Dolar

34,5541

Euro

36,0459

Altın

2.987,21

Bist

9.529,66

“Akdeniz'deki Türk-Fransız çekişmesinde ilk raundu Ankara kazandı”

Türk ve Fransız savaş gemileri arasında 10 Haziran'da Libya açıklarında yaşanan gerginlik, NATO içinde de önemli tartışmalara yol açtı. Diplomatik kaynaklar, Türk-Fransız çekişmesinde, Ankara'nın ilk raundu kazandığı şeklinde değerlendiriyorlar.

5 Yıl Önce Güncellendi

2020-07-02 06:10:21

“Akdeniz'deki Türk-Fransız çekişmesinde ilk raundu Ankara kazandı”

Türk ve Fransız savaş gemileri arasında 10 Haziran'da Libya açıklarında yaşanan gerginlik, NATO içinde de önemli tartışmalara yol açtı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in talimatıyla yapılan teknik inceleme sonucunda olayın nasıl geliştiğini irdeleyen 130 sayfalık bir rapor hazırlandı.

Raporda, Türk savaş gemilerinin Fransız savaş gemisini üzerine radarını kilitleyerek tacizde bulunduğuna Fransız iddialarını destekleyen bir ifadenin yer almaması Paris'i kızdırdı. Fransa, NATO'ya bir mektup göndererek Akdeniz'de devam eden Sea Guardian misyonundan geçici olarak çekildiğini kaydetti.

Diplomatik kaynaklar, bu gelişmeyi, Türk-Fransız çekişmesinde, Ankara'nın ilk raundu kazandığı şeklinde değerlendiriyorlar.

Libya krizinde karşı kamplarda yer alan ve birbirlerini "Doğu Akdeniz'de tehlikeli bir oyun oynamakla" suçlayan iki NATO ülkesi, Türkiye ve Fransa, 10 Haziran'da savaş gemileri arasında yaşanan bir olay nedeniyle fiziken de karşı karşıya gelmişlerdi.

Fransa'dan yapılan bilgilendirmelere göre, NATO'nun Sea Guardian misyonu çerçevesinde Akdeniz'de görev yapan Courbet isimli fırkateyn, Libya'ya uygulanan BM silah ambargosunu deldiğinden şüphelendiği Tanzanya bandıralı bir gemiyi denetlemek istedi. Ancak gemiye eşlik eden Türk savaş gemileri, ani manevralarla agresif bir şekilde Courbet'e yönelerek üç kez radar kilitlediler ve böylece denetleme yapmasına izin vermediler.

Fransa, bu olay üzerine Türkiye'yi NATO'ya şikayet etti ve olayın ittifakta gündeme getirilmesini istedi.

Türkiye ise Fransa'nın iddialarını mesnetsiz olarak niteledi ve iddia edildiği bir radar kilitleme olayının yaşanmadığını açıkladı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yaptığı bir açıklamada, "Bilgi, belge, gemimiz ve karargahlarımızdaki tüm kayıtlar dikkate alındığında söz konusu iddianın tamamen gerçek dışı olduğu görülmektedir" ifadelerini kullandı ve radar izleri dahil olmak üzere tüm bilgi ve belgelerin NATO ile paylaşıldığını kaydetti.

Türk askeri kaynakları da, Fransız fırkateyninin bölgedeki Türk savaş gemilerinin deniz emniyetini tehlikeye atacak şekilde yakın ve tehlikeli manevralar yaptığını ancak bu olay yaşanırken Türk gemilerinin atış kontrol radarlarını kilitlemediğini söylemişlerdi.

Olayı tasvir eden 130 sayfalık rapor

Tarafların karşılıklı olarak birbirlerini suçladığı olayın ittifaka taşınması üzerine NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, iddiaların tarafsız bir şekilde araştırılması talimatını verdi.

Yaklaşık üç haftalık ayrıntılı bir çalışmanın ardından, tarafların iddiaları ve sağladıkları bilgi ve belgeler üzerinden o gün yaşananları tasvir eden 130 sayfalık bir rapor hazırlandı. Olayla ilgili kesin bir sonuçlandırma yapmayan, taraflardan birini haklı diğerini haksız göstermemek için dikkatli bir şekilde yazılan raporun özellikle Paris'in beklentilerini karşılamaktan uzak olduğu değerlendirildi.

Raporda, Fransa'nın iddia ettiği şekilde taciz olayının gerçekleştiğine ilişkin bir unsur bulunmaması en dikkat çeken bölüm oldu. NATO uzmanlarının, Fransız iddialarıyla ilgili eksik ve yetersiz gördüğü unsurun "radar kilitlemesi karşılığında Courbet'nin ne yaptığının, nasıl bir tepki verdiğinin bilinmiyor" olduğuna işaret ettikleri belirtiliyor. Böylece NATO uzmanlarının dolaylı bir şekilde "taciz olayının hiç yaşanmamış olduğu" sonucuna vardıkları yorumu öne çıktı.

Fransa'nın raporla ilgili itirazında, gerilimin ittifaka taşındığı ilk aşamada NATO belgelerinde olayın yaşandığına ilişkin ibarelerin olduğu ancak son raporda bunlara yer verilmemesini "manipülasyon" olarak değerlendirdiği kaydedildi.
Diplomatik kaynaklara göre, bu durum Paris'in daha da kızmasına ve Sea Guardian misyonundan geçici olarak çekilmesine neden oldu. 2016'da başlatılan ve terörle mücadele amaçlı Sea Guardian misyonunda Fransa'nın deniz ve hava unsurları yer alıyordu. 

Fransa, talepleri karşılanana kadar çekildi

Fransız basınına göre, 30 Haziran'da Stoltenberg'e bir mektup gönderen Fransa, "üye ülkelerin silah ambargolarına uyma konusundaki taahhütlerini teyit etmeleri, üyelerin ulusal görevler sırasında NATO sinyallerini kullanılmaması, ambargonun uygulanması için NATO ve AB'nin İrini operasyonu arasında daha iyi işbirliği yapılması ve benzer olayların yaşanmaması amacıyla mekanizmalar oluşturulması" taleplerinde bulundu. Bu taleplerine tatmin edici yanıt alana kadar operasyondan çekildiğini de aynı mektupta iletti.

Reuters haber ajansının haberine göre, Türkiye'nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa da Fransız Senatosu'ndaki bir toplantı sırasında NATO uzmanlarının vardığı sonuçların Fransa'nın iddialarıyla uyuşmadığının ortaya çıktığını belirterek, "Dün aldığım haberlere göre, Courbet'nin NATO misyonundan çekildiği görülüyor" diye konuştu.

Diplomatik kaynaklar, Fransa'nın Akdeniz misyonundan çekilmesinin önemli bir gelişme olduğunu, özellikle Libya konusunda Ankara ile Paris arasında yaşanan gerginlik açısından değerlendirildiğinde Türkiye'nin avantajına bir durum yarattığına dikkat çekiyorlar.

Ancak AB ve NATO'nun önde gelen üyelerinden olan aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi ülkesinden biri olan Fransa ile Türkiye arasındaki gerilimin daha da artmasının her iki tarafa ve aynı zamanda NATO ittifakına da zarar vereceği değerlendirmelerini de yapıyorlar.

Fransa'nın özellikle Türkiye'nin üye olmadığı AB platformunu kullanabileceği kaydediliyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves le Drian'ın AB ülkelerini 13 Temmuz'da Türkiye'ye daha fazla yaptırım uygulamak üzere toplantıya çağırmış olması da bunun bir göstergesi olarak görülüyor.

Raporda ABD etkisi var mı?

Gelişmeleri yakından takip eden kaynaklar, Fransa'nın aleyhine çıkan bu raporda ABD'nin etkisine de dikkat çekiyorlar. ABD, Rusya'nın Suriye'nin ardından Libya'ya da yerleşiyor olmasından büyük rahatsızlık duyuyor ve son dönemde Türkiye'nin askeri katılımı sonucunda Libya Ulusal Ordusu lideri General Halife Hafter'ın geri adım atmasını olumlu bir adım olarak görüyor.

Fransa ise Hafter güçlerini destekliyor ve Türkiye'nin bölgedeki varlığının Libya bunalımını daha da derinleştirecek bir faktör olarak görüyor. Kaynaklar, açıkça olmasa da Türkiye'nin tarafını tutan bu rapor sayesinde Fransa'nın Libya konusunda NATO içindeki etkisinin kırılması sonucunu verebileceği değerlendirmesini yapıyorlar. 

Kaynak: BBC Türkçe

SON VİDEO HABER

14 yaşındaki gencin öldüğü kavganın detayları ortaya çıktı

Haber Ara