AA'nın haberine göre Gabriel, göç ve sığınmacılar konusunda uluslararası kuruluşlarının temsilcileriyle Dışişleri Bakanlığında yaptığı toplantının ardından düzenlenen basın toplantıda, ABD Başkanı Donald Trump ile Amerikan yönetimini kendi ulusal çıkarlarını uluslararası düzenin önünde tutmakla eleştirdi.
Yeni ABD yönetimiyle bazı konularda anlaşamadıklarına işaret eden Gabriel, "Sadece başarısız kalan bir G7 zirvesi yaşamadık aynı zamanda dünyadaki güçler dengesinde bir değişim oldu" diye konuştu.
Gabriel, bu nedenle Avrupa'nın artık dünyada daha önemli bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu durumda bence Batı daha küçük, en azından daha zayıflıyor. Avrupa'nın daha küçük ve daha zayıf hale gelmemesi ve etkisini yitirmemesi için çaba harcamamız gerekir" dedi.
ABD YÖNETİMİNE ELEŞTİRİ
Gabriel, iklim, silahlanma ve Müslümanların ülkeye giriş yasağı konularındaki tutumu nedeniyle ABD yönetimini eleştirerek, "Müslümanların bir ülkeye girmelerinin yasaklanması dinler arasındaki görüş alışverişinin teşvik edilmesi için iyi bir fikir değil" değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Trump'ın ilk yurt dışı ziyaretinde Suudi-Arabistan ile yaptığı silah anlaşmasını da değinen Gabriel, "Bu konuda da ABD'nin dar bir güvenlik bakışı olduğunu görüyoruz. İstikrarın ve güvenliğin askeri harcamalarla mümkün olabileceğine inanıyor" ifadesini kullandı.
Gabriel, bu konularda ABD yönetiminin beklentileri yerine getirmeyeceğinin anlaşıldığını dile getirerek, ABD'den kaynaklanan boşluğun nasıl doldurulacağının Avrupalı ortaklarla görüşülmesi gerektiğini kaydetti.
Gabriel, "Ben Avrupalıların daha güçlü olması ve ABD'yi günün birinde Batı'nın ilkelerine yeniden dahil edebilmek için çaba harcamamız gerektiğine inanıyorum" dedi.
Söz konusu güç boşluğunu başka ülkelerin doldurmaya çalıştığını da belirten Gabriel, “Birisinin uluslararası sözleşmelerden geri çekilmesiyle başka birilerinin buraya girdiğini görüyoruz" diye konuştu.
GÖÇ KONUSU
Savaş, iç savaş veya fakirliğin insanların ülkelerinden kaçma veya veya göç etme sebebi olduğuna işaret eden Gabriel, bunlardan dolayı yerleşik oldukları yerlerden kaçan 60 milyondan fazla kişinin çoğunluğunun kendi ülkelerinde veya komşu devletlerde sığınmacı durumunda bulunduğuna işaret etti.
G7 zirvesinde iklimin korunması konusunda anlaşmaya varılmamasına da eleştiren Gabriel, bu şekilde iklim değişiminden kaynaklanan göç nedeninin daha da güçlendirildiğini kaydetti.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Uluslararası Göç Özel Temsilcisi Louise Arbour da BM'nin bu konuda geçen yıl bir konferans düzenlediğini aktararak, BM üyelerinin, insanların ülkelerinden ayrılmaması için güçlerini birleştirmek istediğini, bu konuda 2018 yılında ortak bir karar alınmasının beklenildiğini belirtti.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de, insanların ülkelerinden ayrılarak sığınmacı olmak istemediklerini, bu kişilerin daha çok ülkelerindeki göç sebeplerine karşı mücadele edilmesini istediklerini söyledi.
Sığınmacı krizinin gelecek yıllarda da devam edeceğini vurgulayan Grandi, yurtlarından göç eden 65 milyon insanın acil yardım ihtiyacı bulunduğunu, göçü azaltmak için kontrol mekanizmalarının oluşturulmasını istedi.
Avrupa Birliği (AB) Komiseri Dimitris Avramopoulos da sığınmacı konusunun küresel bir sorun olduğunu, bundan dolayı herkesin sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.
Avramopoulos, AB'nin, Balkan ülkeleri, Türkiye ve Afrika'daki bazı ülkelerle yaptığı ortak çalışmalarla sığınmacı konularında önemli ilerlemeler sağladığını savunarak, AB'nin iltica yasasında reform yapması gerektiğini de sözlerine ekledi.