Bilgin'in ‘16 yıllık Merkel iktidarı Almanya ve Avrupa siyasetini dönüştürdü' başlıklı analizinden bir bölüm;
Alman seçmenin Merkel sonrası dönem için kafası karışık. Anketlere göre, 26 Eylül seçimlerinde iki dönemdir Almanya'yı yöneten büyük koalisyonun bir daha hükümet kuramayacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. On altı yıllık Merkel iktidarının ardından onun yerini dolduracak bir liderin çıkmayacağı fikri bir hayli yaygın. Hristiyan Demokrat Partisi'nin (CDU) oy kaybı, Merkel iktidarı ile bir hesaplaşma olarak okunmamalı. Merkel, iktidarı döneminde Almanya'yı AB'nin “merkezi gücü” konumuna yükselten lider oldu.
Allensbach Enstitüsünün araştırmasına göre, seçmenin yüzde 87'si oy kullanmak istiyor ancak bunların yüzde 40'ı kime oy vereceği konusunda kararsız. Oy kullanacağını belirten kitlenin yüzde 63'ü ise partilerin başbakan adaylarını ikna edici bulmuyor. Seçmen bir taraftan oy vereceğini bildirirken diğer taraftan siyasi partilere olan güvensizliğini de dile getiriyor. Yüzde 53'ü ise başbakan adaylarından hiçbirinin Almanya'nın sorunlarını çözebileceğine inanmıyor. Tercihlerinin bir bakıma “kötünün iyisinden” yana olacağını ifade ediyor.
26 Eylül'den sonra başlayacak koalisyon görüşmeleri partiler için tavizler gerektirecektir. En az üçlü koalisyon ile yönetilecek olan Almanya'da Sosyal Demokratların (SPD) birinci parti olması durumunda Yeşiller ve Hür Demokratlar (FDP) ile hükümet kurması güçlü bir olasılık. Öte yandan Hristiyan Demokratlar oy kaybını durdurmayı başarırsa, Yeşiller ve FDP ile de hükümet kurabilir. SPD ile CDU'nun bir araya gelmesi ise oldukça zor görünüyor. SPD seçim kampanyasının en başında bir daha CDU ile hükümet ortaklığına girmeyeceğini duyurarak, merkez sağ siyasetten merkez sol siyasete dönüş yaptığını açık şekilde kamuoyu ile paylaştı. Bu durumda yeni hükümetin merkez sol siyasi söylemleri ön plana çıkarması beklenebilir.
AA