ABD, Suriye'de düzenlediği hava saldırısında çoğu kadın ve çocuktan oluşan sivillerin öldüğünü ilk kez kabul etti
ABD ordusu, Suriye'nin Baghuz kentinde düzenlediği hava saldırısında çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 80 kişinin öldüğünü ilk kez doğruladı. Ancak, saldırının koalisyon güçlerine saldıran DAEŞ militanlarını öldürdüğü için haklı olduğunu iddia etti.

Oluşturma Tarihi: 2021-11-15 12:44:29

Güncelleme Tarihi: 2021-11-15 12:44:29

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'ndan (CENTCOM) gelen teyit, New York Times tarafından eski ve şimdiki Pentagon yetkililerinin olası bir savaş suçunun örtbas edildiğini iddia ettiği haberinin ardından geldi. CENTCOM, bazı kadın ve çocukların, ister telkin yoluyla ister kendi tercihleriyle DAEŞ için silaha sarılmaları nedeniyle, "kati bir şekilde sivil olarak sınıflandırılamayacaklarını" savundu.

SALDIRI 2019'DA BAGHUZ'A GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Saldırı, 18 Mart 2019'da, Suriye-Irak sınırında bulunan YPG'nin ABD hava desteğiyle DAEŞ'in Suriye'deki son örgüt kalıntılarını kuşattığı, Fırat Nehri üzerindeki Baghuz kasabasına gerçekleştirildi.

DAEŞ'i hedef aldığı belirtilen saldırılarda ölen 16 kişinin DAEŞ üyesi, 4'ünün de sivil olduğu açıklanmış, geri kalan 60 kişi hakkında bir açıklama yapılmamıştı.

F-15'LER İLE 2 BOMBA ATILDI

Bununla birlikte, New York Times'ın haberine göre, Fırat kıyısındaki çatışmalardan kaçmaya çalışan kadın ve çocuklardan oluşan bir kalabalığın üzerine iki bomba atıldı. Al-Udeid hava üssündeki drone operatörlerinin, bir ABD F-15E uçağı tarafından atılan ilk 500 librelik bombayı ve ardından hayatta kalanların üzerine 2 bin librelik ikinci bir bomba atıldığını gördüklerinde hayrete düştüğü belirtildi.

Olayın detaylarının ilk kez ortaya çıkarıldığı vurgulanan haberde, "Baghuz saldırısı, DAEŞ'e karşı savaş sırasında en büyük sivil kaybın verildiği olaylardan biriydi ancak ABD ordusu tarafından hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmadı” denildi.

Haberde, ayrıca şu bilgiler paylaşıldı:

“Bir hukuk görevlisi, saldırıyı, soruşturma gerektiren olası bir savaş suçu olarak işaretledi. Ancak askeri yetkililer, neredeyse her adımda, felaket niteliğindeki bu saldırıyı gizleyen hamleler yaptı. Ölü sayısı küçümsendi. Raporlar ertelendi, sterilize edildi ve gizlilik sınıfına alındı. ABD liderliğindeki koalisyon güçleri patlama alanını buldozerlerle düzledi. Ve üst düzey liderlere haber verilmedi.”

"DAEŞ ÇAĞRILARI REDDETTİ"

CENTCOM Sözcüsü Yüzbaşı Bill Urban, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “DAEŞ'in kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere binlerce militan üyesi vardı. Birçok DAEŞ üyesi, binaların, tünellerin ve uçurumların bulunduğu bir alanda kararlı bir duruş sergilemeye karar verdi.

BİNLERCE AİLE ÜYESİ SAVAŞ ALANINDA KALDI

DAEŞ'e aile üyelerinin bölgeden ayrılmasına izin vermesi için yapılan çok sayıda rica reddedildi ve binlerce aile üyesi savaş alanında kaldı” diye konuştu.

Urban, 18 Mart sabahı DAEŞ militanlarının YPG mevzilerine karşı saatlerce süren bir karşı saldırı başlattığını ve bu sırada bir YPG mevzisinin ele geçirilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Ardından, ABD özel kuvvetlerinin hava saldırısı düzenlediğini söyledi.

Yüksek çözünürlüklü video görüntülerine sahip bir drone'un bölgede olduğundan habersiz olduklarını ve başka bir drone'dan gelen standart tanımlı bir beslemeye güvendiklerini sözlerine ekledi.

"ÖLEN SİVİL SAYISININ DAHA FAZLA OLMASI MUHTEMEL"

Urban değerlendirmesinde şunları söyledi:

“Soruşturmalar, DAEŞ üyelerinin direnmesinden kaynaklı 60'tan fazla diğer zayiatın durumunu kesin olarak tanımlayamadı. Bu belirsizliğin nedeni, videoda çok sayıda silahlı kadın ve en az bir silahlı çocuğun görülmesi, silahlı ve silahsız personelin tam sayısının kesin olarak belirlenememiş olması. Öldürülenlerin büyük bir kısmı saldırı anında aynı zamanda muharipti, ancak bu iki saldırıda öldürülen başka sivillerin de olması kuvvetle muhtemel.”

Öte yandan, ABD özel kuvvetler komutanları tarafından emredilen bir soruşturma, hava saldırısının meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek orantılı buldu.

Urban, “Masum can kaybından tiksiniyoruz ve bunları önlemek için mümkün olan tüm önlemleri alıyoruz” dedi.

Kaynak: ntv.com.tr