı anlaşılıyor.

Bu tür birliklerin, her evin ateş edilen bir kaleye dönüştürülebildiği ve taarruza geçen tarafın teknik üstünlüğünün çoğu zaman pek te önemli olmadığı megakentlerde başarılı bir şekilde savaşıp savaşamayacakları ise şimdilik yanıtı olmayan bir soru.