Ataları bir asır önce Alman sömürge güçleri tarafından katledilen ve mülklerine el konulan Namibyalı kabileler, dedelerinden kalan toprakların iadesi için Berlin ile yeni görüşmeler yapılması çağrısında bulunuyor.
Berin Hükümeti, Mayıs 2021'de, Namibyalı kabilelerin Alman sömürge yönetimine karşı isyanının ardından (1904-1908), Alman sömürge güçleri tarafından mülkleri ellerinden alınan ve katledilen insanların torunlarına karşı bir tür "telafi" olarak, 30 yıl boyunca 1,1 milyar euro değerindeki projeleri finanse etmeyi taahhüt etmişti.
Keza Almanya, olaydaki rolü için özür dileyerek, 65 bin Herero ve 10 bin Nama toplumu mensubunun katledilmesini ilk kez resmen "soykırım" olarak tanımlamıştı.
Ancak eleştirmenler, Almanya'nın özrünün Namibya devletine yöneltilmemesi gerektiğini, zira Namibya devletinin soykırım sırasında var olmadığını ve Almanya ile müzakerelerde Herero ve Nama halklarının yetkililerini temsil etme yetkisinin bulunmadığını belirtiyor.
Ovaherero Geleneksel Otoritesi'nin (OTA) bir fraksiyonunun lideri olan Mutjinde Katjiua, (katliamdan) etkilenen toplulukların torunlarının görüşmelerde dışlanmasının 2006 tarihli parlamento kararından sapma olduğubu belirterek sürece sert tepki gösterdi.
Söz konusu karar, müzakerelerin trajediden (katliam) etkilenen toplulukları ve zulümden sorumlu hükümeti içermesi gerektiğini öngörüyor.
Bu halklar ayrıca 2021 ortak deklarasyonunda toprak mülkiyeti konusunun ele alınmadığını savunuyor ve Alman sömürge güçleri tarafından alınan ata topraklarının iade edilmediğine dikkat çekiyor.
"Şu anda elimizde olan, kalkınma yardımlarını finanse etmek için yapılan ikili bir anlaşma. Tazminat ve soykırımla ilgili bir şey değil." diyen Katjiua, Reuters'e verdiği demeçte, "Almanya masaya gelmeli, bizimle görüşmeli, Hererolar ve Namalarla müzakere etmeli ve (neden oldukları) hasarı onarmak için neyin uygun olduğu konusunda birlikte karar vermeliyiz." ifadelerini kullandı.
Ayrıca Katjiua, "Eğer her şey başarısız olursa, bize kalan tek şey topraklarımız olacak. Zira nerede olduğunu biliyoruz, nehirlerin isimlerini biliyoruz ve çiftliklerle ilgili bilgi sahibiyiz." diye konuştu.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında tüm sömürge topraklarını kaybeden Almanya, İngiltere ve Fransa'dan sonra üçüncü büyük sömürgeci güçtü.
Ancak, tarihçiler ve siyasetçiler ağırlıklı olarak Nazilerce işlenen Holokost'a (Yahudi Soykırımı) odaklanınca, Almanya'nın sömürge geçmişi on yıllar boyunca göz ardı edildi.
Almanca Konuşan Namibyalılar Forumu Başkanı Harald Hecht, 'ortak deklarasyonun' Namibya Parlamentosu'nun onayına tabi olduğunu ancak iki hükümetin de belgeyi değiştirmeyi tartışması nedeniyle sürecin askıya alındığını kaydetti.
Önerilen değişikliklerin anlaşmadaki 30 yıllık sürenin beş ya da 10 yıla indirilmesini içerdiğini aktaran Hecht, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ortak deklarasyon harika bir model değil çünkü önerilen tazminat miktarı 'tazminat' anlamına gelmiyor, ama en azından masada bir teklif var. Başka bir şey olmadığı takdirde, bunu desteklememiz gerektiğini düşünüyorum."
Almanya Dışişleri Bakanlığı konuya ilişkin yorum yapmadı.
Namibya'nın soykırım konusundaki teknik komitesinin başkanı Büyükelçi Tonateni Intenge-Envula, (katliamdan) etkilenen tüm tarafların müzakerelere katılmaya davet edildiğini ifade etti.
Bu arada Beyazlar, Namibya nüfusunun yüzde 5'ini oluştursa da hala en verimli tarım arazilerinin yüzde 70'inden fazlasını kontrol ediyor.
euronews