ANALİZ: Donbas’ta gerçekten neler oluyor?
Rusya tarafından Kırım’ın işgalini yakından takip etmiş olan gazeteci Gönül Şamilkızı, bölgede uzun yıllar muhabirlik yaptı. Aynı zamanda Kırım Ateşi kitabının yazarı olan Şamilkızı, Donbas’ta yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi

Oluşturma Tarihi: 2021-04-06 07:47:14

Güncelleme Tarihi: 2021-04-06 07:47:14

Ukrayna'nın doğusunda başlattığı hibrit savaşın yedinci yılının dolduğu günlerde Rusya Kiev'e yeniden kol gücü gösteriyor. Donbass sınırına askeri yığınak yapılıyor, çatışma bölgesinden ateş haberleri geliyor, Rusya yetkililer üst perdeden tehditler savuruyor; yani alışılagelmiş “Ukrayna Rusları katlediyor”, “NATO savaşa hazırlanıyor” propagandası yine devrede. Peki neden? Rusya gerçekten savaşı alevlendirmeye ve Donbass'ta yedi sene önce başlattığı işgali tamamlamaya mı hazırlanıyor, yoksa Kiev'i başka konuda/konularda köşeye sıkıştırmak için açık yaraya mı basıyor? Hangisi?​​​​​​​

Donbass'ta gerçekten neler oluyor?

Rusya'nın 2014'te Kırım'ın işgalini tamamladıktan hemen sonra Ukrayna'nın doğusunda başlattığı hibrit savaş yedi yıldır aralıksız devam ediyor. Elle tutulur sonucu olmayan “Normandiya dörtlüsü” görüşmeleri, daha imzalanmadan kadük kalan Minsk protokolleri, Ukrayna iç politikasını etkilemek için yapılan göstermelik esir değişimleri ve yarım yamalak uygulanan ateşkes anlaşmalarının gölgesinde yedi yıldır devam eden bir savaş ve kısmî bir işgal var. Ukrayna ordusu Rusya'nın savaşın ilk aylarında ele geçirdiği bölgelerin önemli kısmında kontrol sağlasa da, özellikle Donetsk yakınlarındaki Gorlovka ve Mariupol'un yakınlarında ve Aleksandrovka ve Marinka arasında kalan bölgelerde sıcak çatışma eksik olmuyor. Debaltsevo, Avdiivka, Lugansk'a bağlı Jelobok ve Zolotoe yerleşim birimlerinden de zaman zaman çatışma haberleri geliyor. Rusya'nın keskin nişancı ve mayın döşeme gruplarının bölgedeki aktif faaliyetleri de, Ukrayna ordusunun sürekli nöbet değişimi de Donbass bölgesinin artık alışılagelmiş halleri. En son Haziran 2020'de imzalanan ve ağır aksak devam eden ateşkes anlaşmasının süresinin bu yılın başında dolmasıyla birlikte, bölgede tamamen kontrolsüz bir gerilim meydana geldi. Şubat sonu, Mart başından itibaren ise bu gerilim giderek tırmanıyor. Sadece Mart başına kadar bölgede Ukrayna'nın kaybettiği asker sayısı 15. Bu sayı son bir haftada daha da artmaya başladı.

Rus propagandası

Rusya “Donbass'ta büyük savaş” propagandasına Şubat'ta başladı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy'nin “Putin'in adamı” olarak bilinen Viktor Medvedçuk ve çevresine yaptırım uygulamasının hemen ardından, Putin'in basın sözcüsü Peskov'dan “Donbass'ta gerilim” uyarısı geldi. Peskov'un açıklamasına ilerleyen günlerde Rus medyasındaki “Donbass'ta büyük savaş hazırlığı” haberleri eşlik etti. Rusya televizyonlarında Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın ofisine füze darbesi indirilmesine ilişkin tartışmalar yapılırken, Kremlin'in siyaset uzmanları Ukrayna'nın güneydoğusunun Rusya'yla birleştirilmesi konusunu yeniden dillendirmeye başladı. Bu sırada Rusya gazetelerinde ise Ukrayna yönetiminin Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki başarısından etkilendiğine ve Karabağ savaşının en etkili aracı olan Türk SİHA'larına güvenerek savaş başlatmaya hazırlandığına ilişkin “analizler” yer alıyordu.

26 Mart'ta Donbass'taki cephenin Gorlovka istikametinden ilk ciddi çatışma haberi geldi. Şum ilçesi etrafındaki saldırıda dört Ukrayna askeri hayatını kaybetti, iki asker de yaralandı. Ukrayna Genelkurmay Başkanı Ruslan Homçak parlamentonun 30 Mart'taki olağanüstü toplantısında, Rusya'nın işgal edilmiş bölgeler ile sınırdaki Bryansk, Voronej, Rostov vilayetlerine ve Kırım'a askeri yığınak yaptığını açıkladı. Ukrayna ordusuna savaş hazırlığı emri verildi. Kiev Rusya'ya yönelik yaptırımları kaldırmak için fırsat kollayan AB liderlerinden umudu kesmiş olacak ki NATO ülkelerinden ve özellikle ABD'den Rusya'nın saldırganlığına karşı somut destek talebinde bulundu. ABD'den gelen mesajlarda durumun takip edildiği ve NATO müttefikleriyle müzakere edildiği bildirildi. Gerilim sürerken ABD Başkanı Biden'ın Zelenskiy'i araması ise Rusya'nın hamlesinin Washington'da görüldüğü şeklinde yorumlandı.

Rusya yeniden işgal girişiminde bulunur mu?

Yüksek tonlu açıklamalara, Donbass'ta her gün duyulan ateş seslerine ve askeri yığınak görüntülerine rağmen, pek çok uzman Donbass'ta büyük bir savaş yaşanma ihtimalinin henüz zayıf olduğunu düşünüyor. Zira bu, Rusya devlet başkanının Donbass'taki gerilimi yükseltme yönündeki ilk girişimi değil ve Putin her defasında bu tür gerilimlerle bölgedeki oyun kurucunun kendisi olduğu mesajını vermeye çalışıyor. Bu kez ise bu mesajı vermek için kendince nedenleri bir hayli çok: Zelenskiy'nin (Poroşenko'nun bile yapmadığını yaparak) Medvedçuk ekibine savaş açmasından Biden'ın “katil Putin” açıklamasına, ABD yönetiminin Kiev'le ilişkilerdeki aktifliğinden Ukrayna ordusunun güçlendirilmesi çabalarına, Kiev'in Kırım Platformu girişiminden Kırım'ın su sorununa kadar. Bunlara kendi ülkesindeki iç sorunları, özellikle de Navalnıy skandalını da eklersek, yaşananları Rus liderin “bölgenin ağası hâlâ benim; güçlüyüm, istediğimi yaparım” mesajı olarak değerlendirmek mümkün. Bu mesaj hem Biden ve Zelenskiy'e hem bölge ülkelerine hem de kendi kamuoyuna veriliyor.

Fakat bütün bunlar, diğer yandan Kremlin'in Ukrayna ile savaşı yeniden canlandırmaya yönelik bir planının hiç olmadığı anlamına da gelmiyor. Putin yedi yıldır Donbass'ta pasaport dağıtmaktan paralı asker toplamaya, silahlandırmaktan propagandaya kadar, adım adım bir Abhazya, Güney Osetya, Kırım senaryosu uygulamakta. Dolayısıyla, kendisi için kritik önem arz eden herhangi bir konuda Ukrayna yönetimini köşeye sıkıştıramayınca, aynı oyunu yeniden sahneleyeceğini veya sağ gösterip sol vurabileceğini –mesela Donbass'a yığınak yapıp Kırım'a su sağlayan kanalları işgal girişiminde bulunabileceğini– öngörmemek mümkün değil.

Özetle, belli ki Putin bölgede yeni bir oyun hazırlığı içinde. Bu oyunun nasıl sonuçlanacağını ise sadece Putin'in niyeti değil, şimdiye kadar Moldova'da, Gürcistan'da, Azerbaycan'da, Ukrayna'da sınıfta kalan Batı'nın bölgeyi okuma kabiliyeti ve kararlılık düzeyi belirleyecektir.

AA