Biden göreve başlamasından kısa süre sonra, eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilciliğini yürüten McGurk'ü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörlüğüne getirdi.
McGurk, Irak'ta etnik ve mezhep temelli bir kaosun yükselişinde ve terör örgütü DEAŞ'a uzanan sürecin hazırlandığı 5 yıllık Irak deneyiminden sonra, Suriye'de terör örgütü YPG/PKK öncelikli politikalara imza attı.
Avukatlık eğitimine sahip McGurk, 2004'te kariyerinin yönünü diplomasiye çevirmesinin ardından, ilk işi Bağdat Büyükelçisi John Negroponte'ye Irak Anayasası'nın yazımında danışmanlık yapmak oldu.
McGurk'ün Irak'ta görev yaptığı 2004-2009 yılları, Irak'ın yeniden yapılandırıldığı dönemdi. Bu ortamda McGurk, Irak'taki mevcut kaosun taşlarını ören ekibin baş aktörlüğünü yaptı. Irak'ın etnik ve mezhep temelli ayrışmasının mimarı
Ülkeye 8 yıl otoriter ve mezhepçi biçimde hükmedecek Şii lider Nuri Maliki yönetimi 2006'da başladı. Maliki, Şii grupların Irak siyaseti içindeki öncü rolünü pekiştireceği ve Sünnileri dışlayacağı sinyallerini verdi. Eş zamanlı olarak, şiddet tırmandı, peş peşe bombalı saldırılar düzenlendi.
McGurk'ün ekibinin Kürtleri ve Şiileri öncelik alan politikası, direnişin artması, istikrarın sağlanamaması, parçalanmışlığın artması gibi Irak içi; Şii iktidarı ve Tahran ile yakın ilişkileri, komşu ülkelerde Kürt devleti konusunda yükselen hassasiyet gibi dış dinamikleri ortaya çıkardı.
Şubat 2007'de Irak komutanı olarak atanan General David Petraeus, ülkedeki şiddet ortamını ve El Kaide'yi bitirmek için bir plan devreye koydu. Sünni gruplar, ABD desteğiyle bir araya getirildi ve El Kaide'yle savaştı. Böylece ABD'ye ve Şii hakimiyetine karşı savaşan Sünni güçler, siyasal sisteme dahil edilmiş, El Kaide de yenilmişti.
Ancak McGurk ve ekibi, Maliki'nin Irak milliyetçisi olduğu ve İran etkisinin abartıldığını savunarak Şii lidere destek çıktı.
McGurk, 3 Kasım 2011'de Washington Post gazetesinde yer alan röportajında, "İran Bağdat'ta kesinlikle büyük etkiye sahip. Ama biz de öyleyiz." ifadesi, İran etkisinden rahatsız olmadığını gösteriyordu. Amerikalı bürokrat, ABD'nin Irak ordusunu yeterince güçlendirdiğini savunmasına karşın, Haziran 2014'te Irak ordusu, Musul'u DEAŞ'a "tek kurşun atmadan" teslim etti.
Irak'ta McGurk'ün ekibinin desteğini alan Şii lider Nuri Maliki, 2008-2014 yıllarında giderek otoriterleşti ve ülkeyi Petreaus planı öncesine döndürdü. Sünnilerin dışlandığı Irak, siyasi, ekonomik ve toplumsal karmaşaya sürüklendi. Bazı günler 200 kişinin öldüğü bombalı ve silahlı eylemler gerçekleştirildi.
Bu sırada ABD, Türkiye'nin Sünnilerin devre dışı bırakılması yönündeki uyarılarını göz ardı etti. Sünnilerin siyasal sistemin dışına itilmesiyle ortaya çıkan boşluğa, DEAŞ'ın tohumları ekildi.
DEAŞ, ABD işgali sonrası etkinlik kazanan ve El Kaide'ye bağlılığını bildiren gruplardan biri olarak 2004'te ortaya çıktı.
Dışlanmış Sünnilerden taraftar toplayan örgütün, Maliki hükümetine cephe alan aşiret ve eski Baas mensuplarıyla yaptığı ittifak, ilerleyişini hızlandırdı.
Barack Obama, Ocak 2009'da görevi George Bush'tan devraldığında, McGurk'ün "başkanın üst düzey danışmanı" olarak görevine devam etmesini istedi.
Esasen "Bush'un adamı" McGurk, DEAŞ ile mücadele özel temsilcisi olduğunda, hızla yükselerek Obama'yı Irak ve Suriye politikalarında yönlendirdi.
ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatının (CIA) sıcak bakmadığı McGurk, Merkez Kuvvetler Komutanlığının (CENTCOM) desteğini alarak kariyerini sağlamlaştırdı.
McGurk'ün kariyeri, Haziran 2012'de ismi Bağdat Büyükelçisi adaylığı için geçtiği sırada, Bağdat'taki görevi sırasında bir Amerikalı gazeteciyle ilişkisinin basına sızdırılması nedeniyle sarsıldı.
Kongre, McGurk'ün büyükelçiliğine onay vermedi. Ancak büyükelçi olmasına mani olan skandal, McGurk'ü başkanın gözünden düşürmedi.
2004-2009'daki Irak deneyimi sayesinde McGurk, Eylül 2014'te dönemin ABD Başkanı Barack Obama'nın DEAŞ'la Mücadele Özel Temsilcisi John Allen'ın yardımcısı oldu.
Irak'ın federal yapısının mimarı McGurk, Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ ile mücadele bahanesiyle YPG/PKK'ya destek vererek iç savaş sonrası parçalı bir Suriye haritası çizmeye koyuldu.
McGurk, General Allen'ın yardımcılığını üstlendiği dönemde, DEAŞ tehdidine karşı Türkiye'yi en önemli partner olarak niteliyordu. Ancak özel temsilciliği devralmasına 1 ay kala McGurk, Erbil'de YPG/PKK'lı Salih Müslim ile bir araya geldi ve DEAŞ'a karşı mücadelede ilk kez söz konusu grubun rolüne değindi.
Ekim 2015'te görevi Allen'dan devralarak ABD Başkanı Obama'nın DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi olan McGurk, hızla rotasını Ankara'dan, YPG/PKK'ya çevirdi.
Türkiye'nin DEAŞ ile Irak ve Suriye'de eş zamanlı mücadele ısrarlarına rağmen, Irak'a yoğunlaşan McGurk, böylece DEAŞ Suriye'de toplandıkça, YPG/PKK'ya DEAŞ ile mücadele bahanesiyle daha fazla destek verilmesinin yolunu açtı.
"Kürtlerin birleşmesi gerektiği" söylemini kullanan McGurk, muhalif Kürtlerin oluşturduğu Kürt Ulusal Konseyine (ENKS) ise hep mesafeli kaldı ve YPG/PKK'nın bu grubu bastırmasına karşı çıkmadı. Elebaşlarıyla poz verdi
McGurk, yeni görevinde iki sene içinde Suriye'nin kuzeydoğusunda YPG/PKK'nın işgal ettiği bölgeyi birçok kez ziyaret etti. Bunların çoğu basına yansıdı.
İlki, 1 Şubat 2016'da, Aynularab'ın (Kobani) DEAŞ'tan alınarak YPG/PKK'nın işgaline girmesinin yıl dönümünde gerçekleşti.
McGurk'ün, YPG/PKK'nın sözcülerinden Polat Can'ın elinden plaket aldığı fotoğraf üzerine, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Obama yönetimine, "terör örgütü ve NATO müttefiki arasında tercih yapması" çağrısında bulundu.
Ancak Ağustos 2016'nın sonunda McGurk, tekrar örgüt kontrolündeki bölgeye gitti ve desteğini yineledi. McGurk, TSK'nin sınır ötesi operasyonlarını eleştirdi.
Erdoğan'ın ABD'de Trump ile bir araya gelmesinden 1 gün sonra, McGurk de 17 Mayıs 2017'de Rakka'nın kuzeyindeki YPG/PKK noktalarını ziyaret ederek aralarında Şahin Cilo, Aldar Halil, Enver Müslim'in de olduğu terör örgütü elebaşlarıyla poz verdi.
YPG/PKK, McGurk'ün meşruiyet kazandırma projesi çerçevesinde, silah ve lojistik desteğiyle kendisine yakın tuttuğu bazı küçük grupları 12 Ekim 2015'te, "Suriye Demokratik Güçleri" (SDG) altında birleştirdi.
Bu tarihten sonra başta McGurk olmak üzere Amerikalı yetkililer, DEAŞ ile mücadelede SDG'ye destek verdikleri yönünde açıklamalar yaptı.
ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, YPG/PKK'nın McGurk'ün talimatlarıyla isim değiştirdiğini 22 Temmuz'da itiraf etti. Thomas, şöyle demişti:
"Brett McGurk gibi bir partnerim olduğu için şanslıydım çünkü (SDG unsurları) benim veremeyeceğim şeyleri istiyorlardı. Suriye'nin geleceğinin konuşulduğu Cenevre ve Astana gibi yerlerde masada olmak istiyorlardı. PKK ismi altında hiçbir zaman masada olamazlardı. Bu yüzden onları askerileştirdik ve Brett McGurk, onları bu şekilde görüşmelerin içinde tuttu ve bizim iyi bir ortağımız olmaları için onlara gerekli meşruiyeti sağladı."
Terör örgütü YPG/PKK, McGurk'ün desteğiyle peş peşe kantonlar ilan ederek özerk yapılarla federal Suriye hazırlıklarına hız verdi.
YGP/PKK'nın Ağustos 2016'da ABD yardımıyla Münbiç ilçesine girmesinden sonra Amerikalı yetkililer Türkiye'ye, örgütün ilçeyi terk edeceği garantisini vermişti.
ABD yönetimi ve McGurk, defalarca örgütün Münbiç'ten çıktığını iddia ettikten bir süre sonra varlığını itiraf etti.
McGurk, özerk yönetim planlarını Esed rejimiyle de müzakere etmekten çekinmedi.
YPG/PKK'nın 17 Ekim 2017'de Rakka'yı işgalinin ardından, bölgeye gelen McGurk'ün, ertesi gün rejiminin istihbarat şefi Ali Memlük ile bu konuyu görüştüğü basına yansıdı. ABD askerlerinin çekilmesine karşı çıktı
McGurk, Trump'ın ağustos ayında eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey'i Suriye özel temsilcisi olarak atamasının ardından geri plana çekildi.
Amerikalı diplomat Trump yönetiminin 19 Aralık 2018'de Suriye'den çekilme kararından hemen sonra, görev süresinin dolmasına 2 ay kala istifa etti. Kaldığı yerden devam etti
2020 seçimlerinde ABD'de başkan seçilen Biden, 8 Ocak'ta ulusal güvenlik ekibinde yer alacak yeni isimleri açıkladı.
Biden'ın ekibinde Obama döneminde görev yapan isimleri tercih etmesi dikkati çekti.
Dış politikada etkili olacak isimler arasında Obama döneminde DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilciliğini yürüten Brett McGurk de yer aldı.
Tartışmalı isim McGurk, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörlüğü'ne getirilince YPG/PKK'nın desteklendiği Suriye politikası güç kazandı. ABD ile Rusya'nın pazarlıklarında McGurk'ün rolü
ABD'nin tüm ilgisini Çin'e odaklaması ve Orta Doğu'dan çekilme sinyalleri vermesiyle Washington-Moskova hattında dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor.
Biden'ın işbaşına gelmesinin ardından ABD-Rusya ilişkilerinin yeniden değerlendirildiği kritik görüşmelerin bir perdesi, McGurk ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentiev ile eylül ayının ortasında Cenevre'de gerçekleşti.
Toplantının gündemi ve sonuçları hakkında taraflar kamuoyuna açıklama yapmadı.
Ancak taraflar arasındaki gündemin, daha çok insani meselelere odaklandığı biliniyor.
Diplomatik kulislerde, Suriye dosyasına ilgisi azalan Amerikan yönetimi son dönemde Rusya'nın Suriye'ye BM insani yardımlarının dağıtımının Şam üzerinden de yapılabilmesine sıcak baktığı, askeri ve siyasi konularda Moskova yönetimi üzerinde baskı kurmaktan kaçındığı dillendiriliyor.
Bu durum, ABD'nin Suriye'de terör örgütü YPG/PKK'yla kurulan statükoyu bozmama karşılığında, Rusya'ya daha fazla alan bırakacağı beklentilerini artırmış durumda.
Biden yönetiminin Suriye dosyasına bakan ve büyük ölçüde Obama döneminden kalan McGurk gibi bürokratlar, radikal eğilimli gördükleri muhaliflere karşı Esed rejiminin güçlendirilmesinden yana tavırlarıyla biliniyor.
ABD-Rusya arasındaki yeni stratejik yakınlaşmanın bir göstergesi de üs tartışmaları oldu.
Amerikan basını, Putin'in 16 Haziran'da Biden ile görüşmesinde Amerikan askerlerine Rus üslerinde ev sahipliği yapma önerisini masaya koyduğunu bildirdi.
Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de 21 Eylül'de, Rusya Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ile Amerikan mevkidaşı Mark Milley bir araya gelerek üs konusunun detaylarını görüştü.
Görüşmelerin sonuçları henüz kamuoyuyla paylaşılmadı.
AA