TIMETURK | HABER MERKEZİ
Batı gazetelerinde Rusya-Ukrayna Savaşıyla ara verilen Türkiye karşıtı yazılara yeniden başlandı. Almanya'da yayın yapan Redaktionsnetzwerk Deutschland gazetesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye, Avrupa için ‘tehdit' olarak gösterildi. Gazetede “Gerekli uyarıyı vermek… Erdoğan Avrupa için tehdit haline gelmeye başladı” başlıklı yazıda “Putin'den sonra Erdoğan da artık Avrupa'da barış için her zamankinden daha büyük bir tehdit haline geliyor. AB'nin Erdoğan'a eninde sonunda artık ‘kırmızı kartı' göstermesi ve bir dur demesi gerekiyor. Türkiye, tüm AB adayları için geçerli olan Kopenhag kriterlerini uzun süredir karşılayamadı. Ankara bu nedenle, katılım noktasındaki aday statüsünü kaybetmiştir. Çıkmaza girmiş katılım müzakereleri artık sonlandırılmalı ve Gümrük Birliği askıya alınmalıdır. Türk şirketleri ve bankaları da Rusya'nın yaptırımlarını aşmaya devam ederse, bunun cezasını kendilerinin çekmesi gerekir.Almanya da Boğaziçi'nin saldırgan otokratını durdurmak için daha fazlasını yapabilir” denildi.
TÜRKİYE, RUSYA İLE İLİŞKİLERDE İLERLİYOR
Gazetede Gerd Höhler imzasıyla yayımlanan yazı özetle şu şekilde:
(…) AB Komisyonunun Türkiye'deki duruma ilişkin son ilerleme raporu aslında tam da tersine bir gerileme raporudur. İster demokratik kurumlarda, ifade ve basın özgürlüğünde, yargıda, ekonomik yapısal reformlarda veya yolsuzlukla mücadelede, isterse komşular Suriye, Irak, Yunanistan ve Kıbrıs'ta olsun: AB'nin Türkiye ile ilgli ilerleme raporu her yerde ve her noktada gerilemeye, kötüleşmeye işaret ediyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile yakınlaşma sürecinde ve Moskova ile ilişkilerde de kendine göre çizdiği yoldan ilerliyor: Türkiye, bu anlamda sadece Batı'nın Moskova'ya yönelik yaptırımlarını dikkate almamakla, aşmakla kalmıyor. Söz konusu yaptırımlar, Türk şirketleri ve bankaları tarafından sistematik olarak baltalanıyorlar. Bu arada Erdoğan, -Vladimir Putin'e bir dostluk jesti olarak- İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılımını da engelliyor.
O KONU GÜNDEME BİLE GELMEDİ
Türkiye Cumhurbaşkanı, Rusya ve Ukrayna arasında bir ara buluculuk rolüne soyunuyor olabilir, ancak bir Kremlin Sözcüsü'ne göre, Putin ile Astana'daki son görüşmede bu konunun bahsi bile geçmedi. Putin bunun yerine, Türkiye'yi Rusya'nın Avrupa'ya doğal gaz arzı için bir merkez haline getirmeyi önerdi. Erdoğan da bu kapsamda yetkililere “hemen” planlamaya başlamaları talimatını verdi.
--Türkiye ile Yunanistan Arasında Bir Savaşın Patlama İhtimali Var mı?--
Avrupa açısından bakıldığında, bu hiç de iyi bir olay veya gelişme olmaz. Avrupa bu durumda, doğal gaz musluğunu anında kapatabilecek iki öngörülemez otokrata birden bağımlı hale gelirdi. Erdoğan, öte yandan, sığınmacıları AB üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmaya istekli olduğunu daha şimdiden gösterdi. Doğal gaz söz konusu olduğunda da, aynı şeyi yapmaktan asla çekinmeyecektir ki arkadaşı bize bunun nasıl olduğunu gösterdi.
Kremlin lideri, Ukrayna'daki acımasız savaşını sivil halka yönelik saldırılarla sürdürürken, Erdoğan komşusu ve NATO ortağı Yunanistan'ı "Bir gece ansızın gelebiliriz." sözleri ve neredeyse her gün ortaya attığı yeni savaş söylemleriyle tehdit ediyor. Amerikalı askeri tarihçi ve Türkiye uzmanı Ryan Gingeras, tüm bu çıkışların boş konuşma olmadığını düşünüyor ve Türkiye ile Yunanistan arasında bir silahlı çatışmanın "sadece olası değil, aynı zamanda muhtemel" olduğunu değerlendiriyor.
ALMANYA TÜRK OTOKRATA SINIRLARINI GÖSTERMELİ
Putin'den sonra Erdoğan da artık Avrupa'da barış için her zamankinden daha büyük bir tehdit haline geliyor. AB'nin Erdoğan'a eninde sonunda artık “kırmızı kartı” göstermesi ve bir dur demesi gerekiyor. Türkiye, tüm AB adayları için geçerli olan Kopenhag kriterlerini uzun süredir karşılayamadı. Ankara bu nedenle, katılım noktasındaki aday statüsünü kaybetmiştir. Çıkmaza girmiş katılım müzakereleri artık sonlandırılmalı ve Gümrük Birliği askıya alınmalıdır. Türk şirketleri ve bankaları da Rusya'nın yaptırımlarını aşmaya devam ederse, bunun cezasını kendilerinin çekmesi gerekir.
Almanya da Boğaziçi'nin saldırgan otokratını durdurmak için daha fazlasını yapabilir. Mesela, AB üyesi Yunanistan'a yönelik savaş tehditleri göz önüne alındığında, Alman denizaltılarının Türkiye'ye teslimatı derhal durdurulmalıdır. Söz konusu denizaltılar, Doğu Akdeniz'deki güç dengesini orantısız bir şekilde Türkiye lehine değiştirebilirler.