TİMETURK | HABER MERKEZİ
Trump'ın Savunma Bakanı James Mattis ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford'a IŞİD'le mücadele planı oluşturması için verdiği süre Şubat sonunda doluyor. Pentagon'un hafta içi Trump'a iletmesi beklenen planın içinde, Suriye'de IŞİD'in merkezi olan Rakka şehrine yapılacak operasyonun detayları da olacak. Washington bir yandan YPG'ye verdiği desteği sürdürürken bir yanda da Türkiye'yi rahatsız etmeyecek bir plan üzerinde çalışıyor. Ankara, YPG'nin dâhil olması halinde Rakka operasyonuna destek vermeyecek. PKK'nın Suriye kolu olan YPG, Rakka'yı kuşatma operasyonunu ABD'nin desteğiyle sürdürüyor. YPG, Rakka'ya 9 kilometreden daha yakın. Washington'dan, hem YPG'nin kısmen dâhil edileceği hem Türkiye'yi rahatsız etmeyecek bir plan oluşturmaya çalışıldığının sinyalleri geliyor.
TOWNSEND: SDG'YE AĞIR SİLAHLAR VERİLMELİ, KÜRTLER DE RAKKA'DA OLMALI
Al Jazeera'nin haberine göre Planın sunulmasına günler kala Pentagon, ABD'nin en çok okunan gazetelerinden New York Times, Washington Post ve siyasi dergi Foreign Policy muhabirlerini, ABD'li askeri uzmanların Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) eğitim verdiği kampa götürdü. Muhabirlere eğitimin Rakka operasyonu ve Menbic'in korunması için verildiği anlatıldı.
Pentagon'un "YPG'nin IŞİD'le mücadele için etkili aktör olduğu" mesajını verdiği bu üç yayın organı da, Trump'a yönelik eleştirel haberleriyle biliniyor. Trump, Washington Post'a başkanlık kampanyası sırasında takip izni vermemişti. New York Times da, Menbic'de kampa girdikleri cuma günü Beyaz Saray brifingine alınmadı.
SDG'nin omurgasını YPG oluşturuyor. Kamp, YPG'nin kontrolündeki Menbic bölgesinde, Menbic merkeziyle Kobani arasında. ABD'li asklerin verdiği bilgiye göre Suriye'de dört adet eğitim kampında yüzlerce SDG'li eğitiliyor. Bu kamplarda 500'ün üzerinde ABD askeri uzmanı bulunuyor.
Kampa muhabirlerle birlikte CENTCOM (Merkez Kuvvetler komutanlığı) Komutanı General Joseph Votel ve ABD'nin Irak ve Suriye'de IŞİD'e karşı yürüttüğü operasyonların komutanı General Stephen Townsend de girdi.
Townsend muhabirlere SDG'nin elinde şimdilik hafif silahlar olduğunu, Rakka'da savaşabilmek ağır silahların verilmesi gerektiğini söylüyor.
New York Times'a göre eğitimi veren Amerikan askeri uzmanları da, bu ağır silahların “SDG'de sadece Arap savaşçılara verilmesinin uygun olmayacağını” söylüyor. Townsend de “mühimmatı SDG'nin bir kısmına veremeyiz, tüm birliklere vermeliyiz” diyor.
Yaklaşık 15 bin kişinin operasyona katılacağı savaşta, Townsend'e göre ‘savaş deneyimi daha fazla olan ve daha etkili olacak Kürtlerin de yer alması' gerekiyor. Rakka'ya girecek SDG güçlerinin yüzde 50-80 arasında Araplardan oluşabileceği, ancak YPG'lilerin de muhakkak yer alması gerektiğine dair ifadeler hem New York Times hem Washington Post'un haberinde yer alıyor.
Washington, Ocak ayı sonunda SDG'ye ‘Rakka operasyonunda kullanılması için' zırhlı araç göndermişti. Açıklamada sayı verilmemişti. 22 Şubat'ta da Reuters, SDG'ye yeni zırhlı araçların ve tanksavar füzelerinin gönderildiğini duyurmuş, sevkiyatın fotoğraflarını paylaşmıştı.
YPG “TÜRKİYE'YE TEHDİT DEĞİLİZ” DİYOR, TOWNSEND “ONLARA İNANIYOR”
New York Times'a göre Townsend Menbic'deki kampa giren Amerikalı gazetecilere “Türkiye, SDG ile operasyon yürütmemize kızmıyor, içinde YPG unsurları yer aldığı için kızıyor” açıklaması yapıyor. YPG'lilerin “Biz Türkiye'ye yönelik bir tehdit oluşturmuyoruz” dediğini anlatan Townsend “Onlara inanıyorum” diyor.
Gazete, SDG'nin Suriye'de toplam 50 bin kişiden oluştuğu bilgisini paylaşıyor. Bölgedeki Amerikan askerine dayandırılan bilgilere göre bunun 27 bini YPG'lilerden, 23 bini de yerel Arap savaşçılardan oluşuyor.
ABD'nin Ekim 2015'te sınırlı sayıda Arap, Süryani ve Türkmen gücü YPG'ye katarak oluşturduğu SDG konusunda yaptığı “çoğunluğunu Arap güçler oluşturuyor” açıklamalarını Ankara inandırıcı bulmuyor. Çünkü SDG'nin komutasını yine YPG oluşturuyor.
Savunma Bakanı Fikri Işık, 1 Ekim'de Meclis açılış resepsiyonunda gazetecilerin konuyla ilgili sorusunu “SDG gibi aldatmacalara itibar etmiyoruz” diye yanıtlamıştı.
VOTEL, TÜRKİYE'Yİ İKNA ETMENİN YOLUNU ARIYOR
Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın başındaki General Votel, Obama döneminde YPG'nin en büyük destekçilerindendi. Trump henüz kararını vermediği için bu konudaki dili son dönemde yumuşayan Votel, aslında Dunford ve Mattis'le birlikte Rakka planını oluşturan en kritik isimlerden.
Gazeteye göre Votel, YPG'ye desteğe devam etmekten yana. Türkiye'yi buna ikna etmenin de yolları var: “Savaş sırasında bu güçlere, Rakka'ya girebilecek kadar silah verilmeli. Ancak sonrasında silah ve mühimmat akışı kısıtlanmalı. Verilen tüm mühimmat kayıt altına alınmalı ve tüm bu bilgiler Türkiye'yle şeffaf bir şekilde paylaşılmalı.”
SDG Sözcüsü Talal Sülo, hafta içi Votel'ın Kobani'ye giderek YPG'nin ileri gelen isimleriyle görüştüğünü söyledi. İddia, ABD tarafından henüz doğrulanmadı.
Votel'in duyurulan son Kobani gezisi 22 Mayıs'taydı. Bir gün sonra Ankara'ya gelerek Genelkurmay Karargâhı'nda görüşmeler yapan General'im dönüşü sonrası YPG ile ABD'nin Menbic operasyonu başlamıştı. O dönem farklı olan, Beyaz Saray'da Obama'nın oturmasıydı. Votel'ın ziyaretlerinden birkaç gün önce Obama Erdoğan'ı arayarak Menbic operasyonuyla ilgili bilgi vermişti.
KÜRT KARTINI KİM KULLANACAK?
Yine New York Times'a göre Townsend, ABD ile Türkiye'nin NATO müttefiki olduğunu da hatırlatıyor. Bu sebeple Suriye'nin kuzeyinde büyük bir bölgeyi kontrol altında tutan YPG'yle işbirliği yapılırken Türkiye'nin çıkarlarının önemsediğini söylüyor:
“SDG üzerinde biri etkili olacaksa, Ankara bunun kim olmasını ister? Rusya mı, İran mı, rejim mi yoksa ABD mi?”
Townsend'in ve Votel'ın sözlerinden YPG'nin PKK'yla bağını kabul ettikleri, diğer ülkelerin bu bağı kullanabileceğini imâ ettikleri anlaşılıyor. Pentagon, YPG'nin Suriye'de aktif rolünü bir şekilde sürdüreceği, bu sırada ABD'nin kontrolünde olursa Türkiye için daha güvenilir olacağı görüşünde.
Aynı görüş, Obama döneminin Başkan Yardımcısı Biden tarafından da dillendirilmişti. Ocak 2016'da İstanbul'a yaptığı ziyarette hem dönemin başbakanı Davutoğlu'na, hem Erdoğan'a “YPG'nin Rusya'yla yaptığı işbirliğinden rahatsız olduklarını” söylemişti. Biden, YPG'nin ABD ile işbirliğinin bitmesi halinde Rusya kontrolüne girebileceğini ve Türkiye için bunun daha tehlikeli olduğunu dile getirmişti.
Biden'ın ziyaretinin üzerinden birkaç ay geçmeden YPG Menbic'e girdi. Ankara'ya verilen ‘geri çekilecekler' sözüne rağmen YPG hâlâ orada.
Rakka için de Pentagon aynı öneriyi yapıyor: SDG içindeki Araplar ve YPG'liler Rakka operasyonuna katılsın, sonrasında kontrol yerel Arap savaşçılara bırakılsın. Ancak Türk diplomatik kaynakların Al Jazeera'ye verdiği bilgiye göre Ankara, Menbic sonrası Pentagon'a güvenini kaybettiği için bu öneriye sıcak bakmıyor.
MENBİC'DEN ÇEKİLME YOK, DAHA FAZLA YPG'Lİ GÖNDERİLİYOR
Türkiye'nin talebi YPG'nin hem Rakka'ya girmemesi, hem de yine ABD'nin desteğiyle ele geçirdiği Menbic'den çekilmesi. Menbic'den yazılan üç haberde de, yaklaşık 200 kişilik grupların ABD'li askeri uzmanlardan sırayla 20 gün süren eğitimler aldığı ve sahaya çıktığı bilgisi yer alıyor. Buna göre Cuma günü eğitimi biten 185 kişilik bir grup YPG'liden 100'ü, Rakka operasyonuna destek vermek üzere bölgeye doğru yola çıktı. 85 YPG'li ise, ‘Menbic'in korunması için' eğitildi ve Menbic'e gitti.
Washington Post, gazetecilere konuşan ABD Özel Kuvvetleri'nden bir askerin de “(Menbic'i) Ellerinde tutma ve tuzağa düşmeme konusunda çok iyi iş çıkarıyorlar” dediğini aktarıyor. Yani Washington, Ankara'ya verdiği “YPG Menbic'den çekilecek” sözünü tutmaktan şu an için çok uzak. Pentagon Menbic'in YPG'nin elinde tutulması için eğitim ve silah desteği vermeye devam ediyor, Menbic'deki YPG mevzilerini güçlendiriyor. Haberlerin tümü, Menbic'deki YPG'lilerin “Türkiye, IŞİD'den daha büyük tehdit. Ancak onlarla savaşmamamız söylendiği için oradan yapılan atışlara karşılık vermiyoruz” sözleriyle bitiyor.
RAKKA İÇİN GÖRÜŞME TRAFİĞİ HIZ KAZANDI
Planın detaylarını görüşmek için ABD Savunma Bakanı Mattis ile Türk mevkidaşı Fikri Işık, 15 Şubat'ta Brüksel'deki NATO Savunma Bakanları toplantısında bir araya geldi. 17 Şubat'ta, ABD Genelkurmay Başkanı Dunford da İncirlik'e gelerek Türk Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'la detayları konuştu. Son olarak 18 Şubat'ta Münih Güvenlik Konferansı'na giden Başbakan Binali Yıldırım, burada ABD Başkan Yardımcısı Michael Pence ile görüştü. Görüşmelerin tümünde Rakka operasyonu ele alındı, Türk yetkililer YPG'nin varlığının hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, El Bâb operasyonunun bitmesiyle birlikte yeni hedefin Menbic'i YPG'den temizlemek, ardından da ABD'nin liderliğindeki koalisyonla birlikte Rakka'dan IŞİD'i temizlemek olduğunu defalarca dile getirdi.
Trump'ın Ankara'nın hassasiyetlerini dikkate alarak yeni bir plan oluşturmaya karar vermesi SDG'yi endişelendirdi. SDG'nin siyasi kanadı olan Suriye Demokratik Konseyi Eş Başkanı İlham Ahmed Şubat ayı başında Washington'a giderek YPG'ye verilen desteğin sürmesi için görüşmeler yaptı. Ahmed görüşmelerinin ardından, Türkiye'nin Rakka'ya ilerlemesi durumda 'Türk ordusuyla savaşmaya hazır olduklarını' söyledi.
YPG'YE DESTEK HEP SORUN OLDU
PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin silahlı kanadı olan YPG'ye verilen destek Türkiye'nin tepkisine sebep oluyor. Önceki ABD Başkanı Barack Obama yönetimiyle Türkiye arasında IŞİD'le mücadelede YPG'ye verilen destek sık sık karşılıklı sert açıklamalarla ilerledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Marie Harf, Ekim 2014'te PYD'yi terör örgütü olarak görmediklerini açıklamış, Washington yönetimi Eylül 2015'te PYD'nin silahlı kanadı YPG'yi de terör örgütü olarak görmediğini ilân etmişti.