ABD ve İran arasında 'Yahudilerin Mesih'i biziz' tartışması
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun 'Trump'ın Tanrı tarafından Yahudileri koruması için gönderildiğini' söylemesi üzerine İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Yahudileri Babil sürgününden kurtaran Pers Kralı Kiros'u (Cyrus) hatırlattı ve ilk kez yabancı krallar arasında bir İran kralının kurtarıcı( Mesih) vasfıyla anıldığını ve tarihe geçtiğini söyledi.

Oluşturma Tarihi: 2019-03-25 17:27:21

Güncelleme Tarihi: 2019-03-25 17:27:21

TIMETURK | HABER MERKEZİ

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Yahudilerin Purim Bayramı için gittiği İsrail'de Hristiyan televizyon kuruluşu CBN'e mülakat verdi. Mülakat sırasında sorulan bir sorulan  "Yahudiler bugün Purim Bayramı'nda Kraliçe Ester'in Tanrı'nın yardımıyla Yahudileri yok olmaktan kurtarmasını kutluyor. Trump da, Ester gibi Tanrı tarafından Yahudileri kurtarmak için gönderilmiş olabilir mi?" sorusuna Pompeo, "Bir Hristiyan olarak bunun kesinlikle mümkün olduğuna inanıyorum" cevabını verdi.

İran Dışişleri Cevad Zarif ise bu açıklamaya Twitter üzerinden tepki göstererek, "Bir İranlı kral Yahudileri Babil'de kölelikten kurtardı. Bir başka İranlı kral da Yahudileri soykırımdan kurtardı" dedi. Tevrat'ın İran korkusu nedeniyle tahrif edildiğini öne süren Zarif, Pers Kralı Büyük Kyros'un Tevrat'ta "mesih" olarak adlandırıldığına dikkati çekti.

Mustafa Özcan, Fikriyat'ta bugün kaleme aldığı "İsrail'i kurtarma şampiyonu!" başlıklı yazısında konuyu gündemine alarak, hem Pompeo hem de Cevad Zarif'in tarihi çarpıttığını söyledi.

İşte yazının ilgili bölümü:

PERSLER YAHUDİLERİ 3 KERE KURTARDI

"Cevat Zarif tarihte İran'ın en az üç defa Yahudileri yok olmaktan kurtardığını ileri sürmüştür. Nejad, İsrail'i haritadan silmekten bahsederken Zarif aksine kurtarma rekorunu ellerinde tuttuklarını söylüyor. Bize göre ise üç defa Yahudileri en az bir defa da aktüel boyutuyla İsrail'i kurtardılar. Babil esaretinden Yahudileri kurtaran ve Birinci Mabedi yenileyen ve tamir eden Büyük Kiros ( King Cyrus the Great) olmuştur. Onları Arz-ı Mev'ud'a geri iade etmiştir. Mabedi ve Kudüs'ü yeniden kuran Pers Kralı Büyük Kiros olmuştur.

HİNTLİ BAKANIN KİTABINDA YER VERİLMİŞTİ

Belki de bu yüzden Hindistan Maaarif Bakanı Ebu'l Kelam Azad vaktiyle Zülkarneyn'in şahsiyetiyle alakalı olarak yazdığı bir eserinde Kur'an'da adı ve bahsi geçen bu zatın Yunan cihangiri İskender olmadığını aksine Yahudileri Babil esaretinden kurtaran Büyük Kiros ( Arapça ifadesiyle Kurş) olduğunu savunmuştur.

YAHUDİLERİN İKİNCİ KURTARILIŞI

Büyük Kiros Yahudileri Babil esaretinden kurtardığı gibi Yahudileri ikinci kez kurtaran da yine Pers kralı I. Serhas veya Kserkses olmuştur. Bu Pers kralı da Yahudileri soykırımdan kurtarmıştır. Esther kitabına göre Kraliçe Eshter Vezir veya Genel Vali Haman'ın Nakap (Negev) tarafından görevlendirilen veya selamlanan Yahudileri soykırıma uğratma planını öğrenerek durumu eşi I. Serhas veya Kserkses'e haber vermiştir. Adı geçen Pers Kralı da komplodan haberdar olarak bunu akamete uğratmıştır.

İRANLILAR MESELEYİ İSTİSMAR EDİYOR

Zarif bu tartışmada ilginç bir ayrıntı ortaya koymuş ve muhtemelen Büyük Kiros (Cyrus)u kastederek yabancı krallar arasında ilk kez bir İran kralının kurtarıcı( Mesih) vasfıyla anıldığını ve tarihe geçtiğini söylemiştir. Büyük Kiros'un Yahudileri kurtardığı için bu anlamda bir halaskar ve kurtarıcı yani Mesih olduğu tasavvur edilebilir. Nitekim, Hindistanlı allame Ebu'l Kelam Azad onu İskender ile eşitlenen Zülkarneyn olduğunu ifade etmiştir.

İranlılar meseleyi istismar ediyorlar. Tarihte ve günümüzde İsrail'i kurtarma şampiyonluğu skorunu ellerinde tuttuklarını varsayıyorlar. Aman ne iyi! Kimseye kaptırmasınlar! I. Serhas veya Kserkses ve Büyük Kiros veya II. Cyrus derken İkinci Dünya Savaşı sırasında da Yahudiler Avrupa'da boğazlanırken, gaz odalarında yakılırken İran onları memnuniyetle buyur etmiştir.

Bereket 1492 sonrasında İkinci Beyazıt'ın mefharetini de kendilerine mal etmiyorlar. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türk diplomatı Salahaddin Ülkümen de kimi Yahudileri Nazi takibatından kurtarmıştır.

Cevat Zarif'in unuttuğu bazı ayrıntılar var. Bunlardan birisi devrik Şah Muhammed Rıza Pehlevi ile İsrail dostluğu ve İkinci Dünya Savaşı sırasında kurtarıldığı varsayılan Yahudilerin de onun gözetimi altında kurtarılmış olmasıdır.

PRES KRALININ KURTARDIĞI YAHUDİLERLE İSRAİL YAHUDİLERİ ARASINDA BİR BENZERLİK YOK

Kaldı ki Büyük Kiros ve diğer Pers krallarının kurtardığı Yahudiler ile bugünkü Yahudiler arasında hiçbir benzerlik yok. Yahudiler o gün peygamberlerinin güdümünde ilahi rehberlik altında oldukları dönemdir. O gün Allah'ın ipiyle payidardırlar ve Büyük Kiros gibiler de bu çerçevede onlara yardım etmişlerdir. Allah Büyük Kiros'u onları kurtarmak için istihdam etmiştir. İlahi inayet ve yardım Büyük Kiros vasıtasıyla tecelli etmiştir. Bugün ise insani durumu saymazsak siyasi durum farklıdır. Şimdi Yahudiler, Allah'ın değil beşerin himayesindedirler (hablum minennas). Asaf Hüseyin'in temas ettiği gibi Salahaddin Eyyübi döneminde Orta Çağ'da Yahudiler Haçlılara karşı Müslümanların himayesinde, yedeğinde ve redifinde olmuşlardır. Bugün ise tablo zıt istikamette seyretmektedir. Onlar, Batı'nın yedeğinde bulunmakta ya da Batı'nın beynini işgal etmiş bir vaziyettedirler (eksere nefira). Yahudiler, Orta Çağ'da bizim müttefiklerimizdi bugün ise Batı'nın ve Trump gibilerinin müttefikidirler. Dolayısıyla dünkü kurtarmayla alakalı meşruiyet bugün için geçerli değildir. Dolayısıyla Zarif şecaat arz ederken sirkatini söyleyen merd-ı kipti hükmündedir.

İRAN ASLINDA İSRAİL'İ KURTARMIŞTIR

Cevat Zarif'in unuttuğu bir ayrıntı var. İran Devrimi, Filistin'i ana merkeze aldığını söyleyerek ama fiiliyatta iç çekişme üreterek İsrail'in ömrüne ömür katmıştır. 2011 yılından sonra da Esat namına Suriye halkıyla boğuşarak İsrail'e sıra gelmesini yine ertelemiş ve İsrail'i bir kez daha kurtarmıştır. İsrail'i kurtarmakla övünmekle yerden göğe kadar haklılar. Cevat Zarif'in hatırlattığı gibi bölgede Müslüman ülkeler arasında en büyük Yahudi popülasyonu İran'dadır ve parlamentoda temsilcileri vardır. Bunlar zaman zaman Esat ile görüşerek İsrail ile dolaylı bağlantıyı temin ediyorlar."

KRALİÇE ESTER KİMDİR?

Yahudi asıllı Kraliçe Ester'in günümüzden yaklaşık 2 bin 500 yıl önce genç bir kız olarak Pers Krallığına sürgün edildiğine inanılır. Sürgüne gittiği Pers Krallığında dönemin kralı Ahaşveroş ile evlenen Kraliçe Ester'in Yahudi olduğunu gizlediği belirtilir. Ahaşveroş'un veziri Haman'ın ülkedeki tüm Yahudileri öldürmek için kralı ikna ettiği ancak Kraliçe Ester'in Ahaşveroş'u bu kararından vazgeçirmeyi başararak tüm Yahudileri kurtardığı, Haman'ın ise asıldığı ifade ediliyor.

BABİL SÜRGÜNÜ NEDİR?

İsrailoğullarının kralı ve peygamber Hz. Süleyman'ın ölümünün ardından Kudüs'ün güneyindeki Yahuda ve Bünyamin kabileleri Kral Süleyman'ın oğlu ve halefi Rehoboam'a bağlılıklarını devam ettirirken; reform taleplerine karşılık bulamayan kuzeydeki kabileler Efraim kabilesinden Yeroboam'ı kral seçerek bağımsızlıklarını ilân etti. Fakat Yahudi geleneğinde krallık Tanrı tarafından Hz. Davud'un soyuna tahsis edilmişti. Musevi inancı gereğince Tanrı, bu hareketi baş kaldırı olarak değerlendirdi ve Ahd-i Atîk'teki anlatıma göre Yahudiler, dönemin peygamberlerinin bütün uyarılarına rağmen Tevrat öğretisinden sapmış ve politeist uygulamalara (çoktanrılı dinler) yönelmişti.

İsrâil Krallığı da bu olay üzerine "ilahi bir şekilde cezalandırıldı" ve Asurlular tarafından m.ö. 722-721 tarihlerinde işgal edildi. Bu işgal sırasında Yahuda, Bünyamin ve Levililer kabileleri dışında tüm Yahudi kabilelerin varlıklarının sona erdiğine inanılır. Hz. Süleyman'ın inşa ettiği mabed de yıkılır.

Kuzeyde bulunan İsrail Krallığı'nın işgal edilmesi sonrasında güneyde Kral Yoşiya (m.ö 600'lü yıllar) döneminde Yahudi Krallığı tekrar vücut bulmuştur. Yahudiler bu dönemde kayıp olan Hz. Musa'nın ilettiği Tevrat'ın tekrar bulunduğuna ve onun getirdiği öğretinin yeniden tesis edilmeye çalışıldığına inanırlar. Fakat tarih kitaplarında buna rağmen Yahudi kabilelerin Hz. Musa'nın işaret ettiği yaratıcıya değil, çoktanrılı dinlere yöneldikleri belirtilir.

Kısa süre sonra güneydeki krallık da Asurlular tarafından işgal edilmeye başlanır. Bir asır sonraysa (m. ö. 500'lü yıllar) Yahudi/Yahuda Krallığı Bâbilliler'in (Kaldeliler) denetimine girer ve Babil orduları tarafından yıkılarak; Yahudilere sürgün yolu gösterilir.

Başta alim ve seçkinler olmak üzere milyonlarca Yahudi, m.ç 586-538 Babil'e sürülür. Musevi inancına göre bu sürgünün suçlularından biri de kuzey krallığının yıkılıp güney krallıkta tekrar toparlanmaya çalışan Yahudilerdir. Çünkü toparlanma evresinde Hz. Musa başta olmak üzere peygamberlerin getirdiği dini öğreti, Yahudiler tarafından sürekli olarak terk edilmiştir.

Babil sürgününün yaklaşık yarım asır sürdüğüne inanılır.

(Sürgün anlatımı için kaynak: İslam Ansiklopedisi / Yahudilik. Müellif: Salime Leyla Gürkan)