İngiltere'nin ve Avrupa Birliği'nin aylardır beklediği gün geldi, çattı. İngiltere Başbakanı May'ın, ülkesinin AB'den ayrılabilmesi için imzaladığı Brexit anlaşması, bugün İngiltere Parlamentosu'nda oylanacak. Muhalefetin neredeyse tamamı ve hükümetteki Muhafazakâr Partisi'nden de kalabalık bir grubun, May ve AB liderleri arasında geçen Kasım ayında imzalanan Brexit anlaşmasından memnun olmadıkları için, İngiltere Başbakanı'nın oylamayı kaybedeceğinden yola çıkılıyor.
Avrupa Birliği'nin motoru Berlin'de de tüm gözler Londra'daki oylamaya çevrildi. Bir açıklama yapan Federal Dışişleri Bakanı Heiko Maas, anlaşmanın reddelilmesi halinde yeni bir uzlaşma için masaya oturulmasının söz konusu olmayacağını söyledi. Maas, anlaşmanın onaylanmaması durumda sadece ayrılış süreciyle ilgili görüşmelerin süreceğini, ancak imzalanan anlaşmanın değiştirilmesinin gerçek dışı olduğunu açıkladı. Başbakan Angela Merkel'in bir sözcüsü de, Brexit anlaşmasının reddedilmesi halinde AB'nin İrlanda tedbir maddesi için yeni güvenceler vereceği şeklinde İngiliz basınında çıkan haberin doğru olmadığını bildirdi. Merkel'in meslektaşı May'la telefonlaştığını doğrulayan sözcü, "Merkel, Brexit konusunda May'e Aralık ayındaki AB liderler zirvesinde konuşulanların ve AB'nin May'e dün gönderdiği mektubun ötesinde herhangi bir garanti vermedi" diye konuştu.
İNGİLTERE AB'DEN AYRILACAK
Berlin'de ekonomi çevrelerinde yapılan yorumlarda, oylamanın tahmin edildiği gibi, May'in aleyhine sonuçlanması sonrasında, İngitere'nin herhangi bir anlaşma olmadan AB'den ayrılmak zorunda kalacağı, İngiliz sterlininin hızla değer kaybedebileceğini, ülke ekonomisinin resesyona girebileceğini ve bunun AB ekonomisinin de çok büyük yara alması almanına geleceği vurgulanıyor. Brexit oylamasının yapılacağı gün açıklanan yıllık ekonomik büyüme raporu Berlin'de ve ülkenin bankalar merkezi Frankfurt'ta keyiflerin daha da kaçmasına neden oldu. Buna göre ekonomik büyüme geçtiğimiz yıl yüzde 1,5'da kaldı. Hükümet resmi büyüme beklentisini yüzde 1,8 olarak duyurmuştu. Son beş yılın en düşük seviyesindeki büyüme, resesyon tartışmalarını da beraberinde getirdi. Alman ekonomisini taşıyan ihracat uzun süredir yorgunluk sinyalleri verirken, Brexit'le bağlantılı belirsizliklerin yatırımları frenlediği belirtiliyor. Brexit'in, dizel tartışmaları nedeniyle zaten bocalayan Alman otomotiv endüstrisindeki sıkıntıları artıracağı ve Almanya'nın Birleşik Krallık'a ihracatının da yeikselecek vergiler nedeniyle yaklaşık yüzde 60 civarında azalabileceği tahmin ediliyor. Alman Ekonomi Enstitüsü'nün (IW) verilerine göre, Alman GSYH'sinin yüzde 5'i doğrudan ve dolaylı olarak Birleşik Krallık'la ticarete bağlı.
Bu arada İngiltere'nin AB'den çıkmasından, dolayısıyla da AB üyeliğinin beraberinde getirdiği hakları kaybetmekten korkan binlerce İngiliz'in Almanya'da süresiz oturum veya Alman vatandaşlığı için başvuruda bulunduğu açıklandı. Berlin Eyalet Hükümeti, sadece geçen 3 Ocak'tan bu yana 3 bin 600 İngiltere vatandaşının Berlin'de süresiz oturum başvurusu yaptığını duyururken, 2017'de yaklaşık 7 bin 500, 2018'de de tahminen 10 bin İngiliz'in de Alman vatandaşlığına geçtikleri haber verildi.