Avrupa'nın “ABD'nin takipçisi” olması yolundaki baskıya direnmesi gerektiğini savunan Macron, Tayvan krizine dikkat çekerek, Avrupa'nın karşı karşıya olduğu en büyük risklerden birinin kendisinden kaynaklanmayan krizlere yakalanmak olduğu görüşünü dile getirmişti.
Macron, Çin ve ABD arasındaki bu konuda yaşanan gerilime Avrupa'nın taraf olmaktan kaçınması gerektiğini savunmuştu.
ALMANYA'DAN "TAYVAN KRİZİ" YORUMU
Reuters'in aktardığına göre Alman bakan Baerbock, Çin'in Tianjin kentinde düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada, Almanya ve Avrupa Birliği'nin ekonomik olarak savunmasız durumda olduğu görüşünü dile getirerek, “Bu durum da Tayvan Boğazı'ndaki gerilimlere kayıtsız kalamayacağımız anlamına geliyor.” ifadesini kullandı.
AB ve ABD'de tepkiyle karşılanan Macron'un Tayvan açıklaması, dış politika uzmanları tarafından “Çin'e taviz ve Atlantik ittifakında çatlak” olarak yorumlanmıştı.
AB içinde bazı üyeler, Baerbock'un Çin ziyaretindeki söylemlerinin AB'nin Pekin politikasında değişiklik olmadığını göstermek açısından önemli bir fırsat olarak görüyor.
Baerbock, “Küresel ticaretin yüzde ellisi Tayvan Boğazı'ndan, ciplerin yüzde 70'i Tayvan Boğazı'ndan geçiyor, dolayısıyla buradaki serbest ticaret ve geçiş bizim de ekonomik çıkarımıza. Tayvan Boğazı'ndaki gerilimde askeri tırmanma ... küresel olarak en kötü durum senaryosu olur ve özellikle en büyük sanayi ülkelerinden biri olarak bu bizi etkiler.” dedi.
ALMANYA-ÇİN EKONOMİK İLİŞKİLERİ
Alman şirketleri geçen yıl Çin'e 11,5 milyar euro tutarında rekor yatırım yaptı
Alman Ekonomi Enstitüsü araştırmasına göre, 2016'dan sonra istikrarlı bir düşüş görülen Alman şirketlerinin Çin'deki yatırımlarında son iki yılda ise önemli ölçüde artış yaşanıyor.
Rhodium Group tarafından geçen yıl yapılan bir araştırmaya göre ise 2019 ile 2021 yılları arasında Çin'deki Alman yatırımlarının üçte birinin ülkenin üç büyük otomobil üreticisi Volkswagen (VW), BMW ve Mercedes-Benz'in yanı sıra kimya grubu BASF'den geldi.
Almanya'nın toplam ithalatının yüzde 12,8'i Çin'den geliyor. Ülkenin Çin'den bir sonraki en büyük ticaret ortağı ise yaklaşık yüzde 8 ile Hollanda. Hollanda'yı da ABD izliyor.
İhracatta ise Çin, Almanya'nın ihracatında dördüncü sırada yer alıyor. Alman ürünlerinin en önemli ihracat pazarları sıralamasında başı ABD çekerken, onu Fransa ve Hollanda izliyor.
Almanya'nın Çin'e karşı 2010'da 23,5 milyar euro olan dış ticaret açığının geçen yıl 84,1 milyar euroya yükselmesi de dikkati çekiyor.
Alman şirketleri, özellikle nadir toprak elementleri veya magnezyum gibi kritik ham maddeler söz konusu olduğunda, Çin'den yapılan ithalata bağımlı kalıyor.
euronewstürkçe