Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesindeki yorumda Alman hükümetinin Türkiye'ye yönelik tavrını sertleştirmesi gerektiğine işaret ediliyor:
"Türkiye ile ilişkimiz böyle devam edemez. Yumuşak bir siyaset yerine açıkça tavrın ortaya konulması gerekiyor. Yumuşak sözlerle yaklaşmak yanlış bir tavır. Erdoğan'ın demokrasinin gerektirdiği gibi hem sokakta hem de siyasette yani resmi olarak protesto edilmesi gerekiyor… Erdoğan'a Türkiye'de ‘açıkça görülen insan hakları ihlalleri' nedeniyle Almanya vizesi verilmemeli."
'DEVLETİN GÖREVİ ORGANİZATÖRLERİN HAKLARINI SAĞLAMAKTIR'
DW Türkçe'nin haberine göre, Frankfurter Allgemeine Zeitung'da Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın katılacağı referandum etkinliğinin iptal edilmesine ilişkin şu satırlar göze çarpıyor:
"Bir hukuk devleti, ülkesi otoriter başka bir ülkenin propaganda sahnesi olarak kullanılırsa ne yapar? Bu soruya verilebilecek yanıt şu: Hukuk ihlallerini kınaması ve buna karşı koyması ama bir yandan da kendi kurallarına katı bir şekilde uyması gerekir. Kuşkusuz Almanya'da yabancı bir ülkenin hükümet temsilcisi, düzenlenen özel etkinliklere katılabilir. Böyle bir toplantının, özellikle de kapalı alanda yapılan bir toplantının trafik sorunları veya karşı gösteri endişesiyle iptal edilmemesi gerekir. Bu toplantı ve ifade özgürlüğüne aykırı olur. Devletin görevi öncelikle organizatörlerin temel haklarını sağlamaktır. Bu Türkiye'ye özgürlüğün gerçekte ne olduğunu göstermek için de bir olanak sağlar: Özgürlük, bazen rahatsız edici taleplerle bağlantılı olabilir."
'TÜRK ADALET BAKANI'NIN KONUŞMA YAPMASI FİKRİ KATLANILMAZDI'
Süddeutsche Zeitung‘un yorum sütununda aynı konuya ilişkin şu satırları okuyoruz:
"Türk yargısı son derece kuşku uyandıran suçlamalarla, Deniz Yücel gibi kendi ayağıyla ifade vermeye giden gazetecileri bile belirsiz bir süre için cezaevine gönderirken, Türkiye Adalet Bakanı'nın Almanya'da bir konuşma yapması fikri katlanılmazdı. Üstelik aylardır yüzlerce hâkimin siyasi nedenlerle görevden uzaklaştırılmasına rağmen, Türk siyasetçilerin yargıyı bağımsız olarak nitelendirmesi de hiç inandırıcı değil. Ancak dayanılmaz olana katlanmak çok zor olsa da demokrasinin bir parçası. Ve bir hukuk devletinin, hukukun var olduğunu sadece iddia eden bir devletten farklı olduğunu göstermek için kendi ilkelerine uyması gerekiyor."
'DİKTATÖRLÜK İÇİN SEÇMENİN OYUNU İSTEMEK ANAYASA'YA AYKIRI'
Passauer Neue Presse gazetesindeki yorumda Bakan Bozdağ'ın katılacağı referandum etkinliğini iptal edilmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
"Türkiye Adalet Bakanı Bozdağ'ın Almanya'da Erdoğan diktatörlüğünün tanıtımını yapamayacak olması iyi bir haber. Günlerce beklenen bu medeni cesaret örneği sonunda geldi. Gaggenau Belediye Başkanı siyasi argümanlar yerine dolu bir salonun yaratacağı tehlikeyi öne sürmüş olsa da, sonuçta hiçbir zaman için yapılmaması gereken bir etkinlik iptal edildi. Zira bir diktatörlük sistemi için seçmeninin oyunu istemek, Alman hukukuna göre Anayasa'ya aykırı hedefleri içeriyor."