Almanya'nın Ankara'daki Büyükelçisi Martin Erdmann, Büyükelçilik'te bazı gazetecilerin sorularını yanıtladı. 22 Ocak'ta Berlin'de Başbakan Davutoğlu ve Merkel liderliğinde yapılacak hükümetler arası görüşme için ‘iki ülke arasındaki ilişkilerin nitelik ve yoğunluğunu ortaya koyuyor' diyen Erdmann, Türkiye'nin Almanya için çok önemli olduğunu vurgulayarak görüşmelerin işbirliğini yoğunlaştırmasını beklediklerini söyledi:
“Federal hükümet dünya çapında çok az ülkeyle bu tarz hükümetler arası görüşme düzenliyor, Fransa, Çin, Brezilya ve İsrail. İlk kez de Türkiye ile bu toplantı gerçekleştirilecek. Almanya'dan Türkiye'ye her yıl beş milyon turist geliyor. Ekonomik ilişkilerimiz de son derece yoğun, yıllık 35 milyar dolarlık hacme ulaşıyoruz. Hükümetler arası görüşmeler, bazı süreçleri harekete geçirmesi beklenen toplantılar olarak değerlendiriliyor. İkili ilişkilere daha fazla dinamik katması bekleniyor. Dileğimiz Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin olduğundan ileri bir aşamaya taşınması.”
MÜLTECİ KRİZİ İLE BAĞLANTISI YOK
Görüşmede herhangi bir yeni anlaşma imzalanmayacağını belirten Alman Büyükelçi, toplantıların düzeyinin yükseltilmesinin göç kriziyle ilgisi olmadığını söyledi:
“Bu dönemde hükümetler arası toplantının ilki gerçekleştirilecek. Fakat bunun mülteci kriziyle doğrudan kesinlikle bir bağlantısı yoktur. Güncel bir konu olarak eminim göç konusu da toplantıda ele alınacak. Süreci başlatan şey, mülteci krizi olmadı. 2015'te Davutoğlu ile Merkel'in inisiyatifi doğrultusunda bu aşamaya gelindi.”
Türkiye ile Almanya arasında 2013'ten bu yana süren dışişleri bakanları düzeyindeki ‘stratejik diyalog toplantıları', 22 Ocak'ta ‘hükümetler arası görüşme' düzeyine yükseltilmiş oluyor. Bu görüşmelerin her yıl bir kez yapılması planlanıyor.
2015 yazında 700 bin sığınmacıyı kapısında görünce paniğe kapılan Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye'nin krizin çözülmesinde oynayacağı rolü göz önünde bulundurarak on bir yıl sonra ilk kez bir zirveye çağırmıştı. Uzun yıllardır Türkiye'nin AB üyeliğine karşı açıklamalarda bulunan Alman Başbakan Merkel de öncesinde Ankara'ya bir ziyaret gerçekleştirmiş, Türkiye'nin tam üyeliği için yeni fasıllar açılabileceğini söylemişti. Merkel, Türkiye'nin göçmen krizi konusunda 'kilit ülke olduğunu' da dile getirmişti. Ardından da iki ülke arasındaki toplantılarının 22 Ocak'ta başbakan düzeyine yükseltilmesi kararı geldi.
ALMANYA TÜRKİYEYİ YALNIZ BIRAKMAK İSTEMİYOR
Büyükelçi, Almanya'nın Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılara çalışma izni verilecek olmasını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Avrupa ülkelerinin Türkiye'yi bu konuda yalnız bıraktığı eleştirilerine yanıt verdi:
“Almanya ve Avrupa Birliği Türkiye'yi yalnız bırakmak istemiyor. Türkiye gerçekten devlet olarak örnek bir şekilde iki milyon iki yüz bin Suriyeli mülteciye bakıyor kendi ülkesinde. Biz Avrupalılar ve Almanlar olarak Türkiye'nin tutumunu büyük bir takdirle karşılıyoruz.
Almanya, Avusturya ve İsveç de Türkiye'ye benzer bir şekilde mülteci kriziyle baş başadır. Almanya 1 Ocak 2015'ten bu yana kendi ülkesine bir milyon yüz bin mülteciyi kabul etti. Dolayısıyla ortak bir şekilde AB ve Türkiye olarak bu mülteci akınının yönetilmesine muhtacız. Bir kez daha vurgulamak isterim ki hiç kimse bu sorunu tamamıyla Türkiye'nin omuzlarına yüklemek istemiyor. Bu zor işin üstesinden ancak el birliğiyle gelebiliriz.”
İtalya'nın Türkiye'ye yapılacak olan üç milyon Euro'luk yardıma yaptığı itirazla ilgili ise yorum yapmaktan kaçındı.
Mart ayında Almanya, Yunanistan ve Türkiye arasında üçlü bir göç zirvesi yapılacak. Avrupa Birliği ülkeleri Yunanistan ve Türkiye arasında sınırdaki kaçak geçişlerinin durdurulması için daha fazla işbirliği yapılmasını talep ediyor. Büyükelçi Erdmann, bu işbirliği için “Kesinlikle düzeltilmesi gereken, iyileştirilmesi gereken bir işbirliği” yorumunu yaptı. Ancak “Bu kaygan zemine kesinlikle adım atmayacağım” diyerek detay vermekten kaçındı.
IŞİD ile mücadele uluslararası koalisyonun bir parçası olan Almanya'dan birlikler, Ocak ayı başında Adana'da bulunan İncirlik Üssü'nde konuşlanmıştı. Büyükelçi, Alman Savunma Bakanı Ursula von der Leyen'in Çarşamba günü İncirlik'e giderek önce Türk mevkidaşı İsmet Yılmaz ile görüşeceği, ardından da üsteki Alman birliklerini ziyaret edeceği bilgisini verdi. Önümüzdeki haftalarda diğer bakanların da birliklere nezaket ziyaretinde bulunabileceğini söyledi. Almanya'nın İncirlik'teki varlığını artırma ya da sayıların değişmesi ile ilgili bir plan olmadığını belirtti.
İncirlik Hava Üssü'nde Almanya'ya ait altı tornado keşif uçağı var. Bir adet tanker uçağı ve yaklaşık 800 asker de görev yapıyor. Doğu Akdeniz'de ise bir Alman fırkateyni bulunuyor.
Türkiye'nin doğusunda PKK ile yaşanan çatışmaların hatırlatılması üzerine Erdmann, “PKK ile mücadele, Türkiye'nin en doğal hakkıdır” dedi. Ancak sorunun siyasi düzlemde çözülebileceğini de sözlerine ekledi:
“Eminim PKK konusu görüşmelerde gündeme gelecektir. Terör artık Türkiye, Almanya ve tüm AB'yi ilgilendiren ortak bir sorun. Hem Türkiye hem de Almanya, terörü her yönüyle, ne şekilde gündeme gelirse gelsin şiddetle kınayan iki ülkedir. PKK ile mücadele Türkiye'nin en doğal hakkıdır. Fakat federal hükümetin inancına göre bu sorun sadece siyasi düzlemde kalıcı bir sonuca kavuşabilecektir.
Türk hükümetinin 2013'ten beri izlediği çözüm politikasını biz Almanya olarak destekledik. Temmuz 2015'ten bu yana sürecin sekteye uğramasını ve yeniden başlamamasını büyük bir üzüntüyle karşılıyoruz.”
IŞİD'in saldırılarına da değinen Büyükelçi, "Paris, İstanbul, Jakarta'daki terör saldırıları hepimize gösteriyor ki aslında hepimiz terörün tehdidi altındayız ve terörle ortaklaşa mücadele etmeliyiz" dedi. Sultanahmet'te 12 Ocak'ta on Alman turistin hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili elinde yeni bir bilgi olmadığını söyledi.
Türkiye'nin AB sürecinde Almanya'nın rolü
Türkiye'nin AB sürecinde en önemli adımlardan biri, Güney Kıbrıs'ın blokajı altındaki yargı, temel haklar, adalet, özgürlük ve güvenlik konularını kapsayan 23 ve 24. fasıllar. Almanya da yıllardır bu fasılların açılmasına karşı.
Bu kapsamda basın özgürlüğü konusunun da 22 Ocak'ta Berlin'de gündeme gelme potansiyeli olduğunu söyleyen Erdmann, fasılların açılmasıyla ilgili kararı AB ülkelerinin vereceğini ve ‘şu anda bu konuyla meşgul olduklarını' söyledi. Avrupa Komisyonu'nun fasılların açılması yönündeki tavsiyesini hatırlattı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin blokajıyla ilgili olarak da “Kıbrıs görüşmelerinin bu yılsonuna kadar olumlu neticelendirilmesinde ümitli bir bekleyiş içerisindeyiz. Son derece iyimser bir yaklaşımla olayı takip ediyoruz.”
