Almanya Başbakanı Merkel'in, Türkiye ziyareti Alman basınında geniş yer tutuyor. Merkel İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dün bir araya geldi.
Görüşmeye ilişkin Stuttgarter Nachrichten gazetesinde yer alan yorumda, “Almanya'nın ve Avrupa'nın önünde gerçekten bir seçim bulunmuyor. Erdoğan'a yardım etmek zorundalar zira aksi takdirde sığınmacılar Almanya'nın, İtalya'nın, Fransa'nın yolunu tutacak" denildi.
Reutlinger General-Anzeiger gazetesi sığınmacıların Avrupa'ya yönelmemesi için Almanya'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iyi ilişkiler içinde olması gerektiğini belirterek şu yorumda bulundu:
"Elbette insan kendini kandırmamalı. Erdoğan bir milliyetçi. Gelecekte de sürekli esip gürleyecek. Bunu yapmayı takipçilerine borçlu ve bu, onun açısından da bir siyasi başarı reçetesi. Ancak Türkiye'nin Avrupa'ya yaptığı tüm tehditlere rağmen sığınmacı anlaşmasına riayet ettiği de bir gerçek. İç savaştaki Suriye'den Türkiye'ye kaçan 3,6 milyon insan orada yaşıyor. Oradaki insanların ihtiyaçlarını kendi memleketlerinin yakınında karşılamak doğrudur. Bu bakımdan Almanya'nın ve Avrupa'nın önünde gerçekten bir seçim bulunmuyor. Erdoğan'a yardım etmek zorundalar zira aksi takdirde sığınmacılar Almanya'nın, İtalya'nın, Fransa'nın yolunu tutacak."
Stuttgarter Nachrichten gazetesi de Türkiye ve Rusya'nın Libya konusunda Avrupalı devletlerin eksiklikleri nedeniyle AB'ye baskı uygulayabildiğini savunarak şu değerlendirmede bulundu:
"Erdoğan Avrupalıları ayıltmaya çalışıyor. Avrupa'nın Suriye savaşının ilk yıllarındaki bana ne tavrını düşününce buna gücenecek bir şey de yok. Birçok AB ülkesi önce Kaddafi'nin devrilmesinde rol oynadı ve ancak ilk sığınmacı tekneleri gelmeye başladığında uyandılar. Mutabakat hükümetiyle asi general Hafter arasındaki çatışma üzerine İtalya ile Fransa da birbirine girdi. Avrupa'nın Libya'da geride kalmış olması şaşırtıcı değil. Rusya ve Türkiye girişimleriyle AB üzerinde, Avrupalılar buna izin verdiği için baskı uygulayabiliyorlar."
Rhein-Neckar-Zeitung'da yer alan başka bir yorumda ise diplomasinin sadece çıkar odaklı bir alışverişten ibaret olmadığı belirtiliyor:
"Çıkarların yön verdiği pazarlıkta iyi olan şey, rasyonalite. Almanya Türkiye'ye sığınmacı sorununda, Türkiye de Almanya'ya Avrupa Birliği'nin kapılarının çilingiri ve bir finansör olarak ihtiyaç duyuyor. Kendimize yardım eden bir ülkeye yardımcı olmakta da kötü bir şey yok. Hele ki bu ülke tüm eksikliklerine rağmen iç savaştan, yoksulluktan ve perspektifsizlikten kaçan insanlara yardımcı olmaya hazırsa. Ancak şu da var ki diplomasi, maddiyata bağlı bir pazarlıktan ibaret olamaz. İnsan haklarına uymak, azınlıkların korunması ve adil bir hukuk devleti demokrasilerin birlikte yaşamasının temelidir."