Afrikalı akademisyen ve tarihçiler, Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle kurduğu ilişkilerin, Batılı büyük güçlerin kurduğu ilişkilerden farklı olarak insanlık, kardeşlik ve karşılıklı iş birliği ve ortaklığa dayandığını belirtti.
Birincisi 2008'de İstanbul'da, ikincisi 2014'te Ekvator Ginesi'nin başkenti Malabo'da gerçekleştirilen Türkiye-Afrika zirvelerinin üçüncüsü 16-18 Aralık tarihlerinde İstanbul'da düzenlenecek.
3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'ne Afrika ülkelerinden devlet başkanları, bakanlar ve uluslararası kurumlardan temsilciler katılacak.
Türkiye, zirveye hazırlanırken Afrikalı akademisyen ve tarihçiler ise Türkiye'nin kıta ülkeleriyle kurduğu ilişkilerin Batılı güçlerin kurduğu ilişkilerden çok farklı olduğuna dikkati çekti.
Morityuslu tarihçi Assad Bhuglah, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle kurduğu ilişkiler insanlık, kardeşlik ve karşılıklı iş birliği ve ortaklığa dayanıyor." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin ilişkilerinin kıtada sömürge tarihi olan diğer ülkelerden farklı olduğuna dikkati çeken Bhuglah, bu ilişkilerin Afrika'da sömürge tarihi olan Batılı güçlerin empoze ettiği ve tek taraflı ilişki biçiminden farklı olduğunu vurguladı.
Bhuglah, "Eski sömürgeci güçler Afrika'yı sömürerek, kendilerini güçlendirirken kıtanın kaynak ve ham maddelerini sömürdüler. Türkiye ise daha insancıl ve Afrika halklarının kendi kaynaklarını kullanmaları ve kaderlerini ellerine almaları için çabalıyor." dedi.
Üçüncüsü düzenlenecek Türkiye- Afrika Zirvesi'nin ilişkileri geliştirmede çok önemli bir yerinin olduğuna vurgu yapan Bhuglah, "Bu zirve en yüksek seviyedeki diyalog platformudur. Bu zirve ile Türkiye, Afrika insanının gerçek ihtiyaç ve niyetlerini anlayabilecek." ifadesini kullandı.
Kıta genelinde sağlık, eğitim, güneş enerjisi, su kuyusu ve gıda desteği gibi yardımlara devam edilmesi gerektiğinin altını çizen Bhuglah, bu noktada Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Türkiye Maarif Vakfı (TMV) gibi Türkiye merkezli kuruluşların çalışmalarının çok önemli bir rol üstlendiğini dile getirdi.
Bhuglah, "Türkiye'yi sanayileşmiş modern bir ülke olarak görüyoruz. Bu noktada Afrika ülkelerinin kalkınmasına yönelik katkılar sağlayabilir. Türkiye Afrika'da daha büyük projeler yerine yaşam koşullarını kolaylaştırmaya katkı sağlayan yatırımlara devam etmelidir." şeklinde konuştu.
Bhuglah, "Türkiye, Sahra Altı Afrika'da Serbest Ticaret Anlaşması'nı sadece Morityus ile imzaladı. Bu anlaşma ilişkilerin artmasına katkı sağlayacak. Öte yandan, Türkiye-Afrika Zirvesi de Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle kurduğu ilişkileri destekleyecek." dedi. Türkiye, kendilerini düşünen Batılı ülkelere göre daha fazla itibara sahip
Abuja Üniversitesi öğretim üyelerinden Nijeryalı akademisyen Dr. Abdulkadir Süleyman Muhammed ise Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle son yıllarda artan ilişkilerine değindi.
Türkiye'nin, Afrika ülkeleriyle ilişkilerini siyasi, ekonomik ve hatta askeri alanda geliştirdiğine, elçilik sayısını 43'e çıkardığına ve Türk Hava Yollarının (THY) birçok ülkeye uçtuğuna dikkati çeken Dr. Muhammed, "Türkiye'nin Afrika'da attığı adımlar ve kurduğu ilişkilere baktığımızda Fransa, İngiltere ve ABD gibi diğer ülkelerin yaklaşımlarından çok farklı olduğunu görüyoruz." dedi.
Dr. Muhammed, "Batılı güçlerin uzun yıllar diktatörleri desteklemesi, gizli silahlanmaları, ekonomik çıkar ilişkileri ve aynı zamanda bölücü politikaları kıtaya yarardan çok zarar verdi. Türkiye kendilerini düşünen bu ülkelere göre daha fazla itibara sahiptir. Bu durum Türkiye'ye ekonominin her alanında fayda sağlıyor." şeklinde konuştu.
Üçüncüsü düzenlenecek zirve ile Türkiye'nin Afrika ile ilişkilerini birçok alanda geliştireceğine vurgu yapan Dr. Muhammed, "Türkiye, Afrika Birliği'nin (AfB) stratejik ortağıdır ve Türkiye'nin direkt yatırımları 6,5 milyar dolara ulaşmış durumda. Türk şirketleri de özellikle inşaat başta olmak üzere kıtanın birçok bölgesinde faaliyet gösteriyor." ifadelerini kullandı.